DÜNYADA MEKAN AHİRETTE İMAN!

Yazımın başlığı her insan geçerli. Ancak günümüz şartlarında bu parası olanlar için geçerli olmaya başladı. Özellikle MEKAN konusu. İMAN’ın kimde olup olmadığını ise Allah bilir.

Fakat 60 yılı aşkın ömrümde bir tek       EVİ yani dünyada MEKANI olmayanlardan biriyim. Çalmadan, çırpmadan gelebildiğimiz yere geldik, gidebildiğimiz yere kadar gideceğiz.

Ben ve benim gibiler ‘Dünyada mekan ahirette iman’ sözünü tam tersi olarak düşünür. MEKANI boş verip dünyada İMANLI ve güzel AHLAKLI olarak yaşamayı tercih eder.

Fakat MEKANSIZ da yaşam maalesef sürmüyor. Hele hele günümüzde fahiş ev fiyatları, döviz kuru gibi artan ev kiraları varken bırakın MEKANI başınızı sokacak bir oda bulmak hayli zorlaştı.

İşte bu durum ve ahvalinde dar gelirli vatandaşın imdadına Cumhur İttifakı yani Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yetişti. Önceki gün açıkladığı ‘TOKİ Sosyal Konut Projesi’ ile umutları yeşertti.

Cumhuriyet tarihinin en büyük Sosyal Konut Projesi olan ‘İLK EVİM’ birçok kesimde değişik yankı uyandırdı. Her cephe kendine göre değerlendirdi. Tuzu kuru olanlar sessiz kaldı.

Özellikle dar gelirliler dün sistem açılır açılmaz hem bankalardan hem de E-Devlet üzerinden başvurularını yaptı. Binlerce kişi zaman zaman sistemin kilitlenmesine bile yol açtı.

Buda evi olmayan milyonların böyle bir proje dört gözle beklediklerini ve onayladıklarını açık ve net olarak gösterdi. Ama bildiğimiz muhalefet yine aynı teraneyi okudu. 

Erdoğan tarafından açıklanan sosyal konut projesi gayrimenkul sektörünce olumlu karşılanırken ilk eleştiri CHP'den geldi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın, "Dağ fare doğurmuştur. Türkiye'nin derinleşen konut sorununa çözüm olamayacaklar" dedi.

Yapılan bu açıklama, “Kedi uzanamadığı ciğere mundar der” atasözünü aklıma getirdi. Keşke siz yapabilseydiniz de bizler bunca yıldır kiralarda sürünmeseydik be kardeş.

Fakat muhalefetin tam aksine inşaat sektörü açıklanan projeye olumlu yaklaştı. Çünkü 2023-2028 yıllarına yayılan 900 milyar lira başlangıç bütçeli bu dev hamle, 2 trilyon lirayı aşacak.

Kısacası bu para piyasaya girdiği zaman 81 ilde ve tüm ilçelerde yerel ekonomi de hareketlenecek. İnşaat malzemesi üretimine katkı sağlayacak. Birçok sektör canlanacak.

20 yıla kadar yayılan vadelerle, küçük taksitlerle daire, dükkân, arsa sahibi olabilecek insanlar hem geleceğe güven duyacak hem de hayata sıkı sıkıya bağlanacak.

“Başımı sokacak bir evim olsun” diyen, iç geçiren gerçek ihtiyaç sahipleri, gözü dönmüş konut sahibi, müteahhit ve emlakçıların elinden kurtarılacak.

Tabi yeni proje ile mahalle kültürü yeniden yeşertilecek. Yatay mimarisi ve sosyal donatıları ile çağdaş yaşamın tüm imkânları dar gelirliler için mucize olmaktan çıkarılacak..

Belki projedeki konut sayısı ihtiyaç sahiplerinin tamamına yetmeyecek olsa da en azından bir bölümü ev sahibi olacak. Piyasa frenlenirken birikmiş parası olanlara da fırsat doğacak.

İşin Antalya bazına baktığımız zaman 7 bin 100 konut küçümsenecek bir rakam değil. Şimdi düşünün Aksu Altıntaş, Kırcami ve Sur Yapı bitince Antalya’da açığın büyük bir bölümü kapanmış olacak.

Lakin burası çok göç alan bir şehir olduğu için ne yapılırsa yapılsın yetmez. Bunu biliyoruz ama en azından gelecekteki 5-10 yıl konut sorun olmaktan çıkacak. Buna tersine göçüde kattığımız zaman tablo baya değişecek.

İşte o zaman yaptığımız başvurudan şans bize de gülerse ‘Dünyada MEKAN ahirette İMAN’ diyebileceğiz. Sebep olanlara TEŞEKKÜR bekleyenlere bol ŞANS.

EVSİZ KALMAYI BİLMEK!

Evsiz barksız kalmak ne demek ancak çeken ve yaşayan bilirmiş. En azından biz öyle gördük, öyle öğrendik. Allah kimseyi evsiz, barksız ve başını sokacak bir göz odasız bırakasın.

Bugün köşem tamamen bu ev meselesi üzerine olacak ama varsın olsun. Amacımız bir yarala merhem olmaksa tamamını bile böyle konulara ayırabilirim. Yeter ki çözüm bulunsun.

Efendim önceki gün İstek Antalya Konyaaltı Okulları Psikolojik Danışmanı Ömer Yasin Yavuz, sosyal medya hesabından bir fotoğraf paylaştı. Bu dikkatimi çok çekti.

Konyaaltı Hurma Mahallesi Altınyaka yol ayrımında yıkık dökük bir ev. Fatma adındaki yaşlı bir kadına aitmiş. Çöpten topladıkları ile geçimini sağlıyormuş bu eli öpülesi teyzemiz.

Tek isteği birileri tarafından yıkılan evinin tamir edilmesi. Bakın “Yeniden yapılsın” demiyor. Sadece tamir istiyor. Aza kanaat etmesini bilen birisi belli ki. Tek isteği başını sokacak evine girebilmek.

Türkiye’nin turizmdeki lokomotifi, dünya vatandaşlarının gözbebeği Antalya’da hele hele altın gerdanlığı Konyaaltı’nda yok mu Fatma teyzenin evini onaracak bir babayiğit?

Mutlaka vardır, bön öyle biliyorum. Sanırım kısa sürede gereğini yapacak olan o babayiğit ile birlikte Fatma teyzeye çay içmeye bile gitmeye hazırım.

Hadi hayır duasını birlikte alalım ve EV ÖZLEMİNİ bitirelim. Ne dersiniz?