DÜNYA VE TÜRKİYE’DE TARIM

Yapılan çalışmalar hızlı nüfus artışı ve kaynakların sınırlılığıyla ilgili olarak gıda ürünlerine olan talebin 2050 yılına kadar mevcut üretimin yarısından daha fazla artması gerektiğine dikkat çekiyor. Bu durum tarımda verimliliğin ve kaynak kullanım etkinliğinin artırılmasına yönelik konuların sürekli canlı kalacağına işaret etmektedir.  Dolayısıyla tarım ve gıda sektörünün önemi önümüzdeki dönemde daha da artacaktır. Bu durum ise küresel ölçekte gıda arz güvencesinin sağlanması konusunu ve bununla birlikte gıda güvenliği ile gıda güvencesi konularını dünya gündeminin değişmez günceli haline getirecektir. Bu çerçevede önümüzdeki dönemde kırsal alanın korunması ve tarım sektörünün sürdürülebilir geliştirilmesi temel bir ilgi alanı olarak canlılığını korumaya devam edecektir.

Türkiye milli gelirine(GSMH) tarım sektörünün katkısı mutlak değer olarak artmaya devam ederken diğer sektörlerdeki gelişmenin de etkisiyle oransal olarak düşmektedir. Türkiye ekonomisine tarım sektörünün katkısı 1960’lı yıllara kadar yüzde 40’ın üzerinde iken, 1960 yılında yüzde 39,3, 1990 yılında yüzde 19,8 ve 2000 yılında ise yüzde 13,4 olarak gerçekleşmiştir. Son 20 yıllık döneme bakıldığında 2010 yılında tarımın ülke ekonomisine katkısı yüzde 9 iken bugün yüzde 6’lar civarındadır.

Dünden bugüne Türkiye’nin Tarımsal Üretim Değeri mutlak ve oransal olarak artırmaya devam ediyor. Ancak son 20 yıla bakıldığında geçmiş yıllarda da çeşitli kereler olduğu gibi, ekonomik krizler tarım sektörünü de büyük ölçüde etkilemiştir. Özellikle 2001 yılında Anayasa kitapçığının fırlatılmasıyla başlayan kriz Türk ekonomisine bir bakıma tarihindeki en büyük zararları yaşatmış ve ülkenin ağır faturalar ödemesine yol açmıştır.

2002 yılında ülkenin toplam Tarımsal Üretim Değeri 36,9 milyar liradır ve bu değer 2010 yılına kadar çift haneli rakamlarda seyretmiş, 2013 yılında ise 121,7 milyar liraya çıkmıştır. 2019 yılında ise 2018 yılına göre Toplam Tarımsal Üretim Değeri 384,2 milyar liradan 409,3 milyar liraya yükselerek bir önceki yıla göre yüzde 6,5 artmıştır.

Yine 2018 yılında 158,9 milyar lira olan Bitkisel Üretim Değeri  2019 yılında 195,8 milyar liraya çıkarken, aynı dönemde Hayvansal Ürün Üretim Değeri ise 225,3 milyar lira’dan 213,5 milyar liraya düşmüştür. Buna göre hayvansal üretim değeri yüzde 13,1 oranında gerilerken, bitkisel üretimdeki artış yüzde 23,2 gibi yüksek bir oranda gerçekleşmiştir.

Bu çerçevede  arım sektöründe üretilen hasıla bakımından Türkiye’nin  Avrupa’da ilk sıralarda  ve dünya genelindeyse ilk 10’da yer alıyor olması son derece önemlidir ve bu durum dünya genelinde Türkiye’nin tarımdaki gücünü görmek bakımından anlamlıdır.