DÜNYA SİYASETİNE ANTALYA DAMGASI
Yıllardır Antalya’yı üç ayaklı bir şehre benzetir ve bu üç ayağı da Tarım, Turizm ve Ticaret olarak açıklardık. Şimdi o ayağa bir de diplomasi kısmını ekledik.
***
Bunun eklenmesinde tabi ki Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun emeğini asla göz ardı edemeyiz. Onun yoğun girişimleri ile geçtiğimiz yıl ilki gerçekleştirilen Antalya Diplomasi Formu bu yıl yine büyük bir coşku ve katılımla gerçekleştirildi.
***
Mart ayının ikinci haftasında düzenlenen ve artık geleneksel hale geleceği resmen açıklanan forma sayısal bakımdan bakacak olursak o kadar çok ülke katıldı ki, neredeyse formun geneli için belirlenen süre bile görüşmeleri tamamlamaya yetmedi desek abartmış olmayız.
***
Sadece Bakan Çavuşoğlu ve Cumhurbaşkanı Erdoğan bile 50’nin üzerinde ikili görüşme gerçekleştirerek diplomatik anlamda neredeyse rekor kırdılar.
***
Tabi ki bunun yanında savaş durumunda olan Ukrayna ve Rusya Dışişleri Bakanlarının da hemen bir gün öncesinde Antalya’da Türkiye tarafından bir masaya oturtulması tüm gözleri Antalya’mıza çevirmişti.
***
İşte dünyanın gözünü çevirdiği böylesi bir durumda büyük bir tanıtımı yapılan Antalya’nın Tarım, Turizm ve Ticaret’te yeni pazarlar edinmesi de bu formlarla birlikte kolaylaşacaktır.
***
Yani bir nevi fırsattan yararlanma şeklinde pozisyon almamız gerekecek bir durum ortaya çıkmış oluyor. Olmasına oluyor da fırsattan yararlanma durumunu hayata geçirecek olan da bu şehrin dinamikleri değil mi?
***
Antalya Ticaret Borsası, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası, Antalya Organize Sanayi Bölgesi, İşadamları, Sivil Toplum kuruluşları ve şehrin yöneticileri…
***
Elbette üzerine düşenin fazlasını yapma gayretinde olanlar görüyoruz, biliyoruz ancak sadece o isimler değil bizim vatandaşımızın da bazı konularda davranışlarını gözden geçirmesi gerekmez mi?
***
Mesela her fırsatta bir bahane üreterek elinde bulunduğu ürüne fahiş fiyat çekmek? Veyahut savaş sebebiyle Antalya’ya ilgi çok olunca fiyatları üçe, beşe katlamak…
***
Ahlaka da vicdana da sığmaz.
SON SÖZ
Güzel bir imajımız varken boş yere onu zedelemek kime zarar peki hiç düşündünüz mü? Unutmayın, bu günlerin yarınları da var…