DOST DEDİĞİN
Gülümseyen yüz, tatlı söz dostluk duvarının harcı, dostluk
binasının temelidir. Dost seçmek istediğin kimsede şu dört özelliğin olması
lazım. Önsezisi derin, davranışı vefakar, vakur duruşu, tavrı vefalı.
***
Misafir vardır çay kahve ikram eder uğurlarsın. Misafir
vardır otelde, lokantada ağırlar uğurlarsın. Dost vardır evinde misafir eder
uğurlarsın. Dost dediğin tuzlu ekmek yese gülen yüzün, tatlı sözün varsa yine
gelir.
***
Yolda kalmış yüklü bir kamyonu traktörün motoru kuvvetli,
halatı sağlam ve şoförü de maharetli ise rahatlıkla çekebilir. İnsan da
sıkıntıya düştüğü veya bir hata yaptığı zaman samimi olduğunu düşündüğü dostu
onu çekebilir.
***
Eğer dostun sevgisi ve hoşgörüsü kuvvetli ve samimi ise seni
düştüğün maddi/manevi sıkıntıdan kurtarabilir. Kalbi bozuk insan ise cılk
yumurta gibidir. Kim onunla yakınlaşırsa zarar eder. Ahlaksız adamlarla arkadaş
olmak vahşi hayvanlarla bir odaya girmeye benzer.
***
Gülümseyenin gülmesi yakındır. Kahırlanan kimsenin bir gün
feryat etmesi yakındır. Sürekli iyi düşünen, başkalarına hayır yapan, faydalı
nasihat dinleyenin İslam alimlerinin hikmetli sözlerini ve kıssalarını okuyanın
kendini düzeltmesi ve ibadete başlaması yakındır.
***
Devamlı müstehcen yayın seyredenin, ekranlarda nikahsız
yaşamaya teşvik eden filmleri izleyenin, bunları normalleştirip ağzı devamlı
günahlı söz sarf edenin zina yapması, yuvasını yıkması yakındır.
***
Boş teneke ile sürekli konuşan insan arasında ne fark
vardır? Boş teneke dokunduğun zaman ses yapar. Bilgisi olmadığı halde her
konuda sürekli konuşan insanlar bir şey sormadan devamlı konuşur.
***
Hiç kimseye faydası olmayan insan içi çürük ceviz gibidir.
Fakat iyilik gördüğü kimseye bile kötülük yapan insan akrep gibidir. Akıllı bir
Müslüman düşünce yolu ile akrepten ders alıp kötülüklerden kaçabilir.
***
Dünyada 100 gram bile gelmeyen akrepten korkuyoruz. Fakat
günahlarımız yüzünden -Allah korusun- cehenneme düşersek katır büyüklüğündeki
akreplerden nasıl korunabiliriz?
***
Anne ve babalar evlatları için hayatlarını ortaya koyacak
kadar fedakardırlar. Ellerinde ne varsa verecek kadar cömerttirler. Fakat ne
hikmetse bazı evlatlar paraya kavuştuğu zaman veya evlendiği günün ertesi artık
el olurlar.
SON SÖZ
Hiç kimse seni hatırlamak zorunda değil.
Ama sen kendini hatırlatmak zorundasın!
Hiç kimse beni tanımak zorunda değil.
Ama ben iz bırakmak zorundayım!
Muammer Erkul