DÖRT KELÂM

Önceki yazımızda kaleme almaya sebep olan 40 yıllık ömür, 30 senelik tahsil, 4 kelime ve 4 kelama değinmiştik. Şimdi bu konuyu geniş bir biçimde işleyeyim. Nedir onlar?

O kelamların birincisi, “ben kendime sahip değilim” insanın bunu anlaması bazen bir ömür ister. Öyle değil mi? Bunu anlamadan göçüp giden insanlar ile doludur hayatımız. Ya biz anladık mı yoksa anlar gibi mi yaptık? Hayır anlamıyoruz anlamak istemiyoruz.

Zira anladığımız an mesuliyetlerimizin sorumluluklarımızın altına gireceğiz. Bu yük zahiren çok ağır ve meşakkatli olsa da hakikatte çok hafif ve rahattır hem ebedi bir saadeti rahatı kazandırabilir.

Bu kelime ile anlamalısın ki sahibim ancak kainatın sahibidir zira her şeye sözünü dinlettiren idare ve tedbir eden sonsuz güç kudret ondadır. O’nun idaresi ve mülkü altında sende O’nun mülküsün hududunu haddini bilmelisin.

O kelamların ikincisi, “ölüm haktır” evet ölüm haktır bize bilmediğimiz bir şey söyle diyebilirsiniz. Herkesin tasdik ettiği ölümü herkes bilmiyor meselenin ve karşılaşacağı durumun ciddiyetinde değiller. Ne demek bir düşünsenize kendi ölümünüzle birlikte sevdiğiniz beraber olmak istediğiniz her şeyde herkes de ölecek.

Geçmişin ölmüş, geleceğin ölmüş, iki ölümün arasında kısacık bir hayattasın. Ölümü anlamıyorsun zira ölmeyecekmiş gibi ameller içindesin. Yoksa ahirete mi inanmaz oldun hesap gününün hesabını mı yapmaz oldun. O halde anlamalısın ki bak gözüne bir göz kapağı diline bir tat duygusu cesedine bir elbise ayağına bir ayakkabı takılmış bütün her aza ve cihatlarının karşılığı var.

Sadece hayal duygunun karşılığı yok neyi hayal edersen akıl hayaline itiraz eder böyle şey olmaz der durur. Halbuki o hayal duygunun karşılığı ancak ahrettir ebedi bir hayattır sonsuzluktur. Bir çiçek kocaman bir bahara işaret eder gösterir sen daha görmüyorsun. Bedenin ise şu hayata direk olacak kabiliyette değildir.

Hani derler ya “dünyaya kazık mı dikeceksin” diye. İşte onlara de hayır kazık dikmeyeceğim tohum olup toprağa düşeceğim cennet ağacı olup meyveler vereceğim ve onlara meydan oku onların ağlama ve inlemelerine karşılık sen Rabbini tanı ve ebediyen gül. Hem senin şu bedenin et ve kemik yağ gibi çeşitli maddelerden birleşmiş bir cisimdir.

Bu kadar eti, yağı, memnun edeceğim derdinde iken ruhunu ve duygularını ve yetiştirilmeyi bekleyen bütün letaifelerini idama mahkum edemezsin etmemelisin. Ve bu kelimede anladın ki kısa bir hayatta bu cesedin ve cesedinin içindeki maddelerin beraberlikleri varsa da yakın zamanda hepsi birbirinden ayrılacaktır.

Anne rahminden bebek olarak ayrılan sen çocukluğunla bebekliğinden de ayrıldın. Çocukluğunun safiyane eğlencesinde iken gençliğinde ondanda ayrıldın. Sonra yetişkinliğinle gençliğinden sonra ihtiyarlık ile o gençliğinden ayrıldın ve ölüm haktır gerçeği seni kabir kapısına çekiyor.

Diğer iki kelamı sonraki yazımızda ele alacağız inşallah. Selam ve dua ile…

SON SÖZ

Her yıl doğum gününü kutlarken ölüme yaklaştığın adımlarını unuttun. Şimdi adımlarını sayma vaktindir nefeslerini sayma vaktindir son kaç adım son kaç nefesin kaldı. Hiç endişe etme bu hakikati anladın ebedi nefesler ebedi adımlar ebedi saadet seni bekliyor hiç korkma…