Dolandırıcıların akıl almaz sahte İncil ve Tevrat oyunu
Papirüs kağıdıyla hazırlanan sahte İncil ve Tevrat, milyonlarca liraya satılığa çıkartılıyor.
Uluslararası Strateji Kalkındırma Araştırma Derneği (USKAD)
Genel Başkanı ve Koruma ve Restorasyon Uzmanı Cemil Karabayram, Türkiye'ye yurt
dışından sahte İncil ve Tevrat sokma furyasında papirüs kağıdıyla yeni bir
dolandırıcılık yönteminin başladığını belirterek, “Yaklaşık 2 bin TL'ye mal
etmiş olduğu bir Tevrat ya da İncil'i 20-30-40 milyon TL'ye piyasaya sunuyor. O
fiyata bir alıcı bulamıyor ama “Hemen gitmem lazım, acil yurt dışına çıkmam
gerekiyor” diyerek bir tane vatandaşımızı buluyor ve belirli bir fiyata
satıyor. Sattıktan sonra ortadan kayboluyor” diye konuştu.
USKAD Genel Başkanı ve Koruma ve Restorasyon Uzmanı Cemil
Karabayram, Türkiye'ye yurt dışından sahte İncil ve Tevrat sokma girişimlerinin
devam ettiğine dikkat çekerek, yeni dolandırıcılık yönteminin papirüs kağıdıyla
yapıldığını söyledi.
“PAPİRÜS KAĞIDINDAN 4
KATMANLI İNCİL YAPMAYA BAŞLADILAR”
Karabayram, Tevrat ve İncil'in dönemleri yapılarak ve taklit
edilerek ülkeye sokulmaya çalışıldığını ifade ederek, şu ifadelere yer verdi:
“Bu eserler kimi zaman ülkemizin sınırları içinde belli matbaalar tarafından
yapılıyor ya da farklı olarak Suriye'den, İran'dan veya Afrika ülkelerinden
ülkemize sokulup, belli işlemler yapıldıktan sonra da piyasaya sunuluyor.
Birkaç ay önce davul derisinden İncil ve Tevrat yapıp bunu piyasaya süren belli
bir kesim vardı. Şimdi Papirüs kağıdından 4 katmanlı İncil yapmaya başladılar,
anladığım kadarıyla menşei Suriye'den geliyor, orada yapılıyor ve ülkemize
getiriliyor. Ülkemizde yaşayan bazı vatandaşlarımız bu yolla dolandırılıyor.”
FARKLI YOLLARDAN
DOLANDIRICILIKLAR
Cemil Karabayram, vatandaşların sahte eserleri almaları için
çeşitli dolandırıcılık yöntemlerinin uygulandığını kaydederek, İçişleri
Bakanlığı'nın büyük operasyonlarla kaçakçıları yakaladığını belirtti.
Karabayram, “Dolandırıcılığı şu şekilde gerçekleştiriyorlar;
bir köy belirliyorlar, köye gidip İncil'i bir taşın arasına yerleştiriyorlar.
Bu taşı özel bir harçla kapatıyorlar, taşın içine İncil'i koymadan önce özel
bir sarma paket yapıyorlar ve yerleştiriyorlar. O köyde yakın bir kilise varsa
yakın bir yere gömüyorlar. Daha sonra birini bulup o köye yolluyorlar, “Bizim
elimizde bir harita var, siz bize yardımcı olun” diyorlar. O kişiyle birkaç gün
aramaya başlıyorlar, dolandırıcılık eylemine giren kişiler ilk başta bonkör
oluyor. Gizli bir hava estiriyorlar ve hemen operasyona geçiyorlar.
Sakladıkları taş anıtın içerisinden İncil'i çıkartıyorlar, İncil bulduk
diyorlar. Daha sonra köy içerisinde tartışmaya başlıyorlar ve alıcılarla
iletişime geçiyorlar. İkinci yöntem de İstanbul, Ankara, Diyarbakır, Gaziantep
gibi şehirlerde belli kesimlere ulaşıp, sahte İncil ve Tevratları elden
çıkartmaya çalışıyorlar. Bu olayla ilgili olarak çok ciddi bir ticaret var.
Terör örgütleri de bundan faydalanıyor ama şükürler olsun İçişleri Bakanımız
Ali Yerlikaya, Cumhuriyet tarihinde görülmemiş operasyonlara imza attı. Bütün
toplumların manevi değerleriyle oynayan ve belirli alanlarda kaçakçılık
faaliyetlerine giren kişilerle çok ciddi mücadeleler veriliyor” dedi.
GÖRSEL FONLA
DOLANDIRICILIK
Cemil Karabayram, papirüs kağıdıyla yapılan dolandırıcılığı
ise şu şekilde açıkladı. “Papirüs kağıdı üzerine bir eskitme yapılmış, eskitme
üzerine bir görsel verilerek, görsel fonuyla eserin binlerce yıllık geçmişi
olduğu belirtilerek, kişiler bu yönde dolandırılmaya başlıyor. İçinde yazan
yazı Aramice mi İbranice mi ne olduğunu bilmediğimiz bir yazı türü, aynı
kalıptan çıkartılıyor. Ve o kalıptan çıkartılan yazı türü baskılama sistemiyle
papirüs kağıdına geçiriliyor. Papirüs kağıdı üzerinde de özel bir kolajla
beraber piyasaya sunuluyor.”
“2 BİN TL'YE MAL ETMİŞ OLDUĞU BİR TEVRAT YA DA
İNCİL'İ 20-30-40 MİLYON TL'YE PİYASAYA SUNUYOR”
Sahte İncil ve Tevrat'ın daha önce davul derisiyle piyasaya
sunulduğunu hatırlatan Cemil Karabayram, davul derisinin fiyatı yükselince
papirüs kağıdının tercih edilmeye başlandığını ifade etti. Kaçakçıların sahte
eserleri piyasaya çok yüksek rakamlarla sunduğuna dikkat çeken Karabayram,
şöyle devam etti: “Eskiden davul derisine alıp 300-400 TL bandında satılıyordu.
Davul derisinin fiyatı yükseldi, papirüs kağıdına döndü. Bir papirüs kağıdının
fiyatı 80 TL, tek sayfa oluşturmak için dört katlı papirüs kağıdı kullanılıyor.
Bu şekilde yaklaşık 500 TL'ye mal oluyor. Yaklaşık 2 bin TL'ye mal etmiş olduğu
bir Tevrat ya da İncil'i 20-30-40 milyon TL'ye piyasaya sunuyor. O fiyata bir
alıcı bulamıyor ama “Hemen gitmem lazım, acil yurt dışına çıkmam gerekiyor”
diyerek bir tane vatandaşımızı buluyor ve belirli bir fiyata satıyor. Sattıktan
sonra ortadan kayboluyor, kaybolduktan sonra vatandaş eserin sahte olduğunu
anlıyor ama bir sahte eser aldığı için kendisini suçlu hissediyor, gidip
şikayetçi olmuyor.”
“TÜRKİYE'YE HER AY
800-900 SAHTE İNCİL VE TEVRAT SOKULUYOR”
Yurt dışından Türkiye'ye sokulmaya çalışılan eserlerin Suriye, Irak, İran uzantılı gruplar olduğunu iddia eden Cemil Karabayram, dolandırıcıların her ay 800-900 eseri Türkiye'ye sokmaya çalıştıklarını belirtti. Karabayram, “Eser dolandırıcıları bir güruh tarafından yönetiliyor, bunlar Türkiye'de değil Suriye'de Irak'ta ve İran'da ki gruplar. Türkiye'ye her ay 800-900 sahte İncil ve Tevrat sokuyor. Giriş sağladıkları bu ürünlerle ciddi bir piyasa elde etmeye çalışıyorlar ve ayrıca bu ekiplerin Türkiye'de de çok büyük gelir elde edip, bu gelirleri terör örgütlerine finansman sağlama ihtimalleri çok yüksek. Devletin kayıtlarında Suriye'den getirdiklerine dair kayıtlar var, ilgili uzmanlar tarafından yurt dışından getirildiği tespit ediliyor” diye konuştu.
İHA