DOĞRU OKUMA
Kısa olsun, uzun olsun bir metni ya da kitabı okuma amacımızı belirlemek; okuma türlerini bu amaca göre kullanarak o yazıdan, kitaptan azami derecede verim ve keyif almamızı sağlıyor. Öyleyse bir metni, bir kitabı okumadan önce kendimize şu soruları sorarak cevap almalıyız. Ben bu metni ya da kitabı niçin okuyorum? Nasıl okumalıyım? Bu soruların cevabını okuma, anlama çağını göz önünde bulundurarak bir sıralama ile yapmanın doğru olacağını düşünüyorum.
***
Henüz okuma becerisine ulaşamamış çağdaki çocuklarımıza okuyacağımız masal türünden kitapları sesli okumaktan başka seçeneğimiz yoktur. Bu çağ çocukları için en uygun tür olan masalların, çocuğun dikkat süresine uygun olması gerektiğini hatırdan çıkarmadan resimli olan masalları tercih etmek yerinde olacaktır. Sözcükleri resimlerle ilişkilendirmek, parmakla göstermek ve sözcük telaffuzuna dikkat ederek okumak doğru olan okuma türü. Sözcükleri, cümlenin anlamına göre tonlama, vurgu ile ve yeri geldiğinde aşırıya kaçmadan jest ve mimiklerle doğru telaffuz ederek okumak, çocuğun hem sözcükleri doğru telaffuz etmesini hem dinleme ilgi süresinin artmasını sağlayacaktır.
***
Okul yıllarımızda Türkçe ve edebiyat derslerinde öğretmenlerimizin bir yazıyı, bir şiiri tahlile geçmeden önce sınıfta metnin hacmine göre tamamını ya da bir bölümünü örnek okuma yaptığını hatırlarız. Örnek okuma, sözcükleri doğru telaffuz etme; vurgu ve tonlama; anlam karışıklığını önlemek amacıyla noktalama işaretlerine dikkat edilmesini sağlayarak okuma eğitimidir. Öğretmenin örnek okumasından sonra öğrencilere yaptırdığı okuma da aynı amaca yöneliktir.
***
Yanlış tonlama, vurgu ya da noktalama işaretlerine dikkat edilmeden yapılan okuma metnin yanlış anlaşılmasına ya da tam anlaşılamamasına sebebiyet vermektedir. Sözgelimi metinde geçen “İhtiyar, kadının gözlerine bakarak gülümsedi” cümlesindeki özne olan “ihtiyar”, virgülü görmez de es vermeden okursak kadının sıfatı olur ve özne de üçüncü kişi yani “o” olur. Okullarda yaptırılan çalışma, örnek cümlede görüldüğü gibi metnin tam ve doğru anlaşılması eğitimidir.
***
Metnin kurallara bağlı okuması yapıldıktan sonra öğretmenler bir de sessiz okuma yaptırır hatırlayacaksanız. Bu okuma da metnin iyice anlaşılmasına, sonrasında artık tahlil edilme safhasına geçilmesi gerektiğine yöneliktir. Sesli okuma; sözcüklerin doğru telaffuzu, tonlanması ve cümlenin anlamına göre sözcüklerin doğru vurgulanması yeteneğini geliştirirken sessiz okuma da okuma hızının geliştirilmesini, okuma alışkanlığının kazandırılmasını, okunan metnin sosyal alanlarla bağlantısının kurulmasını sağlar.
***
Zaman zaman sessiz okumanın içten okumayla karıştırıldığını biliyoruz. Hatta bu karışıklığın farkında olmayan uyarıcılar tarafından “içinizden okuyun” uyarısıyla sessiz okumayı kastettiklerini de. Oysa bu iki okuma biçimi birbirinden farklıdır. İçten okuma, okunan sözcüklerin içten tekrarı demektir. Sessiz okuma gibi düşünülse de sözcük seslerinin tekrarı, okuma hızını düşürdüğü gibi anlama oranının da azalmasına sebebiyet verir. Sessiz okuduğunu sanan birçok okur, okumayı bu şekilde gerçekleştirir. Oysa sessiz okuma gözle okuma demektir. Sözcüklerin görüldüğü anda algılanması ve anlamlandırılması anlamına gelmektedir ki okunan metnin tam ve doğru anlaşılmasına yöneliktir.
KUTU
BİR SONRAKİ YAZI
Bir sonraki yazımda okuma türleri ile ilgili sohbetimize devam etmek üzere siz sevgili okurlarımın bilinen kıssadaki “Oku oku da adam ol baban gibi eşek olma” cümlesinin yazımında ve telaffuzundaki kastı hatırlamanızı istirham ediyorum. Yazımda virgülü, okumada esi koy “ol” emir kipli eylemin sonuna ya da “gibi” edatının sonuna.