DOĞAL BAL İÇİN AMANSIZ TAKİP!
Antalya’nın Akseki ilçesinde arıcılıkla uğraşan vatandaşlar, firari arıları bulmak için günlerce sabahın erken saatlerinde güneş ışığı ile yüksek tepelerden geçiş noktalarını takip ederek doğal kovanları buluyorlar.
Antalya’nın Akseki ilçesinde arıcılıkla uğraşan vatandaşlar, firari arıları bulmak için günlerce sabahın erken saatlerinde güneş ışığı ile yüksek tepelerden geçiş noktalarını takip ederek doğal kovanları buluyorlar.
Manavgat ilçesi Gebece Mahallesi'nde yaz aylarında Akseki’nin yaylalarında hayvanlarını otlatan ve aynı zamanda arıcılıkla uğraşan Ramazan Topaça ve Akseki ilçesinde arıcılık yapan Mehmet Kara, kovanlarından kaçarak su kenarlarına gelen arıların peşine düşüp, doğada kendiliğinden yaptıkları kovanları buluyor. Ağustos ayında arıların izini sürerek yerlerini belirleyen arıcılar, ekim ayında firari arıları bazen Toros Dağları'nda 2000 bin metre yükseklikteki dağlarda kayaların içinde, bazen de çürümeye başlamış ağaçların kovuğunun içlerinde buluyorlar.
Kovanlarda ortalama 3 ila 10 kilogram bal bulan Ramazan Topaça, tamamen doğal ortamda üretilmiş balı kendi kovanlarında ürettiklerinin neredeyse 10 katı fiyatına satıyor. Topaça, temmuz ve ağustos aylarında çeşitli nedenlerle kovanlarından kaçan arıların pisliklerinden ve sabahın erken saatlerinde güneş ışığı ile yüksek tepelerden geçiş noktalarını günlerce takip ederek doğal kovanlarını bulduklarını söyledi. Bazen sabahın erken saatlerinde güneş ışığı ile birlikte izini sürdüğü arıları kilometrelerce mesafede yüksek rakımlı dağların eteklerindeki kayaların kovuğunda bulduğunu ifade eden Topaça, "Kaçan arıları Toroslar’ın zirvesinde yüksek kayalıkların deliğinde kolay kolay kimse bulamaz. Bu kayanın içinden bal almak için yanımızda götürdüğümüz ağaçlardan iskele yapıyoruz. Bazen kayaların yüksekliği 5-10 metreyi buluyor. Bu oldukça tehlikeli oluyor. Bazen de ormanların içinde ağaç kovuklarında buluyoruz. Bulduğumuz arılardan ise ne kadar bal çıkacağını bilemiyoruz. Artık bir şans meselesi " dedi.
"KİLOSU BİN 500 LİRAYA KADAR SATILIYOR"
Topaca, doğal kovanlara ulaşmasının hikayesini şöyle anlattı:
"Her yıl Manavgat ilçesinin Gebece Mahallesi’nden Akseki’nin yaylalarına hayvanlarımı otlatmaya geliyorum. Arıların her yıl temmuz, ağustos aylarında ilk uçuş zamanlarında pisliklerini takip ederek yuvalarına ulaşıyorum. Ayrıca sabah erken saatlerde güneş ışığı ile yüksek tepelerden geçiş noktalarını takip ediyorum. Bunu bulmak oldukça zordur. Tehlikeli ve yorucudur. Bazen kilometrelerce 6-7 kilometre yürüyerek doğal kovanı bulmayı başarıyorum. Sarp dağlara gidiyoruz. Toros Dağları'nda bazen kuru ağaç kovuklarında, bazen sarp kayalarda buluyoruz. Daha sonra ise eylül ayında çiçek zamanı geçip bal zamanı gelince balını alıyoruz. Yüksek kayalıklara ise yanımızda götürdüğümüz ağaçlardan iskele yapıp balyozla kayayı kırıyoruz. Arıların ballarını aldıktan sonra arıları bir kovana katıp getiriyorum. Onları da yeniden yetiştiriyorum. Arıların yaşamasını sağlıyorum. Yılda bazen 5 kilo, bazen 40-50 kilo civarında bal buluyoruz. Bal tamamen organiktir. Yılda bu şekilde 10 civarında arı buluyoruz. Bu tamamen bir şanstır. Bazen arıların yaptığı peteklerde bal olmuyor. Bu organik balın kilosu bin 500 liraya kadar satılıyor. Bunu bulmak oldukça zor. Bazen 6-7 kilometre yürüyerek arılara ulaşıyoruz. Sarp dağlara gidiyoruz. 2-3 saat yürüyoruz."
Antalya'nın Akseki ilçesinde arıcılık yapan Mehmet Kara ise, kayadan balı aldıktan sonra arıları da kovana taşıdığını ifade ederek, kraliçe arıyı kovana aldıktan sonra diğer arıların da onu takip ettiğine değindi. En son kraliçe arıyı kovana yerleştirdiğini belirten Kara, "Arıları kovana katmak oldukça zor. Her yıl 10-15 kovanlık arı buluyorum. Bu işler çok zordur. Tehlikeli ve yorucudur. Arılar bizleri sokuyor. Ben alışkın olduğum için bu mesleği severek yapıyorum" diye konuştu.
“TAMAMEN ORGANİK VE ŞİFA KAYNAĞI”
Kara, arıların yaptığı balın tamamen doğal ve organik şifa kaynağı olduğunu, Toroslar'ın zirvesindeki kekik ve yüzlerce çeşit çiçekten alınan balın da ender bulunduğunu kaydetti. Bilen kişilerin kendilerinden özellikle bu balı istediğini ifade eden Kara, kovanda üretilmiş normal balın kilosu 150 liradan satışa sunulurken, bu balı bin 500 liradan sattıklarını söyledi.
İHA
İklim değişikliğinin tarım üzerine etkilerini ve alınması gereken önlemleri anlatan Akdeniz Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Orhan Özçatalbaş, “Geçtiğimiz 5 yıl içerisinde Türkiye tarım sigortaları kapsamında çeşitli tehditlere karşı üreticilere hükümet 10 milyar liralık bir ödeme yaptı. Ürününü garanti altına almak isteyenlerin tarım sigortası mutlaka yaptırması gerekiyor” dedi.
Türkiye’de ve dünya genelinde iklim değişikliğinin tarımsal üretimi ciddi şekilde etkilediğini belirten Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Orhan Özçatalbaş, iklim değişikliğinin Akdeniz Havzası’nı fazlasıyla etkilendiğini vurguladı. Özçatalbaş, “1 ile 4 santigrat derecelik bir artış söz konusu. Ancak 1 santigrat derecelik artış bile tarımsal faaliyetlerde önemli sınırlamalara yol açabiliyor” dedi.
Türkiye'den 114 ülkeye yılın 9 ayında 1 milyar 160 milyon dolarlık meyve ihracatı yapıldı.
Antalya Ticaret Borsası (ATB) ve Antalya Tarım Konseyi (ATAK) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, Türkiye İstatistik Kurumunun (TUİK) açıkladığı Ağustos ayı Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi'ni (Tarım-GFE) değerlendirdi. Tarım-GFE'nin Ağustos ayında aylık yüzde 1.39 ilan edildiğini belirten Çandır, “Bu rakam, endeksin ölçülmeye başladığı 2015 yılından itibaren Ağustos ayları ortalamasının (2.00) yaklaşık yüzde 30 altında olmuştur. Uzun bir aradan sonra ilk defa ortalamanın altında bir aylık tarımsal girdi fiyat endeksi düşüşü ilan edilmiştir” dedi.
Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü (BATEM) Müdürü Abdullah Ünlü Toprağın Sesi programının konuğu oldu. Müdür Ünlü kurum olarak sektör ve paydaşlara öncülük etmeyi amaçladıklarını söyledi.
Türkiye'nin tohumculuk sektöründe önemli bir yere sahip olduğunu vurgulayan Akdeniz Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Orhan Özçatalbaş, “Türkiye’nin, tohumculuk sektöründe dışarıya bağımlı bir ülke olmadığını belirterek, aksine ihraç eden bir ülke olduğunu vurguladı.
Çevre Mühendisleri Odası Antalya Şubesi, Antalya, Isparta ve Burdur illerinde Şubat-Nisan dönemi özelinde ciddi kuraklık belirtileri gözlemlendiğini belirerek, kuraklık durumuna karşı alınması gereken önlemleri aktardı. Şube, yağışlarda geçen yılın Nisan ayına göre yüzde 70 azalma yaşandığını vurguladı.
Tarım ve Orman Bakanlığı Tayvan'a nitrofuranlı yumurta gönderildiği iddialarını araştırmak üzere inceleme başlatıldığı açıkladı.
Antalya’da 20 dönüm örtü altı alanda yıllık 50 bin paket tohum üretimi yapan Ziraat Yüksek Mühendisi Ali Uzun, 7 türde 50 çeşit tohumu 16 ülkeye ihraç ediyor. Uzun, “Antalya’da ilerleyen yıllarda seralarda belki de yemek için domates üretilmeyecek. Tamamen tohumluk üretilecek. Çünkü biz tohumluk ürettiğimiz zaman birim alandan 10 katı daha fazla kazanabiliriz. Bunu bugün günümüzde Hindistan başarmış durumda. Sektörümüze teşvik alabilirsek hem istihdama katkıda bulunuruz hem de ülkemizin ihracatına katkıda bulunuruz” dedi.
Antalya’nın Serik ilçesinde sabahın erken saatlerinde seraya giren kadınların mavi yemiş (blueberry) mesaisi başladı. Saksılardan tek tek toplanan mavi yemişlerin 125 gramı 45 liradan alıcı buluyor.
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz