DEVEYİ, HAVUDU İLE GÖTÜRMEK!
Türkçe’yi güzelleştiren özelliklerden biri de kelimelerin yanında, mecazın çok olması ve deyimlerin ağırlıklı yer tutmasıdır! Bu deyimlerden biri de ‘deveyle’ ilgili olanıdır. Her ne kadar sözün aslı “Deveyi havuduyla yutmak” ise de, gündelik yaşamda değişime uğrayıp anlamından çok uzaklaşarak “Deveyi hamuduyla yutmak” şeklini almış. Dil bu ya.
Bir de Anadolu’da başka anlamı var. O da, “Nevşehir yöresinde pirzola ikram edilirken alt tabanında patates kızartması, soğan ve kıl biber olan ve ortasına sarımsaklı yoğurt ile söğüş sos konularak ikram edilen etin altındaki sosun adı imiş hamut!
‘Havudu ile götürmek’ TDK’ya göre, “Birinin ya da bir topluluğun tüm parasını ve değerli eşyalarını gasp etmek. İşlediği suçunu gizleme gereği görmeden, illegal yollardan kazanç elde etmek, çapulculuk ve yolsuzluk yapmak” anlamında.
Ama ben size bugün bu konuyu başka bir anlamda anlatmaya çalışacağım. Biz ‘Havudu ile götürmek’ üzerine kuracağız cümlelerimizi ve konumuzun ana esasını!
Bunu yaparken kimseyi direkt veya endirekt suçlama gibi bir niyetim yok. Sadece merakımızdan sorup soruşturup sorgulayacağız. Konu bugün yine Antalya’nın Elmalı Belediyesi.
Dün 5 aydır 669. Elmalı Yağlı Pehlivan Güreşleri’nin hesabının Belediye Başkanı Halil Öztürk tarafından verilemediğinden bahsetmiştim. Amacım ‘Geliyor gelmekte olan’a dikkat çekmekti.
Neydi bu gelen? Hesap veremeyen Başkan Öztürk’ün kıvrak bir varyasyon ile ‘1. ELMALI FOLKLORİK DEVE GÖSTERİSİ’ adı altında bir etkinlik düzenlemesi. Gösteri yarın saat 10.00’da Güreş Sahası yanındaki alanda yapılacak.
Bu işi bilenlerine sordum, “Bu nereden çıktı, neyin nesi” diye. Aldığım cevap çok ilginçti; “Güreşlerden elde edilen para gelişi güzel harcandı ve hesabı verilemediği için yeni bir gelir kaynağı yaratmak amacıyla bu tür organizasyonlar yapılıyor” dendi.
Eğer yanlış anlamadım ve yanlış anlatılmadı ise Başkan Öztürk, güreş paralarını har vurup harman savurdu ve 5 aydır da hesabını veremediği için köşeye sıkışıp bu işe başvurmuş.
Fakat bu organizasyonu yaparken yalnız olmadığını hissettirmek için Güreş Ağası Mehmet Gök’ün adını da davetiyelerde kullanmış. Hem de ANA SPONSOR olarak.
Birincisi bu ağa 1 milyon 377 bin lira vermişti güreşler için. Şimdi kaç lira verecek bilemem. Veriyorsa bir sebebi vardır herhalde. İkincisi gerçek güreş ağasının 17 yaşındaki Yunus Gökalp Gök değil amcası Mehmet Gök’ün resmiyet kazanmış olması. Çünkü davetiyelerde öyle yazıyor.
Üçüncüsü ise bu organizasyondan kaç lira gelir elde edileceği ve elde edilecek gelir nereye harcanacağı? Benim bildiğim bu yörede bu tür etkinlikler ya cami, ya okul ya da spor kulüpleri yararına düzenleniyor.
Şimdi aklıma deli sorular geliyor. Acaba şu 1 milyon 377 bin lira ağalık parası nereye harcandı. Para ile alındığı iddia edilen binanın tapusu nerede? Yoksa paralar kayboldu da onun yerine ‘Devenin havudu ile götürüp’ elde edilecek paralar ile güreşlerin hesabı mı kapatılacak?
Ama unutmayın; deveyi havudu ile götürmeye çalışanlar bunun hesabını er ya da geç verir.
GARANTİ KABUL EDİLMEDİ
Bu başlığa bakıp sakın bir beyaz eşyanın arızası nedeniyle garanti belgesinin kabul edilmediği zannına kapılmayın. Benim anlatacağım garanti, bir olayda bir kişinin garantisinin kabul görmemesi.
Efendim yer yine Elmalı ilçesi. Birkaç gün önce ilçe merkezindeki bir canlı müzikli eğlenceli restoranda geçiyor olay. Gece saat 24.00’ı geçmiş ama iş yerinin bu saatten sonra kapanması gerekiyor.
İçeride hatırı sayılır bir misafir olunca kurala uyulmuyor. Bu misafirimiz Elmalı Belediyesi’nin güreşsever üst düzey bir yöneticisi imiş! O’nun ısrarına dayanılamamış.
Ancak işgüzar birisi polisi arayıp şikayet etmiş bu iş yerini, “Gece müzik çalıyor hala” diye. Polis ekipleri gelmiş ve saatinde kapatılmadığı için işlem yapmak istemiş.
Mekanda o saatte bulanan ağır misafir, “Garantisi benim” demiş polise ama onlarda “Sizin burada olmanız bizi ilgilendirmez” demişler. Sonra da tutanağı tutup işlemi yapıp kapattırmışlar mekanı.
Ertesi gün evraklar hazırlanmış. Biri Elmalı Kaymakamlığı’na (Korkuteli Kaymakamı vekalet ettiği için buraya gidiyor) ve birde Elmalı Belediyesi’ne.
Bakalım şimdi bekleyip göreceğiz. O üst düzey yönetici belediyeye gelen evrakı sümenaltı mı edecek yoksa cezai işlemi uygulatacak mı? Kaymakamlık ne gibi tavır sergileyecek?
Yahu ne Elmalı’ymış. Hangi taşı kaldırırsan altından belediye çıkıyor. Artık birileri çıkıp bu gidişe ne zaman dur diyecek? Garantisi geçmeyenlerden kim hesap soracak?