DESTEK OLMAK DİRSEK OLMAK!

Bizim toplumumuz çok enteresandır. Yazmak kolay değil. Yazarsın, yazar olduğunu kabul etmezler, ya yazdığını anlatamazsın veya anlamazlar ya da anlamak istemezler.

Ünlü dervişe sormuşlar, 'Zor olan nedir?' diye. Dervişin cevabı net, 'Söz' demiş. Ve eklemiş ardından "Anlatması da zor, anlaması da…."

Belki haklılar internet gazeteciliği türeyince sözüm onlara bizim hükmü şahsiyetimizi de silmenin telaşına düşmüşler. Medyamızın klavye abileri varken bize ihtiyaç yok gibi!

Biz Antalyaspor'a destek olsun diye uğraşıp bir iki kelam ederken onlar yeşillik olsun diye yazıyor. Konulara hakim olmadığı halde balıklama atlayanlar var konulara.

Daha öncede yazdım “Antalyaspor’a bırakın destek olmayı köstek olunmasın ve gölge edilmesin gerisini yöneticiler halleder” diye. Ama bu şehrin insanı enteresan.

Şehrin takımına, marka değerine destek olacakları yerde ya sırtından kazanma ya da kendi kazanamıyorsa köstek olma derdinde. Ben bunu böyle derken içimizdeki İRLANDALILAR diye adlandırmıştım.

Ben bunu yazarken herkes konuyu saptırıp gazetemizin spor sorumlusu Koray Geçgel’e karşı tavır aldığımı ve ona karşı yazdığımı iddia edip araya fitne sokmaya çalıştı. Beyhude!

Konunun aslını bilenler bunun böyle olmadığını ‘ANTALYASPORLU İRLANDALILAR!’ diye yazıma başlık atarken yazdıklarımla kimleri kastettiğimi açıkça biliyordu.

Döndük dolaştık aynı konuya geldik. Çünkü Antalyaspor’un gelir kaynağı olarak bilinen MOLOZ işiyle ilgili Antalya 5’inci İdare Mahkemesi ‘Yürütmeyi Durdurma Kararı’ verdi.

Daha öncede söyledim, Antalya garip bir şehir. Bu şehirde doğup büyüyenler ve bu şehre sonradan gelip burada yaşayanlarla dopdolu. Ancak doğduğun yerden çok doyduğun yer çok önemlidir.

İşte bu bakış açısından yola çıktığımız zaman şehrin değerlerine sahip çıkmakta bir o kadar önemlidir. Hal böyle olunca Antalya’nın şüphesiz en büyük değeri de Antalyaspor’dur.

Ancak bu değeri sahip çıkmak öyle her babayiğidin harcı değildir. Bunun koşulu ve şartı yoktur. İyi günde de kötü günde de Antalyaspor’un yanında olmak gereklidir.

Lakin şöyle bir baktığımızda bunun böyle olmadığını açık ve net görüyoruz. En kötüsü de Antalyasporlu görünüp aslında Antalyaspor düşmanlarının sayısız olduğu aşikardır.

Bir başka deyişle kendini kırmızı beyazlı renkler altında kamufle eden İrlandalıların olduğu yadsınamaz bir gerçektir. Bunların sayıları onlarca hatta yüzlerle ifade edilebilir.

İşte buraya kadar yazdığım İRLANDALARIN kim olduğu mahkeme kararı ile ortaya çıkmıştır. Antalyaspor’un gelir kaynağını kim yok ettiyse maalesef içimizdeki İRLANDALILAR onlardır.

Şimdi Antalya Biriketçiler Nalburiyeciler İnşaat Malzemecileri ve Hafriyatçılar Odası’nın Büyükşehir Belediyesi aleyhine açtığı davada verilen karar ile neler oldu ve olacak ona bir bakalım.

Antalyaspor’a sabit gelir kaynağı olması amacıyla Menderes Türel döneminde verilen bir hafriyat işi var. Verildiği günden beri kıyametlerin koparıldığı bir sistem bu.

Hemen hemen bir iki yılda bu konu gündeme getirilip malzeme yapılarak kamuoyu önünde tartışmaya açılmakta. Hatta öyle ki Antalyaspor’un elinden bile alınmak istenmekteydi.

Sonunda bu işi başardılar. Antalya Biriketçiler Nalburiyeciler İnşaat Malzemecileri ve

Hafriyatçılar Odası’nın aldırdığı YÜRÜTMEYİ DURDURMA KARARI ile Antalyaspor’un elinden büyük bir gelir kaynağı gitti,

Bundan sonra mahkeme kararı gereği şayet Konya Bölge İdare Mahkemesi aksi bir karar vermez ise MOLOZ DÖKÜM İŞİ’nden elde edilecek paralar Antalyaspor’a değil Büyükşehir Belediyesi’ne ödenecek!

Sanırım bu kararı aldırtanlardan Antalyaspor maçına gelip tribünlerde böbürlene böbürlene SEN ÇOK YAŞA ANTALYASPOR diyenler vardır. Ama onların asıl hedefinin ne olduğu gün yüzüne çıktı.

Herhalde şimdi çok mutlulardır Antalyaspor’un elinden bu gelir kaynağını aldırıp kendilerine gelir getiren altın tavuğu geri kaptıkları için! Belki de bıyık altından gülüyorlardır OH OLSUN dercesine!

Ama unutmayalım ki bu takımın rengine gönül vermiş nice insanlar var ve onların ahı yerde kalmaz. Elbet bir gün KESER DÖNER SAP DÖNER GÜN GELİR HESAP DÖNER misali işin ucuzu size dokunur. İşte o zaman EYVAH dersiniz ama iş işten geçer.

Baştan beri aynı şeyi söylüyorum. İçimizdeki İRLANDALILARIN derdi başka. Dertleri dev pastadan pay almak. Antalyaspor kazanmış-kaybetmiş hiç umurlarında değil.

Zaten yaşadığımız sıkıntılar hep bu tip insanlardan değil midir? Dost gibi görünüp sırttan vuran tiplerdir bunlar. Varsa yoksa cepleri üç kuruş para görsün de ne olursa olsun.

Buradan bir kez daha soruyorum; “Bu hafriyatçılar ve o malum kararı aldıran dernekleri acaba

Antalyaspor’a destek mi vermişler yoksa sırtından mı kazanmışlar? Peki geldiğimiz noktada Antalyaspor’un elinden bu işi aldırdınız! Başınız göğe erdi mi?”

Bir de Antalyaspor’u yağmur çamur demeden destekleyen taraftarlara bir çift sözüm olacak, “Sizde takımınızın gerçek dostları ve İRLANDALILARI bir kez daha görmüş oldunuz. Artık tribünden gerekli cevabı onlara verme vaktiniz geldi sanırım. Ne derseniz?”

Son sözüm; gölge etmeyin, Antalyaspor'a destek bile olmayın. Ama köstekte olmayın. Ya bu şehri ve tamını sevin ya da bu şehri hemen terk edin.