DEPREM VE PAYLAŞMA

Adam zengindir, köyün ortasına tek başına bir cami yaptırır. Fakat komşularına karşı oldukça cimridir ve komşu çocuklarının hiç birisine bir sakız dahi hediye edip onları mutlu etmez.

***

O’na göre yardım cami, köprü, okul yaptırmaktır. Onlar da büyük para ile olur. Halbuki sevgili Peygamber Efendimiz (sav) iyiliğin asgarisini ilan etmiş: ‘Yarım hurma da olsa sadaka veriniz’ buyurmuştur.

***

Hz Ömer efendimiz zamanında bir yangın çıkmış, bir türlü de söndürülememiş. Hz Ömer yangın hakkında sadaka tavsiye etmiş. Orada bulunan insanlar tavsiyeye uyup sadak verince yangın söndürülmüş.

***

Nasıl Ramazan-ı Şerif ayındaki Kadir Gecesi’nde yapılan yardımlara Yüce Rabbimiz tarafından çok büyük sevaplar verildiği gibi şimdi de depremzede kardeşlerimiz için yapılan yardımlar o kadar kıymetlidir.

***

Burası dünya, hem de çok garip bir dünya. Bir zaman gelir bir hastalık çıkar evlerden çıkılmaz. Bir zaman gelir bir sarsıntı, deprem olur evlere girilmez. Ne zaman ne olacağını bilemez, anlayamaz insanoğlu.

***

Hangimizin başına ne zaman ne geleceğini bilemiyoruz. Bugün varlıklı olmak yarın da varlıklı olacağımız anlamına gelmiyor. Varlıktan kastımız neyse artık. Ruhlarımız mı varlıklı, bedenlerimiz mi, ceplerimiz mi?

*** 

Sağlığımız yerindeyse, evimize ekmek götürebiliyorsak paylaşmak için yeterli. Herkes kendi gücü, bütçesi, kesesi miktarınca paylaşabilir. Tabii ki en önemlisi nasibi varsa. Verebilmek kolay bir şey değil.

***

Onun bile nasip olması lazım, nasibin olması lazım. Verebilmeyi ya da paylaşabilmeyi bir fırsat olarak görmemiz lazım. Her zaman kendisine böyle fırsatlar oluşturmalı insanoğlu. Kendisine bu şekilde yatırım yapmalı.

***

Aslında paylaşmak bir iyilik değil, bir görevdir böyle zamanlarda. İyiliği anlatma kuyruğuna girmek de hoş değil. ‘Ben bu kadar bağışladım’ demek hiç hoş değil. Bu bizim insanlık görevimiz, bizim başkasına yaptığımız bir lütuf değil.

***

Aynalar karşıya akseder fakat kalbin durumu farklıdır. Bazı insanlar güzel konuşur, güler yüzlü ve güvenilirdir. Bazı insanlar ise küfürlü, acı sözlü, kaba, kırıcı, asık suratlı ve nefret doludur.

***

Bazı insanlara ‘Niçin namazı niyazı bıraktın’ diye sorsan ‘Yüzde yüz hatalıyım, vicdanen huzursuzum. Şu halimi kendim de beğenmiyorum. Allah sizden razı olsun, beni uyardınız. En kısa zamanda Rabbime döneceğim’ deyip iyi niyetini ispat eder.

***

Bir başka insana da aynı soruyu sorsan adam kızarır ve köpürür. ‘Herkesin kıldığı namaz, tuttuğu oruç kendine. Ayrıca Allah’ın (cc) benim ibadetime ihtiyacı yok’ der.

***

SON SÖZ

Bir insan ‘benim kalbim temiz’ diyorsa bilin ki o adam cahildir. Allah şuur ve idrak versin. Sadece kalp temizliği yetmez, iman eylem gerektirir. İbadetsiz kulluk olmaz.