DEPREM TRAVMASI

Depresyon, savaş ve doğal afet sonrası yapılan çalışmalarda en çok raporlanan ruh sağlığı problemlerinden bir diğeridir. Depresyon, üzgün, kasvetli ve kötümser bir ruh hali olarak tanımlanabilecek; normalde zevk alınan şeylerden artık zevk alınmaması, uykusuzluk, kilo kaybı, suçluluk ve değersizlik hissi ve konsantrasyon kaybı ile karakterize bir rahatsızlıktır.

***

Ebeveynlerinden uzakta yaşayan ve evleri yıkılmış Bosnalı çocukların yaşadığı savaş travmasının depresyon ile ilişkili olduğu bulunmuştur. Bu çocukların yüzde 43’ü depresyon belirtileri göstermiştir ve yaşı büyük olan çocukların ve daha fazla travmaya maruz kalmış çocukların daha yüksek düzeyde depresyon belirtileri gösterdikleri görülmüştür.

***

Aynı şekilde başka bir çalışmada ağır şekilde kasırgadan etkilenmiş şehirlerde yaşayan çocuk ve ergenlerde şiddetli depresyon seviyeleri görülmüştür. Savaşlar ve doğal afet travmaları depresyonda önemli artışlara sebep olmaktadır. Bununla birlikte, bu artışların travmanın şiddetinden, yaş gibi demografik faktörlerden ve başka ruhsal bozuklukların varlığından yakından etkilendiği söylenebilir.

***

Afetler sonrasında görülen bir başka yaygın semptom da anksiyetedir. Genellikle hoşnutsuzluk, huzursuzluk hali ve somatik semptomlarla kendini göstermektedir. Şiddetli savaşın ortasında yaşamış ve şimdi mülteci kamplarında olan ergenlerde anksiyete oranı yüzde 94.9 olarak saptanmıştır. Şiddetli deprem yaşamış çocukların yüzde 22.7’sinin yapılan ilk değerlendirmede, yüzde 23.3’ünün de depremden 6 ay sonra anksiyete semptomları gösterdiği görülmüştür.

***

Bu çalışma ayrıca yaşı büyük olan çocukların daha yüksek seviyede anksiyete yaşadığını raporlamıştır. Bu örneklerden hareketle, savaş ve doğal afet olaylarının çocuk ve ergenlerde belirgin şekilde anksiyete seviyesini artırdığı, bu artışın TSSB ile beraber olabileceği ve anksiyetenin yaşı büyük olan çocuk ve ergenlerde görülme riskinin daha yüksek olabileceği sonucuna varılabilir. Savaşlar ve doğal afetler, çocuk ve ergenlerin pek çok farklı psikolojik ve davranışsal problem yaşama risklerini artırsa da, TSSB, depresyon ve anksiyete bu durumlardan sonra en çok gözlemlenen ruhsal bozukluklardır.

***

Araştırmalara göre çocuk ve ergenlerin çoğu travmatik olaylardan sonra iyileşip olağan işlevselliklerine geri dönebilmektedir. Ancak bazıları da yukarıda açıklanan problemleri yapabilmekte ve ruh sağlığı hizmetlerine ihtiyaç duyabilmektedir. Okullar, özellikle kriz durumlarında, çocuk ve ergenlere ruh sağlığı hizmetlerinin aktarılmasında en önemli kurumlardan biridir.

GÜVENLİK HİSSİYATI

Okul, çocuk için aileden sonra en önemli sosyal bileşenlerden biri olarak, toplum fiziksel ve duygusal olarak yaralayıcı olduğunda güvenlik ve emniyet hissini sağlayan önemli bir ortam haline gelmektedir. Bu sebeple özellikle büyük afetler sonrasında çocukların mümkün olduğunda güvenlik ve temel ihtiyaçları sağlandıktan sonra okul ortamında, akranları ile bir arada ve yaşanan süreci eğitimcilerin önderliğinde üstesinden gelmelerini sağlama yönünde fırsatlar destelenmelidir.