Dünyanın en etkin deprem kuşaklarından birinin üzerinde olan Türkiye’de uzmanlar, son zamanlarda Ege ve Akdeniz kıyıları için tehlike oluşturan fay hattı Helen Yay’ında 100 veya 140 yıl arayla 8 büyüklüğünü aşan depremler meydana geldiğini ve yakın zamanda yeniden harekete geçebileceği konusunda uyarılarda bulundu. Dün sabah Akdeniz açıklarında meydana gelen 5.3 büyüklüğünde deprem ise bir kez daha deprem konusunda temkinli olunması gerektiğini hatırlattı. Özellikle Alanya başta olmak üzere Antalya’nın tüm ilçelerinde hissedilen deprem, vatandaşlara panik yarattı.

Doğa olayı olarak meydana gelen depremler, insanların yanlış yapılaşmasından dolayı felakete dönüşüyor. Son zamanlarda peş peşe gerçekleşen depremler ise vatandaşların aklına, “Antalya depreme ne kadar dayanıklı?” sorusunu getiriyor. Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) Başkanı Bayram Ali Çeltik, konuyla ilgili Lider Medya’ya özel açıklamalarda bulundu.

“YATAN BİNALAR VAR”

Deprem ülkesi olan ülkemizde Akdeniz kıyısında gerçekleşen depremlerin bilinmez olduğunu açıklayan Başkan Çeltik, “Burnumuzun dibinde belirsizliklerle ve bilinmezliklerle dolu Akdeniz var. Akdeniz’de dün gerçekleşen deprem, kente herhangi bir zarar vermemiştir. Çünkü deniz içerisinde meydana gelmiştir. Fakat deniz içerisindeki deprem geçmişte 365’li yıllarda ve 1300’lü yıllarda, beklenen Kuzey Doğu Anadolu Fay Hattı’ndan çok daha fazla büyük deprem üretmiş ve bu bölgeye çok ciddi zararlar vererek tsunamiler meydana getirmiştir. Bugün Muratpaşa ve Konyaaltı Belediyesi sınırları içerisinde mühendislik hizmeti almış olmasına rağmen oturan ve yatan binalar var. Eğer bilmediğimiz tali faylar harekete geçerse ve kent merkezine yakın bir deprem olursa bu yapılan binaların nasıl hareket edeceğini düşünmek bile istemiyorum” dedi.

YETKİLİLERE SESLENDİ

CHP’li Büyükşehir Belediyesi’ne ait Deprem Risk Yönetimi Şube Müdürlüğü’nün hiçbir faydası olmadığını vurgulayan Başkan Çeltik, “Bugün kentte deprem konusunu hazırlaması gereken kurumlardan birçoğu da bilgi üretmediğini çok rahatlıkla söyleyebiliriz. Örneğin Antalya Büyükşehir Belediyesi’nde depremle alakalı şube müdürlüğü var ama içi boş. Yetkililer bir an önce bu şube müdürlüğünün uzmanlar tarafından içi doldurulup kente ve bölgeye bilgi üretmek zorundalar. Çünkü bu kentte önümüzdeki 25, 30 yıl içerisinde nüfusun yüzde 200, yüzde 300 artacağını öngörebiliyoruz. Rakamlar ortada, öngörüler ortada, o zaman “Niçin bir şey yapılmıyor?” sorusu akıllara geliyor. Fakat dünkü deprem, körfezde olduğu için ve dalma batma zonu olduğu için ne yazık ki yeterince çalışma yok. Son zamanlarda da bu bölge hareketli olduğu için neden büyük bir deprem olmasın?” ifadelerini kullandı.

“DEPREM BİR ENERJİDİR”

Depremin insanların bulunduğu binalarla doğrudan alakalı olduğunu bildiren Başkan Çeltik, “Birde sosyal medyada yapılan açıklamalar görüyorum. Bazıları depremden bir iki saniye etkilenmiş, bazı insanlarsa hiç etkilenmemiş şeklinde aslında hepsinin hissettiği doğru. Deprem bir enerjidir ve bu da insanların bulunduğu binalarla alakalı. Eğer binanız zayıf bir zemin üzerinde eski ve yüksek katlıysa çok daha fazla sallanırken, çok daha kayar bir bölgedeyseniz yeni yapılmış ve az katlı bir binaysa çok daha az sallanıyorsunuz. Bu hissetmeler daha çok zemin, bina yaşı ve bina yüksekliğiyle doğrudan alakalıdır. Binaların çok sallandığı aslında kötü anlamına gelmemektedir. Bunun için birtakım mühendislik çalışmaları yapılması gerektiğini söyleyebiliriz” şeklinde açıkladı.