DEPREM DEĞİL SANKİ KIYAMET!

Nasıl bir süreçten geçiyoruz, neylerle sınanıyoruz Yarabbim… Son 4-5 yıldır yaşamadığımız uğursuzluk kalmadı. 2019 yılında koronavirüs pandemisi tüm dünyayı etkisi altına aldı. İlk 2 yılında birçok insanı hayattan kopardı. Bilim kurgu filminden farkı yoktu.

***

2018 yılında biri deseydi; “Böyle bir şey yaşanacak” diye, kimse inanmazdı. İNANMAZDIK… Koronavirüs pandemisi hem dünyamızı hem de ülkemizi kasıp kavurdu. Bir sürü insanı vakitli vakitsiz hayattan kopardı. Etkileri halen sürerken bunun üzerine ülkemizde başka başka felaketler yaşandı.

Cumhuriyet tarihinin en büyük orman yangını, Rize ve Kumluca’da yaşanan sel felaketleri ve bunların yanında yüzyılın en büyük afeti denilen ve 10 ili etkileyen Kahramanmaraş depremi…

***

Benim bu afetleri yazarken bile tüylerim diken diken oldu. Bunların içinde ikisine bir Antalyalı olarak yakından tanıklık ettim. Birisi Manavgat’ta yaşanan Cumhuriyet tarihinin en büyük orman yangını diğeri ise Kumluca’da yaşadığımız ve ilçeyi büyük bir zarara uğratan sel felaketi.

Felaket ya sonuçta hiçbirinin birbirinden farkı yok. Bana göre hepsi acı ve kahredici… Koronavirüs bir taraftan vurdu, sel ve ormanlar yangınları diğer taraftan, şimdi de deprem! Geriye dönüp bakınca “kıyameti mi yaşıyoruz” demekten alıkoyamıyor kendini insan.

***

Özellikle 6 Şubat 2023 Pazartesi günü Türkiye’yi sarsan 7.7’lik ve 7.6’lık Kahramanmaraş merkezli 10 ili etkileyen iki büyük deprem bu soruyu sorduruyor. Pazartesi sabahına, haftanın ilk iş gününe başlayacağımız saatlerde kıyameti yaşadık sanki.

Binlerce insanımız depremle cennete kavuştu. Binlercesi de halen yaralı. İnsanlar hem afetle hem de mevsimin çetin şartları ile mücadele ediyor. Bunun yanında bir de feryat figan hala enkazın altında olan canlarımız ve dışarda bir umut onları bekleyen aileleri var. Of ki ne of.

***

Bu ülke son yüzyılda hem savaşlarla hem de çok kez felaketlerde sınandı. Bunu da atlatacağız! Bunun da üstesinden geleceğiz diyoruz. Ama YORULDUK… Hele şu yaşadığımız felakette karşılaştığımız sorunlar bizi iyice yordu.

***

İnsanlarımız canının derdine düşmüşken birileri hala prim peşinde, birileri hala cebini doldurma peşinde, birileri hala YAĞMALAMA peşinde.

Bu millet bunları yaşamayı hak etmiyor. Hele ki depremzedeler hiç hak etmiyor. İnsanlar yerinden, yurdundan ve canından olmuşken, bu ahlaksızlıklarla ve ahlaksızlarla kimse uğraşmayı hak etmiyor.

***

SON SÖZ

Ey güzel ülkem; Bunun da üstesinden geleceğiz el birliğiyle. Ümidini hiçbir zaman kaybetmemiş güzel ülkem yeniden ayağa kalkacağız birilerine inat.