DENİZİNE SAHİP ÇIK

Türkiye koronavirüs illetinin yanında bir de son aylarda deniz salyası (müsilaj) sorunuyla mücadele eder oldu.  İlk önce dünyanın en geç denizi Marmara’da görülmeye başlanan bu çevre felaketi daha sonra Çanakkale Boğazı ve Ege sularında da görülür oldu.

Büyük bir çevre felaketi kapımıza dayandı. Bu çevre felaketinin uzmanlara göre, bir yandan da sağlık sorunlarına da sebebiyet verebileceği açıklandı. Salgınların olabileceği ve bu konuda ise gerekli önemlerin acil bir şekilde alınması gerektiği bildirildi.

Tüm bunlar günlerdir insanların kafasını meşgul ediyorken bakanlık devreye girerek Marmara’ya kıyısı olan iller ile ortaklaşa müsilaj temizliği için “Marmara Denizi Eylem Planı” adı altında çalışmalar başlattı.  Bu kapsamda ise ilk temizlik Balıkesir’de yapıldı.

Her gün düzenli olarak yürütülecek çalışmalar ile günde ortalama 20 ton ve üzeri müsilaj temizleneceği açıklandı. Müsilaj temizliği Balıkesir dahil İstanbul, Bursa, Kocaeli, Yalova, Çanakkale ve Tekirdağ olmak üzere toplamda 7 ilde eş zamanlık olarak sürdürülüyor.

Müsilaj’ın felaketinin ortaya çıkmasından sonra Marmara ve Ege kıyılarında kırmızı alarm verildi. Bu kapsamda sorunun hemen ortadan kaldırılabilmesi için temizlik çalışmaları hız kazandı. Her ne kadar temizlik çalışmalar hızlı bir şekilde devam etse de müsilaj sorununun ortadan kalkması biraz zaman alacak gibi görünüyor.

Bu doğrultuda ise Marmara ve Ege’de tatil yapmak isteyenler yönünü Akdeniz’e kıyısı olan illere çevirdi. Özellikle Antalya’nın tercih edildiği bu dönemde yerli ve yabancı turistler müsilaj tehdidi ile karşı karşıya kalması turizm açısından oldukça olumsuz bir durum olacaktır.

AKDENİZ’E SIÇRAMAMALI

Bu sebepten dolayı müsilaj sorunun Marmara ve Ege’de ortadan kaldırılırken bir yandan da Akdeniz’e sıçramaması için de ayrıca bir önem gösterilmeli. Cennet vatanın her bir köşesi bu tür insan kaynaklı çevre felaketlerini yaşamayı hak etmiyor. O yüzden lütfen insanlarımızı çevre konularından bilinçlendirecek projeler hayata geçirilmeli. Denizlerimizin yanı sıra içme suyu kaynaklarımızın da kirletilmemesi hususunda önlemler alınmalı. Her bir damla suyun geleceğimiz için önemi kesinlikle unutulmamalı. Hepimiz aynı gemideyiz. Sonumuzun kuraklık olmaması için her birimiz elimizi taşın altına koymalıyız.