DEM’İN DEMİNİ BULMA VAKTİ

Hafta sonu gerçekleşecek yerel seçim öncesi Antalya’da köprüler atıldı. CHP ile DEM arasında ne kadar bağ varsa koptu. Ama ben önce biraz edebiyat yaparak yumuşak bir giriş yapmak istiyorum.

DEM Parti’yi ele alacağım bugün. Öncelikle DEM’in anlamına bir göz atmak istiyorum. DEM “Piştikten sonra bir süre bekletilerek kıvama gelmek” demekmiş. Başka bir deyişle iyi işler demlenmek istermiş.  Kamil insan olmanın temelinde de demlenmek yani bu olgunluk varmış. Dem demek, bilgelik demekmiş. Demini almış her iş ve her insan hem verimli hem de faydalı olurmuş.

Şimdi bu işin sözlük ve edebiyat tarafı, asıl konumuz DEM Parti. Son genel seçimlerde partinin yaptığı bariz hatalar milletvekili sayısının azalmasına yol açtı. Bu nedenle yerel seçimde yani pazar günü için çok temkinli davranmak zorundalar. Yerel seçim birileri için çantada keklik ama alınacak oy da önemli.

DEM Parti’nin artık yeni bir strateji hatası yapma lüksü yok. Bu nedenle her nerede olursa olsun, her ne kadar ‘KENT UZLAŞISI’ yaparlarsa yapsınlar aday çıkardıkları yerlerde kendi adaylarını desteklemekten başka çareleri yok.

Çünkü DEM’in oy kaybı gelecekte partinin Kürt seçmenden kopmasına neden olabilir. Toplum sabreder sabreder ama bir gün gelir “ARTIK YETER” diyebilir. Pazar günü onlar için bir fırsat.

Şimdi makarayı biraz geri saralım. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, yerel seçimlerde DEM Parti'nin 2019'dakinin aksine CHP'ye kaybettirmek üzerine strateji kurduğunu söylemişti. Özel’in bu söylemi aslında DEM’in demlenmesini sağladı, akılları başlara getirdi. Bunun bilincinde olan DEM yönetimi Antalya’da da CHP’ye tavrını açık ve net bir şekilde belli etti.

DEM Parti Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Kemal Bülbül, geçtiğimiz pazar günü Antalya’daki NEVRUZ kutlamalarında esti gürledi. Ağzına geleni söyledi. Hatta birinin kavgada bile söylemekte zorlanacağı sözler söyledi.

Bülbül, “Şimdi Muhittin Böcek sen Kürtlerin belediye başkanı değilsin. Kadınların, emekçilerin, yoksulların, turizm emekçilerinin, inşaat işçilerinin, tarım emekçilerinin belediye başkanı değilsin. Sen bir avuç kompradorun belediye başkanısın. Sen faşistsin” diyerek Antalya’da CHP ile köprüleri yıkıp attı.

Bülbül’ün yapılan görüşmeler sonunda oyalandıklarını ima ederek, “BİZ MARABA DEĞİLİZ” sözleri DEM’in artık demlendiğini ve bilgelik moduna geçtiğini açıkça gösteriyor. Demek DEM’i durup beklemek olgunlaştırmış ve bilgelik dönemine geçirmiş.

Gelin makarayı bir de 2023 Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçim sonuçlarına bakmak için geriye saralım. Saralım ki Antalya’daki Kürt seçmenin oy sayısının neyi etkilediğini görelim.

Seçime Yeşil Sol Parti adıyla giren DEM Parti, milletvekilliği seçiminde 84 bin 268 oy alarak Antalya’dan bir milletvekili çıkarmış; son anda ikinci milletvekilliğini kaybetmişti.

Bu rakamın aradan geçen bir yıla yakın sürede 100 bini bulduğu tahmin ediliyor. DEM’in kendi adayına oy vereceğini düşünürsek -ki bunun böyle olacağı ayan beyan belli oldu- CHP’nin yani Muhitttin Böcek’in seçimi kaybetme ihtimali kuvvetleniyor.

Tabi rahmetli Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in, “Siyasette 24 saat çok uzun bir süre” sözünü unutmamak gerekiyor. DEM’in bilgelik döneminden vazgeçip istediklerini son anda alıp yön çevirme olasılığını da göz ardı etmemek gerekiyor.

Tabi hem Özgür Özel’in söyledikleri hem de Kemal Bülbül’ün bülbül gibi şakıması unutulmazsa bir düğün salonu tahsis edilmemesi Muhittin Böcek’e çok pahalıya mal olacak gibi.

Ama madalyonun öbür yüzü? İşte orada görüntü flu. Ya Kemal Bülbül binlerce partilisinin önünde söylediği sözlerin arkasında duracak ya da onları satacak.

İşte o zaman yandı gülüm keten helva. Ne Bülbül’ün şakıması ne de DEM’in demlenmesi asla bir daha söz konusu olmayacak. Çünkü ok yaydan çıkmış bir kere.

Lafın özü, sanırım DEM bu hafta sonu seçimi için takınacağı tavır ve çıkacak sonuçla kendini kendi ile test edecek. Aksi halde çooookkkkk DEM’siz kalacak.

Demedi DEM’eyin!!!