DEĞİŞİM YENİ DEĞİL GEÇMİŞTEN GELİYOR
Değişime direndiği görülmemiş, uyum tomurcuğu, toplumsal
modanın sıkı takipçisi MEMLEKET İNSANI değişiyor. Bir sen mi değişmeyeceksin?
Kimlik yeniliyor değişen devire göre, her kalıba uyan
MODİFİYE vatandaş gündelik evrimini geçiriyor. Akşamdan sabaha DEĞİŞİYOR;
gelişmeden, gelişemeden.
Bugün, yarın ve daima değişecek, öyle görmüş, böyle gelmiş,
böyle gidecek! Yoksa dünyanın değiştiği yok, gökteki yıldızlar aynı yıldız. El
ele, topyekûn değişim, sindirilmişlik ve mevcut MUHAFAZA KAYGISIYLA dönüşüm.
Dün geride kaldı, günün rüzgar raporuna göre değişim. Neler
değişmedi ki, vitrin değişti, müşteri değişti, SAĞCI değişti, SOLCU değişti,
LAİK değişti. Zamanında değişmiş olanlar yine değişti.
Moda değişti, tüketme alışkanlığı değişti, güldüğümüz,
ağladığımız şeyler değişti. Kadınbudu köfte bile değişti, akıllar fikirler
değişti. Sahi bir sen mi değişmeyeceksin?
Paranın yeri değişti, işin rengi değişti. BİNA ve ZİNA
tarifi değişti. Öncelikler, öncelikli tehditler değişti, dengeler, portreler,
profiller değişti.
İTTİFAKLAR değişti, hasımlar değişti, konseptler değişti,
skor değişti. Küfrün, başarının, zaferin, ahlakın tanımı bile değişti. Yanındaki,
sağındaki solundaki bile değişti.
Her koşul ve biçime uyan gezegenin emsalsiz canlısı olan
memleket insanı, yüksek MANEVRA KABİLİYETİNE bir kez daha hayran bıraktı
kendini; öyle bir değişti ki hayatımız değişti.
İsimler değişiyor, liderler değişiyor şimdi. Döneme,
mahalleye, eşe dosta, güç-kudret sahibine uygun olarak.
Moda değişti, devir değişti. Siyasi partiler değişti. Nice
değişmez denilen GENEL BAŞKANLAR geldi geçti, hepsi değişti. Sanma ki sen çivi
çakacaksın şu DİPSİZ dünyaya.
Sonuçta zaten biz değişik bir milletiz vesselam. Bir sen mi
değişmeyeceksin ki? Aslında değişenlere ve buna inananlara bakınca değişimi de
seven bir milletiz.
Ama bizde değişmeyen tek şey KURU İNAT.
GELİYOR GELMEKTE OLAN
Herkes benim bir konuyu kafama taktığım zaman sonuç alıncaya
kadar üzerine gittiğimi bilir. Son dönemde kafayı taktığım ve bana göre önemli
olan FALEZ-1 VE FALEZ-2 parkları var.
Dünkü yazımın ikinci bölümünde ‘LAF BİTTİ SÖZ KALMADI’
başlığı ile bu iki parkı defa gündeme getirmiş; yine ele almıştım buraları.
Daha yazımın MÜREKKEBİ KURUMADAN başka bir olay çıktı burada.
O bölgede oturan ve şehir aidiyeti yüksek seviyede olan
ANTALYA’nın yerlisi ve gerçek sahibi ALİ ATMACA, Falez-1 ve Falez-2 parkında
yaşanan VAHİM bir olayı sosyal medya hesabından paylaştı.
Atmaca yaşadığı olayı, “Falez-2 parkta dün akşam 3 tane
çocuk; çocuk parkının yanında TOP OYNAMAYA gidiyor. Ve bu iki kişi yanlarında
buzluk ile gelmiş masa açmış BİRA KEYFİ yapıyor. Çocuklara KÜFÜR ederek ‘başka
yerde oynayın’ diyor. Arabasından bıçak alıp masaya koyuyor” cümleleri ile
anlatmış. Bir de iddia ettiği olayın kahramanının FOTOĞRAFINI eklemiş.
Olayın doğruluğunu falan tartışmaya gerek duymadan doğruluk
payının olduğuna inanıyorum. Çünkü günlerdir bende aynı yerde bu tür olayların
yaşanabileceğini ima ediyordum.
Başka bir deyişle ‘GELİYOR GELMEKTE OLAN’ı haber verip
uyarıyordum. Bakın bu olaydan sonra konu MURATPAŞA BELEDİYESİ’ni aştı. Bambaşka
bir görüntü aldı.
Bu saatten sonra top Antalya Valisi ERSİN YAZICI ve Antalya
Emniyet Müdürü ORHAN ÇEVİK’in ayağına pas olarak geldi. Onların da artık gol
atmayı düşünmesi lazım.
Ama unutmayalım; yarın öbür gün vahim bir olay olursa “Ben
demiştim” derim haberiniz ola.