DEĞİŞİM SIRASI BÜROKRASİDE

Hayırlısı ile seçim bitti. Muhalefet hala değişim peşinde ama sadece lafta. İktidar ise tepeden tırnağa yenilenme sürecinde. Milletvekillerinin ve bakanların çoğu değişti (ikisi hariç). Yani kabine yenilendi.

Sıra ALT KADROLARA geldi. Bakan yardımcıları başta olmak üzere, üst düzey bürokraside köklü değişiklikler bekleniyor. Yeni isimlere, Cumhurbaşkanın bakanlarıyla yapacağı istişarelerden sonra karar vereceği belirtiliyor.

Şimdi ise değişimin köklü bir şekilde BÜROKRASİDE yapılacağı konuşuluyor. Önce bakanlıklardaki üst düzey yöneticiler, sonra genel müdürler, sonra taşra teşkilatları.

Bu değişim yapılırken, kamu çalışanlarının ortaya koyduğu performans, vatandaşa karşı davranış şekilleri, başarı ve başarısızlıkları tek tek incelenecek. Çünkü başarı veya başarısızlık cumhurbaşkanına ve iktidara mal ediliyor.

Hasbelkader 40 yılı aşkın (bunun 30 yılı Antalya) olmak üzere gazetecilik yaparım ve bürokrasi ile iç içe diyaloglarım olur. Bu sürede kimler geldi kimler geçti bürokrasiden. İnanın çoğunu hatırlamıyorum bile.

Şu iyi bilinmeli ki, bu dünya kadar makamlar, koltuklar ve mevkiler de KİMSEYE BAKİ DEĞİL! İktidarın koltuğa oturttuğu bürokratların iktidarın temsil ettiği vizyon ve misyona uygun hareket edip etmediği çok önemli.

Atanan bürokratın vatandaşlara iyi hizmet edip etmediği çok önemli. Zira cumhurbaşkanının ve iktidarın elini güçlendirmek için müspet çalışmalar yapmaları gerekiyor.

Fakat gelin görün ki seçim atmosferi süresince birçoğu ÜÇ MAYMUNU oynadı. Duruma göre pozisyon alanları mı ararsın, odasını toplayanı mı ararsın? Ne ararsan vardı. Bir de gün sayanlar!

Böyle bir ortamda müspet çalışma ne gezer. Resmen muhalefetin tehditlerine inanıp İPE UN SERENLER oldu. Benim bildiğim mevcut bürokratların neredeyse 3’te 2’si uzun yıllardır millete hizmet etmek yerine koltuğun keyfini çıkarma gayretindeydi!

Benim sitemim o veya şu bürokrat değil. Oturdukları işgal ettikleri koltukta güç zehirlenmesi yaşayanlarıdır. Kim üstüne alınırsa alınsın. Çünkü bürokrasinin karnesi hiç iç açıcı değil. Böyle bir tabloda birilerinin çıkıp doğruyu söylemesi lazım.

Bakın, göreve talip olup o göreve atanana kadar YALAKALIK yapmadığı siyasetçi, çalmadık kapı bırakmayan, koltuğa oturmak için öpülmedik el bırakmayan, makamlarda el pençe divan duran, onlarca bürokratı tanıyorum.

İlk zamanlar heyecanla işe sarılanları inkar etmeyeyim. Fakat süre ilerledikçe çalıştığı dairede goygoy yapmaya, iş üretmek yerine dedikodu ve fitne üretenler oldu.

Kendisine güvenip o makama getirenleri yani iktidarı eleştirmekten bile geri kalmayanları gördüm. Hatta ve hatta "GİTSELER DE KURTULSAK” türünden konuşma yapanlar bile vardı.

Tabi seçim bitince yeni bir dönem başladı ya. ELİNE HEDİYESİNİ ALAN, önce Ankara sonra da Antalya’da başladılar ziyaretlere! Çünkü biliyorlar ki yalakalık işe yarıyor.

Amma bilinmelidir ki devlet uyumaz, devlet aklı her daim çalışır. Kimin ne yaptığını kimin kime hizmet ettiğini bizim kadar devlette, iktidarın Antalya temsilcileri de biliyor. Bilmeyen varsa sağına soluna bakması yeterli.

Peki, bu konulardan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tek tek haberi olmaz, olması da mümkün değildir. Peki, kimin haberi olacak? İli yöneten siyasi iradenin. İl başkanının ve milletvekillerinin bu konuya çok dikkat etmesi gerekir.

Nedeni ise eğer iktidar istediği oranda oy alamıyor ise bunda bürokrasinin de payı var demektir. Vatandaşın derdine derman olamıyorsanız hatada sizin de payınız vardır.

Açık ve net olarak AK Parti Antalya İl Başkanı Ali Çetin ve yönetimi olmak üzere milletvekillerine naçizane bir çağrım olacak. Sakın YANLIŞ ANLAMAYIN akıl verme gibi bir derdim yok. Derdim Türkiye tasam Antalya.

Evet, TÜRKİYE YÜZYILI büyük bir vizyon ile başladı. Bu vizyona ihanet edecek, liyakatsiz ve kifayetsiz insanlara yüz vermeyin. Sizdenmiş gibi görünüp ama sizden olmayana dikkat edin. Tabi liyakat sahibi ise kimden olduğu çok önemli değil. Geçmişte örnekleri var.

Sizin referansınız ile oturduğu koltukta akşama kadar sizi eleştiren insanlara referans olmayın. Birini bir göreve getirecekseniz önce işi ehline ve liyakat sahibine verin.

Türkiye Yüzyılı sevdası ile yola çıkan Erdoğan'a, davasına ve dolayısıyla sizlere zarar verecek insanları bürokrasiden ve yanınızdan uzak tutun.

Yoksa Antalya’da bir arpa boyu yol alamazsınız! Benden söylemesi.

OLMADI BEYİM

Bürokraside DEĞİŞİMİN ŞART olduğunu aşağıda yazacağım konuyu okuyunca anlayacaksınız. Olay Demre ilçesinde yaşanıyor. Konunun asıl tabanını bilmiyorum ama çokta önemli değil.

İddiaya göre, Demre Kaymakamı Onur Şatıroğlu, ilçedeki karne töreninde Belediye Başkanı Gülsüm Cengiz’i KOVMUŞ. Yine iddiaya göre, “Fotoğrafçını da al ve git” demiş.

Tam olaya vakıf olmadığım için miş mış kullanıyorum. Ancak her ne olursa olsun, kimse bir birine sevmek zorunda değil. Ancak ilçenin iki yöneticisinin arasında böyle bir DİYALOG hiç hoş olmamış.

Velev ki Kaymakam Bey belediye başkanını siyasi görüşü nedeniyle tasvip etmiyor da olabilir. Ancak DEVLETİ TEMSİL EDEN birinin bırakan bir belediye başkanını sıradan bir vatandaşa bile böyle davranması asla kabul edilemez.

Şimdi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “85 milyonu kucaklayacağız” cümlesinden sonra Demre Kaymakamı Onur Şatıroğlu’nun bu davranışı benim “Bürokraside değişim şart, güç zehirlenmesi var” tezimi doğruluyor.

Bilmem anlatabildim mi?

İNSANLIK DEĞİL

Antalya geçen hafta bir minibüsün arkasına bağlanan KÖPEK GÖRÜNTÜSÜ vardı. Medyada yer alınca baya bir tepki çekti. İnsan olan birinin bir hayvana bunu yapması mümkün değil.

Yapılan ihbar üzerine 32 MA 1620 plakalı minibüsün sürücünün polis tarafından yakalandığını biliyoruz. Adli işlem vesaire yapılacağı söylendi ama sonucunu bilmiyoruz.

Olsa olsa 3-5 bin lira para cezası yazılıp savcı talimatı ile serbest bırakılmıştır. Yani yaptığı YANINA KAR KALMIŞTIR. Bunun böyle olmaması ve tekrar benzeri olayların yaşanmaması için ibretlik cezalar verilmeli.

Örneğin köpeğe bunu yapan adamı arabanın arkasından 1-2 kilometre koşturmak gibi. Yoksa bu tipler zinhar ne adam ne de insan olamayacak!

HANGİ AKLA HİZMET?

Muratpaşa Belediyesi tarafından Manavoğlu Parkı’nın içini ASFALT DÖKÜLMÜŞ. Eski halini tam bilmiyorum ama o canım yemyeşil parkın içine asfalt yol yapmasını anlayamadım.

Hangi mühendis, hangi peyzaj mimarının muhteşem düşüncesi ise çevre halkı tarafından büyük TEPKİ ÇEKMİŞ durumda. Kaldı ki o parkın hala mülkiyet sorunu varken bu çalışma hiç hoş ve uygun olmamış.

Benim bildiğim bu tür parklardaki yollar genelde çakıl kaplama yapılır veya toprak hali ile bırakılır ki insanlar yürüyüş yapsın diye. Ama burada bırakın yürümeyi RALLİ BİLE yapabilirsiniz.

Kim hangi akla hizmet ettiyse bir kez daha gözden geçirmeli o muhteşem kararını. Aksi halde yaz sezonunda o parkın içinde sıcaktan yürümek mümkün olmayacaktır.