Değişim = Sancı
Futbolun klişeleşmiş sözüdür 'atanın ve tutanın olacak"
ifadesi... Çok da doğrudur. Tutanı Helton Leite ile bulan Antalyaspor, geçen
sezonu Haji Wright ve Bertuğ Yıldırım ile tamamlarken, bu sezona da ileri uçta
sayısal olarak değişiklik yapmadan başladı.
Mazisi oldukça başarılı olan Adam Buksa ve Adana
Demirspor'dan yakinen tanıdığımız Britt Assombalonga...
Her iki forvet oyuncusu için bu aşamada yapılacak transfer
eleştirisini doğru bulmam. Her ikisi de Antalyaspor seviyesindeki kulüpler için
'kağıt üzerinde' önemli transfer başarılarıdır. Tabii performans farklı bir hikaye…
Bu iki futbolcunun alternatifi olarak da kariyerlerinde
zaman zaman santrafor görevlerini de üstlenmiş olan Sam Larsson ve Sander van
de Streek kadroda yer alıyor. Hatta Hollandalı Streek’in en çok forma giydiği
bölgelerden birisinin de ileri uç olduğunun altını çizmek lazım.
Geçen sezonu büyük sakatlıklarla geçiren Adam Buksa'nın bu
sezonun ilk maçının ardından yeniden revire gitmesi ve 'sadece 1 maç kaçıracak'
açıklamasının ardından ikinci mücadelede de yer almaması, kafamı karıştırdı.
Muhtemelen pek çok kişinin aklından da “Acaba?” soruları geçmiştir. Ancak
yaşadığı sorunun geçen sezonla ilgisi olmadığı ve Kayserispor maçıyla birlikte
geri döneceği müjdesini verebilirim.
Geride kalan 3 haftada Buksa'nın sakatlanması, Assombalonga
ve Streek'in ise henüz uyum sürecini aşamamış olması Antalyaspor adına en büyük
handikap olarak öne çıktı.
Bu noktada yine de taraftarı gelecek adına
umutlandırabilecek genç bir santrafor daha kadroya dahil olabilir. Uygun
şartların oluşması halinde tabii ki…
Kulübün içerisinde bulunduğu mali çıkmaz, bazı şeylere engel
oluyor. Öyle olmasa takımın en iyilerinden olan ve kulübe üst düzey bonservis
de kazandırmayan Fernando neden gönderilsin?
Pek çok taraftar mali yapıyı pek düşünmez, düşünmesi de
beklenemez. Her zaman daha iyisini talep eder. Etmelidir de... Ancak yönetimin
de temel hedefi, kulüp mali durumunu gözetip başarıya ulaşmaktır. Süper Lig’in
en düşük harcama limitine sahip takımlarından biri olunca da mali yapıyı
gözetmeyecek olsanız da eliniz kolunuz bağlı olabiliyor.
Antalyaspor'un temel amacı, hayali hedefler yerine Sabri
Gülel'in ortaya koyduğu mali disiplini bozmadan, gemiyi limana yanaştırmak
olmalıdır. Büyük hedefler için ne yazık ki uzun zaman var. Bugünden yarına
olmaz, olamaz. Bugünden yarına geçiş yaparken de yıllardır başarılamayan teknik
heyet ve yönetim istikrarının sağlanması şart.
Yeni oluşumların sancıları her zaman için fazladır.
Özellikle transferlerin kamp döneminde tamamlanamamış olması bu sancının
sürecini uzatıyor.
Cumartesi günü Kayserispor ile psikolojik olarak kritik bir
maça çıkılacak. Bu maç kazanılabilir, ancak bu karşılaşma özelinde çok iyi bir
futbol beklemiyorum. Bence ‘beklenen futbol’ anlamında asıl hedef milli aranın
ardından oynanacak Samsunspor mücadelesi olmalıdır.
İşte o zaman ak koyun, kara koyun ortaya çıkacaktır.