DANANIN KUYRUĞU ÇARŞAMBA KOPUYOR

Son 15 gündür ben dahil herkesi stres bastı: “Antalya’nın yeni dönem için ilçe başkanları açıklansa da hem onlar hem bizler kurtulsak” diye. Vallahi bu iş çok uzadı ve tadı tuzu kaçtı.

Ben kendi kendime böyle söylenip dururken, dün nihayet o haber geldi. Ve AK Parti’de 14 ilçe için beklenen an geldi çattı. Merkez ve ilçelerdeki belediye başkan adayları 7 Şubat Çarşamba günü açıklanacak.

Tıpkı Konya’da olduğu gibi Genel Başkan Vekili Mustafa Elitaş’ın katılımıyla ilçe adayları açıklanacak. Büyükşehir’den sonra oyunun ikinci perdesi açılmış olacak.

Şurada yerel seçimlere 54 gün kaldı. Türkiye genelini bilmem ama Antalya’nın merkez ve diğer ilçelerinde büyük bekleyiş sona ermiş olacak. Lakin asıl mesele bundan sonra.

Partililer, özellikle merkez dışındaki ilçe teşkilatları ve aday adayları çok dertli, stres yüklüydü. Öyle ki yaşanılan kaostan muhalefet faydalandı, herkes birbiri hakkında verdi veriştirdi.

Başkanlıkları yüzde 99 garantisi olanın da,  yeni açıklanacak olanın da yemin ediyorum stresten mideleri delinecek durumda. Eğer bugün akşama veya yarın öğleye kadar aday olacak isimler aranmazsa acil servisleri açık tutmak lazım.

Tabi bu işlerin bir de başka yönü var. Gecikme nedeniyle sabrı taşanlar, başka partilerden meclis üyeliği sıralamasını garanti görenler tornistan yaptı bile.

Hani dedim ya “Asıl mesele Çarşamba’dan sonrası” diye. Hakikaten öyle.  Bu mevzuyu daha önce de dile getirmiştim bu satırlardan.

“Her seçim öncesi, kandırıldığı, ihanete uğradığı inancıyla, partisine, liderine, siyasete hatta kadere ve hayata küsen kitleler var. Listeye girememek, yer bulamamak en bariz küsme nedeni. Göze girebildiğini sanan aday adayları, gözden düştüğünü fark etmeyen aday adayları! Bu sezon KÜSKÜNLER ve KIRGINLAR sezonu!”

Kimi küçük isyanlarda, kimi çarşıyı karıştırma atağında, kimi de şoku atlatana kadar inzivaya girme derdinde. Ancak her şeye karşın siyasetin, ‘tavandan tabana’ kim varsa, herkesin tek ayak üzerinde bin bir dolap çevirdiği bir ‘meslek’ olduğu bir daha ortaya çıkacak.

Geçmişte olduğu gibi Çarşamba günü de çok küskün üretmeye namzet. Yolun başında yarışı kaybetmiş aday adayı. KÜSKÜNLER sezonundaki lig sıralamasının önlerinde yer alacak.

Fakat AK Parti ne yapar eder bir şekilde KÜSKÜN yaratmak yerine GÖNÜL alır. CHP’deki gibi ortalık HARMAN yerine çevrilmez, çevrilmesine müsaade edilmez. Tıpkı MHP’de olduğu gibi.

Her şeyin hayırlısı diyelim ve memleket sevdalısı olanların aday gösterilmesi dileğiyle Çarşamba çarşafa dolaşmadan sabırla bekleyim. “Mevlâ görelim neyler, neylerse güzel eyler.”

------------------

NİYE MUHTAR

ADAYI YAĞIYOR?

Yerel seçimlerle birlikte malumunuz muhtarlarımızı da seçeceğiz. Bugünlerde kapımızı çalan üç kişiden biri ya mevcut muhtarlar ya da yeni bir muhtar adayı.

Bundan birkaç gün önce bir üst düzey bürokrat arkadaşım var, ismi bende saklı. Bana şöyle bir not gönderdi; “Hayatında devlete prim yatırmamış muhtar maaşı 17 bin lira. Peki devlete 30 yılı aşkın prim yatırmış işçi emeklisinin aldığı maaş ise 10 bin lira. Sence ilginç değil mi?” diye.

Haklı değil mi? Yerden göğe kadar. Yahu, emeklileri bir de yerden yere vururlar değil mi? Devlet emeklisini sınıflara ayırır et parçalar gibi lime lime eder değil mi?

Yok ilkokul mezunu emekli, yok lise mezunu, yok üniversite mezunu, yok efendim şu kadar prim yatırdı, yaşın bu, memur emeklisi, SGK emeklisi, Bağ-Kur emeklisi diye sınıflandırılır emekliler…

Oysaki bir muhtar oldun mu o mahallenin reisi de sensin, kralı da sensin. Maaş desen kebap; ne eğitim ne de prim hak getire. Reisin telefonu cebinde; hangi başkana kızdın, hangi vekile gıcık oldun ara reisi hemen ispiyonla.

Tabanca belinde. Bildiğim kadarı ile tabancanın taşıma parası harcını da ya devlet ödüyor ya da çok küçük bir rakamını. Diğer detaylara girmiyorum.

E o zaman bence muhtar adaylarımız ve muhtarlarımız da kral. Durun şunu unuttum bir de Antalya’nın birçok ilçe belediyesi her muhtara krallar gibi muhtar evleri veriyor. Anladınız değil mi NİYE MUHTAR

ADAYI YAĞDIĞINI?

İnanın bir ilçeye başkan adayı olacağına, onca stresi yaşayacağına, onca yıl mektep medrese okuyup dirsek çürüteceğine gidip MUHTAR OLMAK daha iyi. En azından maaş garanti!