DAMGALI MEZAR TAŞLARIMIZ

Antalya mezar taşları, Orta Asya Türk sanatı ve kültürünün Anadolu topraklarında da yaşatıldığının en somut delilleri olarak göze çarpmaktadır.

***

Türk kültüründe damgalar, tarih öncesi çağlardan günümüze kadar yaşam biçimleri, inanç sistemleri, dünyayı algılama şekilleri ile kendi dönemindeki kültür ve uygarlığı günümüze taşımışlardır.

***

Damga kelimesi, en erken Türkçe kaynaklarda “tamga” ya da “tamka” olarak geçmekte ve oldukça yaygın bir kullanımla karşımıza çıkmaktadır.

***

Türkler kayalara, taşlara, hayvanlarını otlattıkları yerlere, sınırlarına, mezar taşlarına, ziynet eşyalarına, halı ve kilimlere, keçelere, kap kacaklara işledikleri damgaları aynı zamanda boy, oymak, oba ve soyların sembolleri olarak da kullanmışlardır.

***

Orta Asya’dan göç ederek Anadolu’nun çeşitli yerlerine yerleşen Oğuz boyları da atalarından miras kalan bu damgaları ya olduğu gibi ya da bazı değişiklikler uygulayarak kullanmaya devam etmişlerdir.

***

Bu değişiklik, ailelerin sayısına paralel olarak küçük değişikliklere uğramış olsa da, boyların damgalarının aslı korunarak yeni aile damgaları türetilmiştir.

***

Binlerce yıllık bir kültürü olan Türk toplumunun yaşadığı coğrafyalarda köklü bir mezar geleneği yaşanmıştır. Orta Asya’dan Anadolu’ya uzanan geniş topraklarda farklı biçimlerde gördüğümüz mezar taşları, Türklerin geleneklerini terk etmediklerinin en somut arkeolojik belgeleri olmuşlardır.

***

Bu eserler üzerinde görülen değişik şekillerdeki damgalar ise geçmişten günümüze Türklerin yaşayış ve inanç sitemine dair “sonsuzluk, evren, güneş, ebedi mutluluk, ışık, ölümsüzlük ve Tanrı’ya yakarış” kavramlarını içinde barındırmıştır.

***

Türk boyları arasında kullanılan bu kavramların tespit edilmesi, incelenmesi Türk tarihinin, Türk kültür ve uygarlığının aydınlanmamış pek çok yönüne ışık tutacaktır.

***

Yine de bu mezarlık alanıyla ilgili kesin verilere ulaşılması, eserlerin çıktığı alanda ileride yapılması planlanan yüzey araştırması veya kazı projeleri ile gerçekleşecektir.