DALLARI KIRARSANIZ NEYE TUTUNACAKSINIZ?
Her daim söylerim; “Yerel gazetecilik zor zanaat” diye. Çünkü adın yerel yani mahalli. Tek işin yaşadığın yerden haberleri vermek, kamuoyunu bilgilendirmek. Yereldeki haberleri gündeme hatta ulusal gündeme taşımak ise daha zor bir zanaat. İnsanlar doğaları gereği yaşadıkları çevrelerden ve memleket haberlerinden haberdar olmak isterler.
İnsan yaşadığı şehirdeki olayları merak eder, yeni açılan mağazaları, alt yapı çalışmalarını, cinayet ve hırsızlık olayları gibi bu tür haberleri de takip etmek ister. Bu da ancak ve ancak o bölgedeki yerel medya aracılığı ile mümkündür. Çünkü ulusal medya her an bu konulardan haberdar olamaz veya veremez. Yerel medya tutunulacak bir dal gibidir.
Birçok yerel firma önce yerel medya dalına tutunarak kendini tanıtır, gündem olur, ulusalda tanınır ve zirveye çıkar. Çıkarlar ama çıkınca da ahde vefayı çabucak unuturlar. Bir başka deyişle zirveye çıkarken bastıkları dalları kırarlar. Ama o zirveden bir gün maazallah düşecek olurlarsa tutunacak dal bulamayacaklarını bilmezler ki! Bilenler de yok değil!
Efendim bu serzenişi niye yaptığımı anlatmaya çalışacağım. Firma aynı, konu birbirine benzer, olaya müdahil olanlar ise farklı. Yaşanılanı ben yazayım siz karar verin. Antalya’nın gururu olmuş turizm ve hava yolu firmamız var. Corendon Airlines. Sahibi ise Yıldıray Karaer. Yaptıkları ile göğsümüzü kabartıyor. Kendisi memleket milliyetçisi!
Uzun yıllar yerelde yani Antalya’da çok mücadele verdi bu şirket. Sonra hava yolu işin içine girince işler değişti. Eskiden yerel medya ile tanıtım yapılırken şimdi ulusala dönüldü.
Tabi haklılar. Corendon Airlines uluslararası olunca medya ayağı da İstanbul’a taşındı. Bunu garipsemiyorum, profesyonellik bunu gerektiriyor. Ancak biranda ahde vefayı unuttular, unutturdular.
Sevgili dostlar, Corendon’un yani Karaer ailesinin spora bakış açışını ve yatırımlarını takdir etmeyiniz yoktur. Antalyaspor ve Alanyaspor başta olmak üzere bir çok kulübe sponsor oldu.
Bunu yaparken anlı şanlı firmalara resmen örnek gösterilecek işlere imza attılar. “Kıskananlar çatlasın” misali. Dedim ya bunlar yapılırken ahde vefa yani yerel basın unutuldu, gözardı edildi.
Corendon uluslararası firma düzeyine gelince medya ve tanıtım işini İstanbul bazlı firma olan ON İletişim’e verdi. Bu firmada önce İstanbul portföyündeki basın kuruluşları ile çalıştı.
Firmanın Kurucu Ortağı ve Başkanı İpek Özgüden Özen yerel medyayı hiçe sayacak bir çalışma yaptı. Zaten onlar için varsa yoksa İstanbul medyası. Tabi etkinliği kaldı ise!
Corendon’un Antalya Stadı’na adını verdi. Bu işin imza töreni İstanbul’da TSYD tesislerinde yapıldı. Üç-beş gazeteci katıldı bu törene. Ancak Antalya’dan tek bir gazeteci yok. Çünkü yok sayıldı!
Bu duruma kimse itiraz etmedi. TSYD Antalya Şube Başkanı Şifa Çiçek ve bendeniz hariç. Neyse isim anlaşması imzalandı ama yerel medya küstürüldü. Oysa aynı hafta Antalyaspor-Galatasaray maçı olmasına rağmen tören için Antalya tercih edilmedi. “Yangından mal kaçırır gibi” davranıldı.
Bu nedenle birçok kurum hala stat ismini Corondon Airlines Park olarak telaffuz etmiyor, yazılarında tek satır bahsetmiyor bundan. Haklılar bence de. Tam yara kabuk bağlarken geri kanatıldı.
Bu kez Corendon Alanyaspor’a ismini verdi. Bunun için imza töreni İstanbul yerine Alanya’da yapıldı On İletişim tarafından. Herkes yerel medyanın tepkisinden zannetti bunu.
Yerel medyayı düşündüklerinden falan değil, sırf Alanyaspor-Beşiktaş maçı var diye imza töreni Alanya’da yapıldı! Tabi son dakika davet edilen yereldeki gerçek spor yazarları yine katılmadı!
Bunlar yapılırken Yıldıray Karaer ve onun sağ kolu olan Basın Danışmanı Tuğba Güner’in haberi var mı yok mu bilmiyorum. Ama bildiğim bir gerçek var ki o da, “Zirveye çıkılırken tutundunuz dalları kırarsanız, inerken tutunacak dal bulamazsınız” gerçeğidir.
SINIRSIZ DESTEK VERİYORUM
AK Parti’nin ele avuca sığmayan eski Milletvekili Gökcen Özdoğan Enç’i tanımayan yoktur. Ancak benim kadar değildir. Çünkü kendisini öğrencilik yıllarından Konya’dan tanırım. Tuttuğunu koparan, verilen tüm görevleri layığı ile yerine getiren bir isimdir Gökcen Özdoğan Enç. Çünkü yorulmak ve yılmak nedir bilmez. İnandığı davada ise asla geri vitesi yoktur.
İşte bu yönleri ile kendisini hep takdir etmişimdir. Tipik bir Türk kadını örneğidir. Ne de olsa Yörük kızıdır. Bir süredir aktif görev almıyordu. Epeyce dinlendi yani. Önceki gün akşam saatlerinde İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun sosyal medyadaki, “Birlikte Gazi Meclis'te milletvekilliği görevi yaptığımız dava arkadaşımız
@gokcenenc07 Hanımefendi, Cumhurbaşkanımız Sn. @RTErdogan'ın tensipleriyle, bugün itibariyle İçişleri Bakanlığı Bakan Danışmanı görevine başladı. Hayırlı olsun” paylaşımı ile tatil sona erdi.
Tabi birçok kişi beklenmedik bu görev karşısında mutlu olurken bazı kesimlerin abdesti kaçtı, huzuru bozuldu, deyim yerindeyse şaftları kaydı! Onlar nedenini iyi biliyorlar çünkü.
Ancak kim ne derse desin, kim ne söylerse söylesin Gökcen Özdoğan Enç’e bu görevinde sınırsız destek vereceğim. Nedeni ise meslektaşım olması. Sonuçta Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunu kendisi. Bundan doğal ne olabilir öyle değil mi?
Sonuç olarak hem kendisi hem ülkemiz hem de Antalya’mız için bu görev hayırlı uğurlu olsun.