DAHA BUNLAR İYİ GÜNLERİMİZ

Aylardır şu toplu ulaşım meselesini yazıyorum ama bir türlü derdimi kimselere anlatamıyorum. Hele hele bu işlerin içinden gelen Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’e hiç anlatamıyorum.

Daha öncede yazdım. 30 yıldır bu memlekette yaşıyorum ve her daim toplu ulaşımın mutlak surette belediyeler tarafından yapılması gerektiğini savunurum. Bana göre tek çözüm bu.

Belediyeler otobüsleri kendileri çalıştırdığı zaman akaryakıt başta birçok zammı vatandaşa yansıtmak yerine kendisi sübvanse ederler. Hal böyle olunca ulaşım ucuz olur.

Birçok örneğini bir çok şehirde görüyoruz. En yakınımızdaki Konya Büyükşehir Belediyesi bildim bileli bu işi kendisi yapar. Örnek vermek gerekirse birçok şehirde durum böyle.

Bunu söylerken halk otobüsü sahibi esnafa karşı olduğum için değil. Onlar özel işletme olduğu için kendilerine göre haklı. Amma bende halkı düşünerek bunun tersini savunuyorum.

Şimdi şöyle bilet fiyatlarına bir bakalım. Antalya’da tam bilet 5 lira 20 kuruş, öğrenci 2.65 TL, aktarma ücreti 1.50 TL oldu. Yeni tarifenin 15 Ocak’ta başlamıştı.

İstanbul’da tam bilet 5.48 TL, öğrenci 2.66 TL, İzmir’de tam 4.70 TL, öğrenci 1.64 TL, Ankara’da tam 4.50 TL, öğrenci 2.50 TL ve Adana’da ise tam 4.50 TL, öğrenci 2.55 TL.

Peki ya Konya. İndirimli el kart ile şehir içi seyahat 1.55 TL, tam el kart ile 2.50 TL.

indirimli el kart abonman 90 TL, tam abonman el kart 160 TL. Bu abonmanlar ile Konya merkezde bulunan otobüs ve tramvaylarda 30 gün sınırsız sayıda seyahat hakkı.

Unutmadan birde Konya Büyükşehir Belediyesi 2022 yılı içinde zam yapmama kararı almıştı. Bizde ne oldu? 1 Nisan’da zam yapılacağı belirtilmesine rağmen bu tarih öne çekildi.

He uyardım, hep bu konunun krize dönüşeceğini dikkat çektim. Bu iş esnafın eline kalacak olursa Antalyalılar tabanvaylara kuvvet yollara düşeceğini vurgulamıştım.

Esnaf, mazot alamadığını gerekçe gösterip her gün 160 civarında otobüsü seferden çekti. Eylem yasak olunca vatandaşa gizli ceza verildi. Belediye ne yaptı? Hiçbir şey.

Şimdi gelinen noktada halk otobüsü esnafı önce AK Parti İl Başkanı İbrahim Ethem Taş’a derdini anlattı. Sonra Büyükşehir Belediye Başkanı Böcek ile görüştü.

Esnaf,  belediyenin 163 otobüsünün zararının belediye tarafından karşılandığını kendi 489 otobüslerinin de gider zararın belediye tarafından karşılanmasını talep etti.

Neymiş? Eğer belediye bu işi kendisi yaparsa bütçeden sübvanse edebiliyormuş. Öyle değil mi? Bunu ben değil esnafın temsilcisi açık ve net söylüyor. Ama onlarda haklı.

Gelinen noktada Başkan Böcek ile yapılan görüşmede sanırım anlaşma sağlanmış gibi. Çünkü Başkan’ın sosyal medyada, herkesi rahatlatacak kararlar aldıklarını ifade etmiş!

Bu konular bugünkü Mart Ayı Meclis Toplantısı’nda gündeme gelir mi gelmez mi bilemem. Ama bildiğim esnafın hiç memnun olmadığı ölçüde zamda anlaşıldığı.

16 Mart’ta UKOME’de karar alınıp 17 Mart’tan itibaren Antalyalılar toplu ulaşıma zamlı binecek. 5 lira 20 kuruş olan tam bilet 6 lira 65 kuruşa, 2 lira 65 kuruş olan öğrenci ücreti 3 lira 30 kuruşa olacak.

Rusya-Ukrayna savaşı devam ettiği müddetçe dünya piyasaları alt üst olmuşken, akaryakıt fiyatları tavan yapmışken bu rakamlar çok mu pahalı? Esnafa göre hayır, vatandaşa göre evet.

Çözüm? Bu toplu taşıma işini Antalya’da Büyükşehir Belediyesi’nin kendisinin yapması. Eğer halkçı olduklarını iddia ediyorlarsa halktan yana karar alıp hemen sistem değiştirilmeli.

Aksi halde bu günler daha iyi günlerimiz. Neden mi? Esnaf şuan an az 7.5 lira istiyor.

NE TALİHSİZ BAHTIMIZ VARMIŞ

Ne zaman geleceğe umutla baksak, ne zaman ‘Yüzümüz gülecek’ desek mutlaka bir olumsuzluk gelip bizi yani Antalya’yı buluyor.

Nerede bir kriz çıksa Antalya’yı etkiliyor. Ne zaman bir doğa afete olsa Antalya’yı yakıyor. Ne zaman bir salgın hastalık çıksa Antalya’yı komaya sokuyor. Ne zaman savaş çıksa bombalar Antalya’ya düşüyor.

Daha 2016 yılında yaşanan krizin etkilerini yaşarken, ardından pandemi belasının başımıza dert olması. Bu yetmezmiş gibi ‘Tam nefes alıyoruz’ derken Rusya-Ukrayna savaşı çıkması!

Antalya turizminin neredeyse yüzde 5o’sini karşılayan Rusya ve Ukrayna savaşıyor. Turizm allak bullak. Rezervasyonlar tepetaklak. Bu iki ülkeye ihracat neredeyse durdu.

Bunun son örneği yarın kutlanacak olan 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle çiçek ihracatçıların ürünlerinin elde kalması. Savaş olan bölgeye çiçek nasıl gitsin?

Havada rüzgar esse, gök gürlese, yağmur yağsa, çevremizdeki illerde kardan yollar kapansa derdi Antalya’ya düşüyor. Çünkü Antalya’da sektörler yeni doğmuş nazik bir prenses gibi.

İnanın bir şehrin bahtı nacak bu kadar kara olur. Acil yeni pazarlar bulunmalı, hemen önlemler alınmalı. Aksi halde kurşun döktürsek bile fayda etmeyecektir.

HESAPTAN KAÇIYOR

Elmalı Belediye Başkanı Halil Öztürk, her konuda hesap vermekten kaçtığı gibi er meydanının hesabını vermekten de kaçıyor. Ben değil bunu meclis üyeleri söylüyor.

Geçen sene 3-5 Eylül’de düzenlenen 669’ncu Tarihi Elmalı Yağlı Pehlivan Güreşleri yapılalı 6 ayı aşkın bir zaman oldu. Güreşlerle ilgili bir türlü hesap kitap ortaya çıkartılamadı.

Hesap vermesi gereken Başkan Öztürk, işi hep yokuşa sürdü. Gelir ve giderleri kontrol edecek olan komite bir türlü toplantıya çağrılmadı! Pendemiyi bahane ederlerse şaşırmam!

Güreş Komitesi üyesi ve Belediye Meclis Üyesi MHP’li Fatih Ekici’nin mecliste konuyu gündeme getirmesi bile fayda etmedi. Öztürk sadece gelir-gider tablosunu açıkladı.

Detay yok. Kim ne vermiş yok. Kime ne ödenmiş yok. Kar mı edilmiş yok. Zarar mı edilmiş yok. Yeni ağa ne kadar vermiş yok. Yok oğlu yok. Her şey muamma.

Elbet bir gün hesap verecek. Ama bugün ama yarın!