Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye, NATO’nun en güçlü müttefiklerinden biridir
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “5 Kasım’da düzenlenecek olan Amerika başkanlık ve kongre seçimlerini tüm dünya gibi biz de yakından takip ediyoruz. Seçimler sonucunda başkan kim olursa olsun Amerika’ya bakışımız ve ilişkilerimizdeki üst düzeyli diyaloğumuz değişmeyecektir. Türkiye, NATO’nun en güçlü müttefiklerinden biridir” dedi.
Birleşmiş Milletler (BM) 79. Genel Kurulu'na katılmak üzere
New York'ta bulunan Erdoğan, Türkevi'nde ABD'de faaliyet gösteren bazı düşünce
kuruluşu temsilcileriyle bir araya geldiği yuvarlak masa toplantısında konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, uluslararası düşünce kuruluşlarının
değerli temsilcileriyle bir araya gelmekten duyduğu memnuniyeti ifade ederek,
Türk dış politikası perspektifinden küresel ve bölgesel gelişmelere, meydan
okumalara dair bir ufuk turu yapmak istediğini söyledi.
Temel prensiplerinin dostlukları güçlendirmek,
anlaşmazlıkları azaltmak ve barışın tesisini temin etmek olduğunu belirten
Erdoğan, Türkiye olarak uluslararası hukuka, devletlerin egemenliğine ve toprak
bütünlüğüne saygıyı vazgeçilmez gördüklerini, bugünün dünyasında bu ilkelere
her zamankinden daha fazla ihtiyaç olduğunu vurguladı.
Erdoğan, küresel meydan okumalar, bunlarla mücadelede
yaşanan zorluk ve belirsizlikler, bölgesel çatışmalar ve insani krizlerin
herkesin malumu olduğunu dile getirerek, "Neredeyse her gün yeni bir
krize, yeni bir çatışmaya gözlerimizi açıyoruz. Bu tablo karşısında çok
taraflılığın güçlendirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Artık ne 1945'in ne Soğuk
Savaş'ın ne de tek kutuplu düzenin koşullarında yaşıyoruz." ifadelerini
kullandı.
Birleşmiş Milletler başta olmak üzere küresel sistemin daha
adil ve temsil kabiliyeti yüksek hale getirilmesi gerektiğini vurgulayan
Erdoğan, şunları kaydetti:
"Her krizde şu acı gerçeğe şahit oluyoruz. Bir tarafta
insanlığın ortak vicdanını, ortak aklını yansıtan Birleşmiş Milletler Genel
Kurulu ve aldığı kararlar var. Diğer tarafta alınan her kararı Güvenlik
Konseyi'nde veto gücüne sahip 5 adet ayrıcalıklı ülke var. Yıllardır
çözümsüzlüğe mahkum edilen her sorunda 5 ülkenin keyfi, çıkarı, öncelikleri, Genel
Kurul'daki yüzlerce ülkenin iradesini yok sayıyor. 'Dünya beşten büyüktür'
derken tam olarak işte bu çarpık yapıya dikkat çekiyorum. Birleşmiş Milletlerin
reforma ihtiyacı olduğunu herkes kabul ediyor ancak bunu hayata geçirecek
adımlar atılmıyor. Giderek işlevsiz hale gelen Birleşmiş Milletler sisteminin
yükünü ise genellikle çatışma bölgelerindeki siviller, açlıkla boğuşan
mazlumlar, yani sistemin çalışmasına en fazla ihtiyacı olan insanlar çekiyor.
Biz bu reform çağrısını her yerde, her fırsatta dile getirmeyi sürdüreceğiz. Bu
konu, yarın 'Geleceğin Zirvesi' programında yapacağım konuşmanın özünü teşkil
edecek."
"NETANYAHU
HÜKÜMETİ SAVAŞI BÖLGEYE YAYMAK İÇİN HER YOLU DENEMEKTEDİR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 7 Ekim'den bu yana Gazze'de yaşanan
katliamı içleri kanayarak takip ettiklerini söyledi.
İsrail'in saldırılarında hayatını kaybeden 41 bini aşkın
Gazzeli sivilin üçte ikisinin kadın ve çocuklardan oluştuğuna dikkati çeken
Erdoğan, şöyle konuştu:
"Gazze'de tam anlamıyla bir insani felaket yaşanmaktadır.
1,9 milyon insan yerlerinden edilmiş durumda. Gazze'deki su kaynaklarının yüzde
70'i, fırınların yüzde 75'i tahrip oldu. Sağlık merkezlerinin yüzde 95'i kısmen
veya tamamen zarar gördü. 150 bin konut tamamen, 200 bin konut kısmen yıkıldı,
80 bin konut oturulamaz hale geldi. Temiz su kaynaklarına ulaşmak neredeyse
mümkün değil. Hepatit, çocuk felci ve dizanteri gibi hastalıklar ürkütücü
boyutlara vardı."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, insanların acil ihtiyaç
duyduğu yardımların sadece 4'te birinin girişine izin verildiğini belirterek,
Gazze halkının sadece bombalarla değil, açlıkla ilaçsızlıkla susuzlukla da katledilmeye
çalışıldığını anlattı.
Kalıcı ateşkesin sağlanması ve insani yardımların engelsiz
akışının temininin öncelikleri olduğunu ifade eden Erdoğan, "Netanyahu
hükümeti savaşı bölgeye yaymak için her yolu denemektedir. Buna fırsat
verilmemesi gerektiğini her fırsatta söylüyoruz. Uluslararası toplumun İsrail
üzerindeki baskıları yoğunlaştırması şarttır." dedi.
"TERÖR
ÖRGÜTLERİNE KARŞI VERDİĞİMİZ MÜCADELE SADECE TÜRKİYE'NİN DEĞİL BÖLGENİN DE
GÜVENLİĞİ İÇİNDİR"
Rusya-Ukrayna Savaşı'nın herkesin gözleri önünde büyük bir
insani trajediye dönüştüğünü dile getiren Erdoğan, "Savaşın başından
itibaren adil bir barışın tesisi için gayret gösterdik, gösteriyoruz.
İstanbul'daki müzakereler, Türkiye'nin sergilediği aktif rolün başarısını
kanıtlamıştır. Ancak bu çabaların amacına ulaşması belli lobiler tarafından
istenmedi. Biz her halükarda savaşın daha fazla yıkıma yol açmadan sona ermesi
için elimizden geleni yapıyoruz ve yapacağız." diye konuştu.
Azerbaycan'la ve Ermenistan'la birlikte Güney Kafkasya'da
kalıcı barış ve istikrar adına önemli bir fırsat yakaladıklarını belirten
Erdoğan, Balkanlar'da yürüttükleri yapıcı diplomasi ve Ortadoğu'da barış,
istikrara yönelik girişimler sayesinde bölgesel rollerini pekiştirdiklerini
söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Komşularımız Suriye ve Irak'ın
toprak bütünlüğünü desteklerken bu iki ülkenin topraklarından ülkemizi hedef
alan her tür tehdide karşı kararlılıkla mücadele ediyoruz. PKK, PYD, YPG, DEAŞ,
FETÖ gibi terör örgütlerine karşı verdiğimiz mücadele sadece Türkiye'nin değil
bölgenin de güvenliği içindir." değerlendirmesinde bulundu.
"TÜRKİYE,
NATO'NUN EN GÜÇLÜ MÜTTEFİKLERİNDEN BİRİDİR"
"Türkiye-Amerika ilişkilerinde son dönemde yaşanan
olumlu havadan memnuniyet duyuyoruz." diyen Erdoğan, ikili ilişkilerin
kapsamlı şekilde ele alındığı stratejik mekanizmanın son toplantısının mart
ayında Washington'da düzenlendiğini anımsattı.
Erdoğan, bu toplantıda terörle mücadeleden, savunma
sanayine, enerjiden iklim ve çevre konularına kadar yeni istişare mekanizmalarının
tesis edildiğini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Geçtiğimiz yıl ticaret hacmimiz
30 milyar doları geçse de biz bu rakamı 100 milyar dolar seviyesine
çıkarabileceğimiz kanaatindeyiz. Milli güvenliğimizi ilgilendiren bazı
konularda Amerikan yönetimiyle görüş ayrılıklarımız halen devam ediyor.
Amerikalı dostlarımızla her vesileyle PKK, PYD, YPG ve FETÖ'ye verilen desteğin
sonlandırılmasına dair beklentilerimizi paylaşıyoruz. NATO müttefikimiz
Amerika'nın Türkiye'ye yönelik uyguladığı tedbirler ve savunma sanayi
kısıtlamaları güven duygusunu menfi şekilde etkiliyor. CAATSA yaptırımlarının
ve F-35 programından çıkarılmamızın müttefiklik ruhuna aykırı olduğu da çok
açıktır." ifadelerini kullandı.
Kongrede beklemekte olan savunma sanayi ihraç lisans
başvurularının bir an önce sonuçlandırılmasının isabetli olacağını dile getiren
Erdoğan, konuşmasını şöyle tamamladı:
"5 Kasım'da düzenlenecek olan Amerika başkanlık ve
kongre seçimlerini tüm dünya gibi biz de yakından takip ediyoruz. Seçimler
sonucunda başkan kim olursa olsun Amerika'ya bakışımız ve ilişkilerimizdeki üst
düzeyli diyaloğumuz değişmeyecektir. Türkiye, NATO'nun en güçlü müttefiklerinden
biridir. Aynı zamanda Avrupa Birliği'ne tam üyelik perspektifi olan bir
ülkeyiz. Batı dünyasıyla işbirliğimizi geliştirirken, doğuya ihmal nazarıyla
bakmıyoruz. Batı dünyasıyla işbirliğimizi geliştirirken doğuyu ihmal etmiyoruz.
Gerek Şangay İşbirliği Teşkilatı, gerek BRICS, gerekse ASEAN'la diyalog
zemininizi güçlendirmekte kararlıyız. Bu konuda son dönemde kritik adımlar
attık. Çok farklı bir iklim yakaladık. Ülkemizin çıkarlarını merkeze alan
Türkiye eksenli bir anlayışla farklı bölgesel teşkilatlarla işbirliğimizi daha
da ilerleteceğiz."
AA