Cumhurbaşkanı Erdoğan: Toplam 3 bin 37 konutun temellerini atıyoruz
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bağcılar'da 371, Gaziosmanpaşa'da 1096, Tuzla'da 3 farklı noktada 1570 olmak üzere toplam 3 bin 37 konutun temellerini atıyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Yüzyılın Dönüşümü
İstanbul Programı"nda konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti;
Sözlerimin hemen başında dün Irak'ın kuzeyinde bölücü
hainler tarafından gerçekleştirilen saldırılarda şehit olan kahraman
askerlerimize Allah'tan rahmet, ailelerine, yakınlarına ve milletimize baş
sağlığı diliyorum. Yaralı Mehmetçiklerimize mevladan acil şifalar temenni
ediyorum. Şehitlerimizin ruhu şad mekanları cennet makamları ali olsun.
Mehmetçiklerimizin kanı yerde kalmamış bölücü alçaklardan döktükleri kanın hesabı
misliyle sorulmuştur ve sorulmaktadır. Pençe Harekatı bölgesi ile Suriye'nin
kuzeyinde şimdiye kadar 12 terörist etkisiz hale getirilmiştir. Terörü
kaynağında kurutma bu stratejimizi uygulamayı son terörist bertaraf edilene
kadar kararlılıkla sürdüreceğiz.
Türkiye ne pahasına olursa olsun Irak'ın veya Suriye'nin
kuzeyinde bir terör yapılanmasına müsaade etmeyecektir. Emperyalistlere
taşeronluk yapan kiralık katil sürüleri ile mücadelemizden kesinlikle geri adım
atmayacağız. Hem eli kanlı caniler hem de bölücü örgüte destek verenler
bölgemizin geleceğinde teröre yer olmadığını er yada geç anlayacaklardır.
Sınırlarımız içinde ve dışında teröristlere nefes aldırmayan tüm güvenlik
güçlerimize yüce Allah'tan muvaffakiyetler diliyorum. Rabbim kahraman
askerlerimizi muzaffer eylesin diyorum.
"1 MİLYON 233
BİN BAĞIMSIZ BÖLÜM İÇİN BAŞVURU YAPILDI"
Yüzyılın Dönüşümü İstanbul Programı münasebetiyle sizlerle
birlikte olmaktan memnuniyet duyuyorum. Bu anlamlı buluşmaya vesile olan Çevre
Bakanlığımıza, Sayın Bakan ve ekibine, ilgili tüm kurumlarımıza teşekkür
ediyorum. Bugün İstanbul'umuzu depreme hazırlama noktasında tarihi nitelikte
adımları eş zamanlı olarak atmanın gururunu yaşıyoruz. Hatırlarsanız nisan
ayında şehrimizin en acil ihtiyaçlarından olan kentsel dönüşüm ile ilgili özgün
bir projeyi kamuoyumuz ile paylaşmıştık. Kentsel dönüşümde yarısı bizden adını
verdiğimiz kampanyamıza İstanbullu kardeşlerimiz çok yoğun teveccüh gösterdi.
Kampanyaya bugüne kadar 1 milyon 233 bin bağımsız bölüm için başvuru yapıldı.
Yarısı bizden kampanyası ile toplamda 350 bin konutun dönüşümünü
gerçekleştirmeyi hedefliyoruz.
"1,5 MİLYON
LİRALIK DESTEK VERECEĞİZ"
Kampanyamız kapsamında her bağımsız bölüm için toplamda 1,5
milyon liralık destek vereceğiz. Bunun 100 bin lirası kira desteği olmak üzere
800 bin lirası hibe, 700 bin lirası çok uygun şartlarda kredi şeklinde
verilecektir. Kredilerin ödenmesi evler tamamlandıktan sonra başlayacak ve ilk
yılı faizsiz olarak tahsil edilecektir. Kalan yıllarda kredi maliyet oranı
TÜFE'nin yarısı kadar olacak. Vatandaşımız alacağı bu 1,5 milyon liralık
destekle inşallah evini yapacak, yeni yuvasında güvenli, huzurlu, mutlu bir
şekilde oturacaktır.
Kampanyamıza başvurup yüzde 100 anlaşmaya varan bağımsız
bölüm sayısı 71 bini aştı. Yine başvuru yapıp yüzde 50 ve üzerinde mutabakat
oluşan bağımsız bölüm sayısı ise 158 bine ulaştı. Bu insanlarımızla
aralarındaki pürüzleri giderip anlaşma sağlayabilirse kampanyadan faydalanma
imkanına kavuşacaklardır. Marmara Kentsel Dönüşüm Hizmet Ofisi'ne canlı bağlanarak
100 binadaki
500 insanımızla ilk sözleşmelerini imzalayacağız. Böylelikle
toplamda 350 bin konutu dönüştürmeyi amaçlayan yarısı bizden kampanyasını
bismillah diyerek fiilen başlatmış olacağız. Kampanyamızın İstanbul'umuza ve
İstanbullu kardeşlerimize şimdiden hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.
"İSTANBUL'DA
YÜZYILIN DÖNÜŞÜMÜ PROJEMİZE START VERİYORUZ"
Bugün atacağımız bir diğer kritik adım İstanbul Kentsel
Dönüşüm Yıkım Programı'nın başlatılmasıdır. Şehrimizdeki kentsel dönüşüm çalışmaları
kapsamında toplam 17 yapıda yer alan 261 bağımsız bölümün yıkımını
gerçekleştireceğiz. Bugün ayrıca Bağcılar'da 371, Gaziosmanpaşa'da bin 96,
Tuzla'da 3 farklı noktada bin 570 olmak üzere toplam 3 bin 37 konutun
temellerini atıyoruz. Dolayısıyla bugünkü programımızla imza, yıkım ve yapım
dahil tüm aşamalarıyla İstanbul'da Yüzyılın Dönüşümü Projemize start veriyoruz.
Bu projelerde emeği geçen tüm bakanlarımızı ve ilgili kurumlarımızı canı
gönülden tebrik ediyorum. Buradan özellikle yüzde 50 oranlarında anlaşma
sağlamış vatandaşlarımı henüz evet dememiş komşularını da ikna etmek suretiyle
bir an evvel yarısı bizden kampanyasında yer almaya davet ediyorum.
6 Şubat'ta yaşadığımız Kahramanmaraş merkezli şiddetli
sarsıntılar miller olarak bize deprem gerçeğini tekrar hatırlatmıştır. 50
binden fazla canımızı toprağa verdiğimiz 11 ilimizdeki 14 milyon insanımızı
doğrudan etkileyen böylesine büyük bir afetten sonra artık hiçbir şeyin eskisi
gibi olması düşünülemez. Devlet ve vatandaş olarak deprem konusunu önceliklerimizin
en başına almamız gerekiyor. Nitekim yakın zamanda Marmara Bölgemizde meydana
gelen depremler çalışmalarımızı daha da hızlandırmamız gerektiğini gösteriyor.
Burada bir hususa özellikle dikkatlerinizi çekmek isterim.
Depreme karşı hazırlık yapmak bizim için tercihten öte
zorunluluktur. Çünkü coğrafi olarak biz depremle burun buruna yaşayan bir
ülkeyiz. Ülkemiz topraklarının yüzde 66'sı nüfusumuzun ise yüzde 71'i deprem
açısından riskli alanlarda yer alıyor. Son bir asırda 6 ve üzeri büyüklükte
230'dan fazla depreme maruz kaldık. Bu depremlerde 130 bini aşkın kardeşimiz
vefat etti. Sadece insani açıdan değil, ekonomik açıdan da çok ağır bedeller
ödedik. 17 Ağustos Marmara depreminin ekonomimiz üzerindeki menfi etkilerini
yıllarca hissettik. Son olarak 6 Şubat depremlerinin Türk ekonomisine maliyeti
104 milyar dolardan fazladır. Her deprem sonrasında madden ve manen toparlanmak
için yıllarımızı harcadık. Bunlar depremin mali yüküdür. Toprak altında
yitirdiklerimizin kalbimizde açtığı yaralar ise muhtemelen hiç kapanmayacaktır.
Yarım kalan umutlar, enkaza dönen evlerin hafızalarda bıraktığı tortular,
özellikle depremzedelerimizin yüreğini yakmaya devam edecek. Hal böyle iken
hiçbirimizin depremi hafife alma, deprem gerçeğine gözlerini kapama gibi bir
lüksü olamaz. Bu topraklarda yaşamaya devam edeceksek ki biz buna inanıyoruz.
Böyle deprem riskini bir an olsun aklımızdan çıkaramayız. Bunu unutmak demek
Allah korusun 17 Ağustos ve 6 Şubat benzeri felaketlerle yeniden karşılaşmak
demektir.
"KENTLERİMİZE
YAPILACAK EN BÜYÜK İYİLİK KENTSEL DÖNÜŞÜMDÜR"
Teşhisi doğru koymak tedavinin yarısıdır. Sorunla yüzleşmek
kabullenmek çözümün ilk adımıdır. Dolayısıyla depremle mücadeleyi önce
zihinlerde başlatmamız gerekiyor. Deprem değil çürük, sağlıksız, dayanıksız
bina öldürür ilkesini tamamen özümsemeden hiçbir yere varamayız. Tartışmasız
bir şekilde Türkiye'nin birincil meselesi yapı stokunun süratle yenilenmesidir.
Bu sebeple başta İstanbul olmak üzere 81 vilayetimize yapacağımız en büyük
iyiliğin kentsel dönüşüm hamleleri olduğuna inanıyoruz.
"KENTSEL
DÖNÜŞÜME 480 MİLYAR LİRALIK KAYNAK HARCADIK"
Aynı şekilde bu çabaları dinamitleyenler de ülkeye ve
millete ihanet ediyor demektir. Bunu sadece biz değil esas rakamlar söylüyor.
Bakınız burada sizlere ve ekranları başında bizleri izleyen vatandaşlarıma
fikir vermesi için bazı istatistikleri paylaşmak arzusundayım. Türkiye
genelinde 31 milyon konut ve 5 milyon ticari alandan oluşan 36 milyon bağımsız
bölüm bulunuyor. Bunların 6 milyonu şu anda risk altında. 2 milyonun ise acilen
dönüşmesi lazım. Bu gerçeklerin ışığında göreve geldiğimiz andan itibaren bu
meseleye özel önem ve öncelik verdik. 2012 yılında tarihimizde ilk defa kentsel
dönüşüm yasasını çıkardık. Toplam 2 milyon 200 bin bağımsız bölümün dönüşümünü
tamamladık. Kentsel dönüşüm çalışmaları için 480 milyar liralık kaynak
harcadık. 400 bin bağımsız bölümün dönüşümü halen devam ediyor. TOKİ
başkanlığımız vasıtasıyla 1 milyon 300 binden fazla konut ürettik. Milyonlarca
vatandaşımızı gecekondu denilen sağlıksız yapılardan kurtararak modern,
güvenilir, dayanıklı yuvalarına kavuşturduk. Yalnızca kentsel dönüşüm ve sosyal
konut projeleri ile 13 milyonu aşkın insanımızın hayatına dokunduk.
"TOKİ
BİNALARIMIZ DEPREM İMTİHANINI ALNININ AKIYLA VERMİŞTİR"
Bilhassa 6 Şubat depremlerinde TOKİ'nin depreme karşı
mücadelede ne kadar hayati, ne kadar kritik bir rol oynadığı ortaya çıkmıştır.
Yıllardır CHP zihniyetinin acımasızca eleştirdiği TOKİ binalarımız tekniği ve
inşaatı ile deprem imtihanını alnının akıyla vermiştir. TOKİ'miz tarafından
yapılan binalarda hamdolsun hiçbir sıkıntı, hiçbir can kaybı yaşanmadı.
Muhalefete ve medyadaki kalemşörlerine rağmen TOKİ'mize böyle bir misyon
yükleyerek milyonlarca konut ürettiğimiz için bugün hamdediyoruz. İnşallah
bundan sonra da TOKİ'nin lokomotifliğinde Türkiye'nin konut stokunu yenilemeye
devam edeceğiz.
"600 BİN
BAĞIMSIZ BÖLÜM SÜRATLE DÖNÜŞTÜRÜLMEK ZORUNDA"
Kentsel dönüşüm ihtiyacının had safhada olduğu illerimizin
başında hiç şüphesiz İstanbul vardır. İstanbul'da 6 milyon konut ve 1,5 milyon
ticari alandan oluşan toplam 7,5 milyon bağımsız bölüm yer alıyor. Bunların 600
bini süratle dönüştürülmek zorunda. Şehrimizde 2012 yılından itibaren 800 bin
bağımsız bölümün dönüşümünü gerçekleştirdik. 170 bin 941 bağımsız bölümün
dönüşümü ise devam etmektedir. İstanbul genelinde yürütülen kentsel dönüşüm
çalışmaları için toplamda 128 milyar lira tutarında kaynak kullandık. Hedefimiz
5 yıl içerisinde İstanbul'da 600 bini acilen olmak üzere toplam 1,5 milyon
riskli bağımsız bölümü dönüştürmektir.
Bu amaçla alanında uzman isimlerin görüşünü de alarak
kapsamlı bir yol haritası hazırladık. Bu yol haritasının ana başlıklarından
birini mevzuatta yapılması gereken düzenlemeler teşkil ediyor. Kısa süre önce
yürürlüğe giren Kentsel Dönüşüm Kanunu ile hızlı dönüşüm için gereken hukuki
zemini oluşturduk. Yasa ile ilgili muhalefetin gündeme getirdiği iddialar
tamamen safsatadır. Tamamen bühtandan ibarettir. CHP ve aynı zihniyete sahip
çevreler her zaman olduğu gibi iş yapmanın değil yine takoz koymanın, hizmeti
engellemenin peşindeler.
"İSTANBUL İLE
BİRLİKTE DİĞER ŞEHİRLERİMİZİN KENTSEL DÖNÜŞÜM SÜRECİNİ BAŞARIYLA
TAMAMLAYACAĞIZ"
Çünkü kanunla ne vatandaşın evine el konulması, ne
insanımızın mülkiyet hakkının ihlal edilmesi gibi bir durum kesinlikle söz
konusu değildir. Düzenlemenin yegane amacı keyfi sebeplerle tıkanan kentsel
dönüşüm sürecini çabuklaştırmak, bu meseleye süratle çözüm bulmaktır. Buradan
bir kez daha
vatandaşlarımızı muhalefetin ve marjinal örgütlerin
yalanlarına itibar etmemeye çağırıyorum. Ülkenin ve milletin hayrına olan her
işe saldırmaktan başka hiçbir vasıfları olmayan bu çapsızların kentsel dönüşüm
meselesini rantsal dönüşüm yalanı ile sabote etmesine kesinlikle izin
veremeyiz. Kendileri lüks binalarda yaşarken benim İstanbullu kardeşime
dayanıksız, çürük, çirkin yapıları reva görenlere eyvallah edemeyiz. Onlar
istemese de İstanbul ile birlikte diğer şehirlerimizin kentsel dönüşüm sürecini
başarıyla tamamlayacağız.
Yol haritamızın bir diğer başlığı şehrimizdeki rezerv
alanlardır. İstanbul'da belirlenen rezerv alanlara 400 bin konut inşa ederek
dönüşüm çalışmalarını hızlandıracağız. Bugün ilk sözleşmelerini imzaladığımız
Yarısı Bizden Kampanyası ile 350 bin konutun dönüşümünü sağlayacağız. Bunlara
ilaveten ilimiz genelinde 100 bin sosyal konut inşa edeceğiz. Kentsel dönüşüm
seferberliğimiz sayesinde elbette vatandaşlarımızın da desteği ile inşallah
şehrimizin çehresini tamamen değiştireceğiz. Zihninde soru işaretleri, kalbinde
tereddüt olan her bir kardeşimizi güvenli, modern, estetik ve yaşanabilir
evlere mutlaka kavuşturacağız.
"BİZİ
DİĞERLERİNDEN AYIRAN ÖZELLİK ÜLKEYE HİZMET AŞKIMIZDIR"
Anadolu'nun manevi mimarı Yunus Emre'nin çok ibretlik iki
mısrası var. Derviş Yunus diyor ki, "Ol imaret eylemez, sen viran
olmayınca" yani sen viran olmazsan, sen çabalamazsan, sen koşturmazsan
ortaya ne imar çıkar ne imaret çıkar ne de eser çıkar. Asıl mesele dert sahibi
olmak. Bir dava ideal, ülkü peşinde koşmaktır. Bir derdi olmayan, bir meselesi,
bir davası olmayanların çözüm peşinde, eser peşinde, hizmet ve yatırım peşinde
koşması zaten beklenemez. Bizi parti, ittifak ve hükümet olarak rakiplerimizden
ayıran temel vasfımız ülkeye ve millete hizmet aşkıyla viran olmamızdır. Hangi
görüşten, kökenden, gelir gurubundan olursa olsun milletimizin derdi bizim
derdimiz, bizim meselemizdir. Sadece bize oy verenlerin değil 85 milyonun
tamamının sorumluluğunu yüreğimizde hissediyoruz.
Aziz milletimizin teveccühü ile geldiğimiz tüm makamları
siyasi sıçrama tahtası olarak değil ülkemize hizmet etme vasıtası olarak
gördük. 40 yılı aşan siyasi hayatımızın hiçbir saflasında şov peşinde koşmadık,
millete karşı görevlerimizi en güzel şekilde ifa etmeye çalıştık. İnsanımızın
da bizim bu gayretlerimizi görmüş olması işte bizi 20 yıldır bu makamda
tutmasını sağlamıştır. Benim milletim bizim çabalarımızı takdir etti,
samimiyetimize inandı, bize ve hükümetimize inandı ve itimat etti. Bu güvenin bir
neticesi olarak son 21 yılda girdiğimiz 17 seçimin hepsinde milletimiz bizden
desteğini, duasını asla esirgemedi. Şimdi ne kaldı? Şurada 3,5 ay kaldı. 3,5 ay
gece gündüz mütevazi olarak kapı kapı dolaşmak suretiyle ana kademe, kadın
kolları, gençlik kolları olarak yol yürümeye var mıyız? Yeniden İstanbul diyor
muyuz? Milletimizin tüm kesimleri ile aramızda kurulan bu gönül bağını
siyasetteki en büyük sermayemiz olarak görüyoruz.
"İSTANBUL'UN
HİZMET VE ESER HASRETİNİN DİNMESİ İÇİN 31 MART KRİTİK BİR EŞİK"
Önümüzdeki dönemde karşılıklı güvene dayanan bu ilişkiyi
inşallah daha da güçlendireceğiz. Başkaları gibi meydanlarda bol keseden atıp
tutup göreve gelince bunları unutanlardan, verdiği sözlerin üzerine beton
dökenlerden olmayacağız. Yerel yönetimle merkezi hükümet arasındaki vizyon,
ufak, ideal ve inanç birlikteliğinin önemini hepimiz çok iyi biliyoruz.
Vatandaşa hizmet etmek yerine farklı hayallere kapılan fırsat buldukça
belediyeye uğrayan zihni ve kalbi sürekli başka yerlerde olan idarecilerin
şehirlerini çok kısa sürede nasıl geriye götürdüklerini 2019 yılında el
değiştiren belediyelerde çok acı bir şekilde hep beraber tecrübe ettik.
Özellikle Fatih'in emaneti bu güzel şehrin son 5 yılının temel
atmama törenleri ile engelleniyoruz yalanlarıyla nasıl heba
edildiğinin, nasıl boşa harcandığının hepimiz şahidiyiz. Bunun için 31 Mart
seçimleri çok önemli. İstanbul'un hizmet ve eser hasretinin dinmesi için 31
Mart kritik bir eşik. İnşallah 31 Mart'ta İstanbul'un fetret devrini kapatacak
irtifa kaybına son verecek, hak ettiği hizmetlerle yeniden buluşmasını
sağlayacağız.
İstanbul'a kendini vakfedecek, İstanbul'dan başka hiçbir
şeyi gözü görmeyecek, İstanbul'u payidar etmekten başka bir hedefi olmayacak,
İstanbul'u emanet bilip ona layıkıyla sahip çıkacak, tüm kalbi ile bu şehri
sevecek, bu şehrin insanlarını kucaklayacak hasılı Fatih'in yadigarı olan aziz
İstanbul'la şehremini yapmayı en büyük şeref payesi bilecek adayımızı yakında
açıklayacağız. Ardından yeniden İstanbul hedefiyle inşallah hep beraber yola revam
olacağız. Hiçbir insanımızı ötekileştirmeden kimseye hor, hoyrat davranmadan,
kimseyi ayırmadan, ayrımcılık yapmadan milletimizin tüm fertlerini
birleştirmek, bütünleştirmek, kardeşlik hukukunu yüceltmek için sabırla, tevazu
ile ve kararlılıkla 31 Mart akşamına kadar çalışacağız.
Kaynak: TRT Haber