Cumhurbaşkanı Erdoğan: Putin ve Esed’e davetimiz olabilir
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Suriye ile yeni bir süreci başlatabileceğimizi Cuma günü, Cuma namazı çıkışında zaten söylemiştim. Bizim Sayın Putin ile Beşar Esed’e bir davetimiz olabilir. Sayın Putin Türkiye’ye bir ziyaret gerçekleştirebilirse, bu yeni bir sürecin başlangıcı olabilir
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kazakistan ziyareti
dönüşünde uçakta gazetecilerle söyleşi gerçekleştirdi.
Astana'da düzenlenen Şanghay İşbirliği Örgütü 24'üncü Devlet
Başkanları Zirvesi'ne Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev'in davetine
icabetle şeref konuğu olarak katıldığını aktaran Erdoğan, 2022 yılında
Özbekistan'da yapılan Liderler Zirvesi'ne de özel misafir sıfatıyla katıldığını
hatırlattı.
"İKİLİ VE ÇOKLU
İŞ BİRLİĞİ FIRSATLARINI GÖZDEN GEÇİRDİK"
Türkiye'nin 2012 yılından bu yana Teşkilat'ın diyalog ortağı
olduğunu belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bu çerçevede iştirak ettiğimiz zirveye davetli diğer
ülkelerin de katılımıyla bugün gerçekleştirilen oturumda hitap ettik.
'Sürdürülebilir barış ve kalkınma arayışında çok taraflı diyaloğun
güçlendirilmesi' teması altında düzenlenen oturumda cari küresel meydan okumalar
bağlamında görüş alışverişinde bulunduk. Hitabımda Gazze başta olmak üzere
coğrafyamızı tehdit eden sınamalara karşı çok taraflı diyaloğa, iş birliğine ve
dayanışmaya duyulan ihtiyacın önemini vurguladım. Güçlünün haklı olduğu değil,
haklının güçlü olduğu bir uluslararası sistemin inşa edilmesi için
çalıştığımızın altını çizdim. Bu vesileyle ekonomi, enerji, bağlantısallık ve
güvenlik konularında ikili ve çoklu iş birliği fırsatlarını gözden
geçirdik."
Terörizm, İslam ve yabancı düşmanlığı, düzensiz göç, iklim
değişikliğine dair başlıklara dikkati çektiğini ifade eden Erdoğan,
"PKK/PYD/YPG, FETÖ ve DEAŞ gibi terör örgütleriyle mücadelemizde Teşkilat
üyeleriyle iş birliğimizi artırmakta fayda gördüğümüzü aktardım. Gazze’deki
yıkıma son verilmesi için İsrail’in durdurulması ve İsrail yönetimi üzerindeki
uluslararası baskıların artırılması gerektiğine dair görüşlerimi
paylaştım." dedi.
Erdoğan, Zirve'nin, Türkiye'nin teşkilata sağlayabileceği
katkıları dile getirmek açısından da faydalı olduğunu vurguladı.
"ÜYE VE DAVETLİ
ÜLKE LİDERLERİYLE İKİLİ GÖRÜŞMELERİM OLDU"
Şanghay İşbirliği Teşkilatı'nın yıllar içinde ekonomik ve
ticari alanlarda iş birliğini ön plana çıkartan bir hüviyete kavuştuğunun
altını çizen Erdoğan, "3,8 milyar kişinin yaşadığı bir coğrafyayı kapsayan
Teşkilat, üyeleriyle toplam 27 trilyon dolar büyüklükte bir ekonomik gücü
temsil ediyor. Türkiye’nin yeniden Asya girişimi kapsamında kıta ülkeleriyle iş
birliğini geliştirme iradesi malumunuzdur. Zirveye katılımımız bu bakımdan da
verimli geçmiştir." diye konuştu.
Zirve boyunca bazı üye ve davetli ülke liderleriyle ikili
görüşmeleri olduğunu anlatan Erdoğan, "Bu kapsamda Rusya Federasyonu
Devlet Başkanı Sayın Putin, Moğolistan Cumhurbaşkanı Sayın Khurelsukh Ukhnaa,
Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani, Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Başkanı
Sayın Şi Cinping, Belarus Devlet Başkanı Sayın Aleksander Lukaşenko ile ikili
görüşmelerim oldu. Ayrıca Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev ve
Pakistan Başbakanı Sayın Şahbaz Şerif ile üçlü formatta bir toplantı
gerçekleştirdik. Diğer liderlerle de ayaküstü görüşmelerim oldu." dedi.
SORU-CEVAP
Değerlendirmeleri sonrası gazetecilerin sorularını yanıtlayan
Erdoğan, şunları söyledi:
"TAHIL
KORİDORU’NU YENİDEN İŞLER HALE GETİRECEĞİMİZE İNANIYORUM"
Rusya Devlet Başkanı Sayın Vladimir Putin ve Ukrayna Devlet
Başkanı Sayın Volodimir Zelensky ile çatışmaların başladığı ilk günden itibaren
görüşüyoruz. Bu görüşmelerde "arabuluculuğumuz nereye varabilir, nereye
kadar tesiri olabilir?" bunları konuları ele alma imkanımız oldu.
Nitekim, bugün de yine Rusya Devlet Başkanı Sayın Putin ile
yaptığım görüşmede arabuluculuk konusunu ele aldık. Özellikle Karadeniz Tahıl
Koridoru konusunda çok iyi bir başlangıç yaptık. Biliyorsunuz koridordan 30
milyon ton tahıl nakli gerçekleştirdik. Burada yeni bir süreci başlatmayı,
kendilerinin ısrarla üzerinde durduğu gibi Batı’ya tahıl sevkiyatını bir kenara
bırakarak, Afrika ve diğer gıda güvenliği bakımından hassas bölgelere Türkiye
üzerinden bir koridor oluşturma fikrine nasıl yaklaştıklarını sordum. Sayın
Putin, "Ben, bu konuda İstanbul Tahıl Girişimi hedefini aynen
koruyorum" yanıtını verdi.
Bunu geliştirmemizde fayda var. Çünkü Putin’in Avrupa’ya,
karşı bir bakışı var. Bu süreçte Avrupa Rusya’yı hedefe koyduğu için, Rusya da
Avrupa’ya ve Batı’ya olumsuz bakıyor. "Benim imkanlarımdan orası istifade
etmeyecek" diyor. Afrika ile ilgili ise "onlar yoksul oldukları için
tüm imkanlarımla ben seferber olurum" yaklaşımı içindeler. Türkiye’yi
zaten bu konuda farklı bir yere koyuyorlar. Onun için biz bu çerçevede
görüşmelerimizi devam ettireceğiz. Şimdilik koridorun Rusya ayağında
"nasıl bir mesafe alabiliriz, onların bize ne gibi desteği olur?"
bunu çalışacağız.
Bu konuda da alacağımız neticeyle inşallah Karadeniz Tahıl
Koridoru’nu yeniden işler hale getireceğimize inanıyorum.
"SAVAŞIN TEK
KAZANANI KAN VE ÖLÜM TÜCCARLARIDIR"
Bu savaş ne Rusya’ya ne Ukrayna’ya kazandırıyor. Savaşın tek
kazananı kan ve ölüm tüccarlarıdır. Ben artık tansiyonun düşürüleceğine ve
barış zemininin inşa edilebileceğine inanmak istiyorum. Biz o zemini oluşturmak
ve korumak noktasında, bugüne kadar olduğu gibi, üzerimize düşeni yapmaya
hazırız.
"BİZİM SAYIN
PUTİN İLE BEŞAR ESED'E BİR DAVETİMİZ OLABİLİR"
Suriye ile yeni bir süreci başlatabileceğimizi Cuma günü,
Cuma namazı çıkışında zaten söylemiştim. Bizim Sayın Putin ile Beşar Esed'e bir
davetimiz olabilir. Sayın Putin Türkiye’ye bir ziyaret gerçekleştirebilirse, bu
yeni bir sürecin başlangıcı olabilir. Suriye sahasında aradan geçen onca yıl
herkese kalıcı çözüm mekanizmasının kurulması gerektiğini net bir şekilde
göstermiştir.
"SURİYE’NİN
YENİDEN AYAĞA KALKMASI VE İSTİKRARSIZLIĞIN SON BULMASI ELZEMDİR"
Altyapısı yok olmuş, halkı darmadağın hale gelmiş Suriye’nin
yeniden ayağa kalkması ve istikrarsızlığın son bulması elzemdir. Sahada son
zamanlarda sağlanan sükunet, akıllıca politikalar ve önyargılardan uzak ve
çözüm odaklı yaklaşımlarla barış kapısını aralayabilir. Bölgedeki
istikrarsızlığın başta PKK/PYD/YPG olmak üzere terör örgütlerine hareket alanı
sağlaması, bir sorundur.
El birliği ile ayrımsız bir biçimde bu terör yapılarının
kökünün kazınması, Suriye’nin geleceğinin inşası için mühimdir. Suriye’nin
demokratik altyapısının inşası, kapsayıcı ve onurlu bir barışın sağlanması ve
tüm bunlara Suriye’nin toprak bütünlüğü temelinde yaklaşılması önemlidir.
Suriye’de esecek barış rüzgarları ve bütün Suriye’de hayat bulacak barış
iklimi, çeşitli ülkelere dağılmış milyonlarca insanın ülkelerine geri dönmeleri
açısından da gereklidir. Biz komşumuz Suriye’ye dostluk elimizi daima uzattık
ve uzatırız. Adil, onurlu ve kapsayıcı yeni bir toplum sözleşmesi temelinde
kucaklaşan, müreffeh, bir ve bütün Suriye’nin her zaman yanında oluruz. Yeter
ki Suriye, bu büyük kucaklaşmayı başlatsın ve her alanda toparlansın.
KAYSERİ'DE VE
SURİYE'NİN KUZEYİNDEKİ EŞ ZAMANLI PROVOKASYONLAR
Ülkelerin değil PKK/PYD/YPG, DEAŞ gibi örgütlerin
rahatsızlığı söz konusu. Onların böyle bir buluşmayı, Suriye’nin yeniden ayağa
kalkmasını istemedikleri ortaya çıkıyor. Fakat Suriye’nin kuzeyinde
biliyorsunuz birçok yapılanma mevcut. Bunların içerisinde Türkiye ile
münasebetlerini süratle iyileştirmek isteyenler de bulunuyor. Nitekim bu
Suriye’nin kuzeyindeki olaylar başladıktan sonra Suriye Geçici Hükümeti
Başbakanı Abdurrahman Mustafa Bey, devreye girdi ve süratle bu olumsuz gelişmeleri
hemen olumluya çevirdiler.
Türkiye içinde de Kayseri’deki hadisede güvenlik
güçlerimizin süratli müdahalesiyle hava sakinleşti ve bir an önce olumlu
neticeyi her tarafta aldık. Ülkemizde kısa süreli bu tür durumlar ortaya çıksa
bile bunların uzamasına zaten müsaade etmeyiz. Suriye tarafında da terör
örgütlerinin karşısında olan yapılar böyle bir duruma izin vermez.
"ALÇAKÇA BİR
HADİSE ÜZERİNDEN KAOS PLANLAYANLARA MÜSAADE ETMEYİZ"
Türkiye’de de ırkçı, akımlar oluşturup kardeşlik iklimini
bozmayı amaçlayanlar, karanlık odaklardan aldıkları talimatları yerine getirme
gayretindeler. Fakat biz bu oyunları da nasıl bozacağımızı da çok iyi biliriz.
Alçakça bir hadise üzerinden kaos planlayanlara da istismarlara da müsaade
etmeyiz.
Kayseri’deki hadisede devletimiz üzerine düşeni yapmıştır,
yapmaktadır. Bu ülkede kimsenin kendini devletin kolluk kuvvetlerinin,
yargısının, hükümetinin yerine koymasına izin vermeyiz. Onlar kendi sinsi
planlarının güçlü olduğunu zannedebilir, ancak bizim kardeşliğimiz, birliğimiz
ve beraberliğimiz tüm oyunları bozmaya muktedirdir.
IRAK'LA ORTAK HAREKAT
Şu an itibariyle bunu bölgedeki olayların akışı
belirleyecek. Gelişmeler olgunlaşmadan, belli bir noktaya gelmeden şu anda
böyle bir adımı atacağız demek yanlış olur.
Fakat gelişmeler ışığında eğer böylesi bir adım atmak gerekiyorsa bu
yapılır. Nitekim şu anda Suriye’nin kuzeyinde olduğu gibi Irak’ın kuzeyinde de
zaman zaman PKK’ya karşı darbeler vuruluyor. Daha yeni 12-13 PKK’lı etkisiz
hale getirildi. Diğer tarafta 15 PKK’lı etkisiz hale getirildi. Yani teröre
aman vermeyiz. Çünkü oralarda da münasebetlerimiz iyi. İlişkilerimiz iyi olduğu
için gerek Irak’ta gerek Suriye’de bu adımları her an atarız.
"BÖLGEMİZDE BİR
TERÖRİSTAN KURDURMADIK, KURDURMAYACAĞIZ"
Güvenlik güçlerimizin eli tetiktedir. Tehdidin boyutuna göre
de anlık kararları alıp uyguluyoruz. Terörün bölgedeki barışı, huzuru, istikrarı
ve kalkınmayı engelleyen bir çıban başı olduğunu da muhataplarımıza anlatmaya
devam ediyoruz. En son Irak seyahatimizde de bu yönde temaslarımız
gerçekleşti. Arkadaşlarımız da
muhatapları ile sürekli görüşme halindeler. Biz açık ve net bir şey söylüyoruz
ve bundan da geri adım atmayacağız. Biz bölgemizde bir teröristan kurdurmadık,
kurdurmuyoruz ve asla kurdurmayacağız.
"TÜRKİYE BU
ÜLKELER ARASINDA YER ALAMAZ DİYE BİR ŞEY YOK"
Şanghay İşbirliği Teşkilatı’nın yapısına bakıldığında
Rusya’nın Türk Devletleri ile ilişkilerinin olduğu çok açık net ortada. Şanghay
İşbirliği Teşkilatı’nda ağırlıklı olarak zaten Türk devletleri bulunuyor. Bu
Türk devletlerinin buradaki gücü daha da artacak. Biz de Şanghay İşbirliği
Örgütü’nde Rusya ve Çin ile olan münasebetlerimizi daha da geliştirelim
diyoruz. Bizi de buraya diyalog ortaklığı şeklinde değil de diğerleri gibi
Teşkilat’a ortak olarak alsınlar diyoruz. İran en sonunda Şanghay İşbirliği
Örgütü’ne girdi. Bunun yanında yine Pakistan orada üye. Şu anda 9 daimi üye bulunuyor.
Türkiye bu ülkeler arasında yer alamaz diye bir şey yok, bu belki biraz zaman
alır.
NATO GENEL SEKRETERLİĞİNE
MARK RUTTE'NİN SEÇİLMESİ
Bunları Sayın Rutte ile görüştük. Rutte beni ziyarete
geldiğinde kendisine bu beklentimi söyledim. O da doğrusu olumsuz bir yaklaşım
içerisine girmedi. Türkiye’ye böyle bir şeyin yakışabileceği mealinde bir
yaklaşımı oldu. Görevi tam manasıyla devralmadan önce de Türkiye’ye bir ziyaret
yapacağını bana söyledi. Ben de kendisine "memnun olurum" dedim.
Hatta Eski Genel Sekreter Jens Stoltenberg ile bir Boğaz seyahati yaptık. Bir
Boğaz seyahati için de kendisini davet ettik. Türkiye’nin NATO’dan
beklentilerini her fırsatta dile getiriyoruz.
İttifakın birliğinin, insicamının güçlendirilmesi, dayanışma
ruhunun korunması ve zenginleştirilmesi önemlidir. Özellikle terör başta olmak
üzere karşı karşıya kaldığımız küresel konularda NATO ülkelerinin güvenlik ve
çıkarlarına hizmet eden bir anlayışla hareket edilmesi gerekir. Türkiye,
yıllardır terörle ayrımsız mücadele etmektedir. Bu mücadelede müttefiklerimizin
bizi, NATO’nun birliktelik ruhuna aykırı olarak, yalnız bırakmaları, hatta
terörist yapılanmalara cesaret veren tutum sergilemeleri üzücüdür. Sayın Rutte
ile bu konulardaki görüşlerimizi paylaşmaya devam edeceğiz. Sadece Sayın Genel
Sekreter ile değil, NATO Zirvesi başta olmak üzere tüm platformlarda
müttefiklerimizle karşı karşıya olduğumuz tüm sınamalarda ne düşündüğümüzü,
neler önerdiğimizi ve yaptığımızı bir bir anlatacağız.
3. DÜNYA SAVAŞI İLE
İLGİLİ AÇIKLAMALAR
Ne yazık ki Batıda bu işi kaşıyan ülke ve kesimler var. 3. Dünya Savaşı’na çanak tutan bir yaklaşım
içindeler. Malum silah tüccarlarına pazar lazım. Silah tüccarlarının da pazarı
Batı. Bu konuyla ilgili olarak da Sayın Putin, barıştan yana olduğunu son açıklamalarında
söyledi. Çünkü taraflarda bir yorgunluk olduğu da açıkça ortada. Biz de
kendilerine "barışa ne zaman ereceğiz?" dedik. Onlar "bu işin
bir zamanı yok, bütün mesele burada sizler gibi arabulucuların ağırlığını
koymasında" noktasındalar.
Biz şimdi ağırlığımızı koymaya gayret ediyoruz. Temennimiz
odur ki Rusya-Ukrayna arasında bu savaş artık bir nihayete ersin. Devam
ediyoruz, takip ediyoruz. Dışişleri Bakanım Hakan Fidan Bey, Milli Savunma
Bakanım Yaşar Güler Bey bu işin takipçisi durumundalar. Bir an önce temennim
odur ki neticeye varalım. Yıllardır dillendirdiğimiz "Dünya beşten
büyüktür" ve "Daha adil bir dünya mümkün" tezlerimiz bu olumsuz
havayı dağıtmak, büyük savaş riskini ortadan kaldırmak için ortaya koyduğumuz
somut çözümlerdir. Hala bunları uygulamak mümkündür. Yapmamız gereken küresel
sistemi revize etmek, herkesin ayrımsız uluslararası hukuka uymasını sağlamak,
terörizmi topyekün bir anlayışla yok etmek, adaleti ve hakkaniyeti temel alan
bir küresel paylaşım sistemini hayata geçirmektir.
"İNANIYORUM Kİ
ARTIK BİR KESİN ATEŞKESE İNŞALLAH ULAŞILACAKTIR"
İsrail’in Filistin’e yönelik saldırıları ile başlayan
süreçte yeni gelişmeler yaşanıyor. Hamas, ateşkes için ortaya konulan taslağı
birkaç değişiklik talebiyle kabul etti. MOSSAD Başkanı Doha’ya gidecek. ABD
Başkanı Biden da konu ile ilgili Netanyahu’yu arayacak. Bu aşamada İsrail’e
Batı ülkelerinin hep birlikte baskısı şart. Bu baskılar neticesinde de
inanıyorum ki artık bir kesin ateşkese inşallah ulaşılacaktır.
Katar Emiri ile yaptığımız görüşmelerde de bu konuları ele
aldık. Onlar da değişik kanallardan gerekli baskıyı yapıyorlar. Temennimiz odur
ki inşallah şu birkaç gün içerisinde ABD Başkanı Biden’ın da İsrail’i araması
neticesinde kesin ateşkese ulaşılır ve böylece son dönemde İsrail tarafından yapılan
katliamlar da son bulur.
"ATEŞİ BÖLGEYE
YAYACAK HER TÜRLÜ ADIMDAN UZAK DURULMALI"
Diğer konuya gelirsek, İsrail kendi bünyesinde, kendi
topraklarında yaptığı yığınaklarla netice alabiliyor mu ki? Kıbrıs Rum
Kesimi’ne yaptığı yığınakla mı netice alacak? Ne zaman başladı bu saldırılar, o
günden bugüne İsrail hedeflediği neticeye varabildi mi? Varamadı. ‘Bir hafta
içerisinde, 15 gün içerisinde işi bitireceklerini’ söylüyorlardı. Alamadılar
neticeyi. Ateşi bölgeye yayacak her türlü adımdan uzak durulmalı.
CHP GENEL BAŞKANI
ÖZEL'E KKTC TEKLİFİ
Biz samimi olarak siyasette bir yumuşama sağlayalım,
milletimizin bu konudaki beklentilerini karşılayalım istedik. Samimi bir
yaklaşım ortaya koyduk. Kendilerine Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne birlikte
gitme teklifimizi bir kere yaptık. Bizim bu teklifimiz sonrası kendi
uçaklarıyla gideceklerini açıkladılar. Biz bu noktada KKTC’ye MHP Genel Başkanı
Devlet Bahçeli Bey ile gideriz. Kıbrıs’a belki bir gün önceden gitme durumumuz
olabilir. Malum 20 Temmuz’da Kuzey Kıbrıs’ta kavurucu bir sıcak oluyor.
Kavurucu sıcakta Kıbrıs’taki kardeşlerimiz de bir yere kadar tahammül
edebiliyorlar. KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar Bey bir gün önceden gelinse de
geceyi burada geçirseler ve sabah saat 9 gibi törenleri yapsak diye bir
teklifle geldi. Biz de "uygundur" dedik. Şimdi kendimizi ona göre
hazırlıyoruz.
CHP'Lİ BELEDİYELERDE
İŞÇİ ALIMLARINDAKİ USULSÜZLÜK İDDİALARI
Hırsız, ben hırsızım der mi? Veya ben çaldım der mi? Şimdi
Özgür Özel Bey kalkıp da bu ahbap atamaları için "ne demek canım biz tabii
ki ahbaplarımızı atayacağız" mı diyecek? Onun geçmişteki abileri "biz
CHP’den atamayacağız da MHP’den mi atayacağız?" demişlerdi. Şu anda da
aynı noktaya geldik. Değişen bir şey yok. İşte daha geçenlerde Manisa’da bir
belediyede biliyorsunuz ciddi bir yolsuzluk oldu. Kula, orada bir yolsuzluk
oldu ve belediye başkanı bu yolsuzluk neticesinde alındı. Bunu daha farklı
belediyelerin takip etmesi mümkün. Çünkü bunlarda alışkanlık irsidir. Ahbap,
yaran bunlar. İstanbul Büyükşehir’den tutun, Ankara’sına İzmir’ine varıncaya
kadar bu böyledir.
Birçok vatandaş işlerinden atıldı. Nice ağlayanları biz
belediyenin kapısında gördük. Kimse milletimizden gerçekleri gizleyemez. Kimse
PR çalışmalarıyla, reklamlarla, sanal alem oyunlarıyla milletin gözü önüne toz
pembe perdeler çekemez. Gerçeğin er ya da geç ortaya çıkmak gibi bir huyu
vardır. Pırıltılı sözlerin yaldızı çabuk dökülür ve ortada sadece yalın gerçek
kalır. Şu anda olan da budur. CHP’nin bu konuda geçtiğimiz yıllar boyunca,
olumsuz anlamda yaptıkları yapacaklarının teminatıdır.
Biz geçen sene dezenflasyona geçiş için bir süre
öngörmüştük. Çünkü geçen sene gerçekten deprem etkisiyle olağanüstü koşullarla
karşı karşıyaydık. Para politikasının etkili olması zaman alıyor. Maliye politikasında
ilave çaba gerekiyordu. Biz o nedenle dezenflasyon Mayıs 2024’ten sonra
başlayacak dedik. Nitekim haziran ayında yıllık bazda enflasyonda düşüş başladı
ama temmuzda yani 60’lı rakamlar diyorum ama öngörmek mümkün değil. Muhtemelen
düşük 60’lı rakam olacak. Ağustosta yine düşük 50’li bir rakam olacak. Ve
muhtemelen büyük ihtimalle eylül enflasyonu açıklandığında 50’nin bir tık altı
olabilir.Bizim öngördüğümüz politika bu çerçevede.
"BU SENE ARTIK
CARİ AÇIK PROBLEM OLMAKTAN ÇIKTI"
Geçen sene çok ciddi bir cari açık problemimiz vardı. Bu
sene artık cari açık problem olmaktan çıktı. Milli gelire oran olarak yüzde
6’lardan neredeyse bu sene muhtemelen yüzde 2 civarına düşecek. Rezerv
konusunda çok önemli mesafe kat ettik. Brüt rezervimiz yaklaşık 145 milyar
dolar. Ve swap hariç rezervlerimiz 10 milyarın üzerine çıktı. Mart seçiminden
bu yana swap hariç net rezervlerdeki iyileşme neredeyse 80 milyar dolar civarı.
Gerçekten eşi benzeri kolay görülmeyen bir iyileşme, bir güven var. Dolayısıyla
dış denge bir endişe kaynağı olmaktan çıktı.
Ülkemizin risk primi kendisine benzer ülkelere oranla 10 kat
daha hızlı düşüyor. Bugün itibariyle 263 baz puan civarında. Türkiye’nin son 3
aydır , yerel seçimlerden sonra bizim 2 yıllık tahvil faiz oranlarımız 1000 baz
puan düştü. Özellikle bu son enflasyon rakamlarından sonra faizler düşmeye
başladı. Dün hem 2 yıllık hem 5 yıllık hem 10 yıllık bütün faizlerimiz düştü.
Yine bizim yurtdışına ihraç ettiğimiz tahvil faizleri 50 baz puan düştü son
yerel seçimden sonra. Yani risk primi düşüyor, faizler düşüyor ve gerçekten
notumuz artıyor, cari açık daralıyor, bütçede de dengeyi iyileştiriyoruz.
"SÜREKLİ BİR
KULP, BİR HATA ÜZERİNDE YOĞUNLAŞIYORLAR"
Dolayısıyla biraz sabra ihtiyacımız var. Enflasyonda düşüş
daha yeni başladı. Hızlanarak devam edecek. Biz inanıyoruz. Bu hedefler
başlangıçta iddialı görüntü ama hedefleri başaracağımıza gerçekten samimi bir
şekilde inanıyoruz. Programımız çalışıyor. Başlangıçta program yok dediler,
sonra bu program çalışmaz dediler, sonra para geliyor ama bu sıcak para
dediler. Sürekli bir kulp, bir hata üzerinde yoğunlaşıyorlar. Tabii ki
sorunlarımız var ama bu sorunları çözecek güçlü bir siyasi irade var. En büyük
sorunumuz hayat pahalılığı. En adaletsiz vergi enflasyon. O nedenle dar
gelirlilerimize, asgari ücretlimize, emeklilerimize yapacağımız en büyük iyilik
popülizm yapmadan enflasyonu kalıcı bir şekilde tekrar tek haneye düşürmek.
Vatandaşımızın kalıcı olarak refah seviyesini yükseltmek. İnşallah son çeyreğe
girerken bu işi çözüme kavuşturmuş olarak Allah’ın izniyle gireceğiz.
MERİH DEMİRAL'IN
BOZKURT İŞARETİ
Kimse Almanların formalarında kartal var diyor mu? Kimse
kalkıp da Fransızların formasında horoz var, niye horozlanıyorsun diyor mu?
Orada Merih heyecanını bu görüntüyle verdi. Bunun üzerine de malum Dışişleri
Bakanlığımız bunların yetkililerini çağırdılar, gerekli adımlar da buna göre
atılıyor. İnşallah bütün mesele Cumartesi günü. Biz, sahadan galibiyetle ayrılarak
bir üst tura çıkalım. Fevkalade bir durum olmazsa, maça gitme kararımızı
verdik.