Cumhurbaşkanı Erdoğan: Gabar terörle anılmayacak
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dinimizde Türk, Kürt, Arap ayrımı olmadığını belirterek, “Kürt kardeşlerimizi de aynı anlayışla seviyoruz. Çok güzel bir ifade yakaladım, ‘Oh olsun artık, Gabar terörle değil petrol rezerviyle anılacak.’ Bunu kim yaptı, yine biz yaptık. Bundan sonra Gabar terörle anılmayacak. Bundan sonra Gabar, o bölgede ayrı bir petrol zenginliğiyle anılacak” dedi.
14 Mayıs seçimleri öncesi AK Parti Van İl Başkanlığı tarafından Beşyol Meydanı’nda düzenlenen mitinge katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ile birlikte kalabalığı selamladı. ‘Duyanlara duymayanlara’ şarkısını da sahnede seslendiren Erdoğan, “Yaklaşık bir yıllık hasretin ardından bugün yine Van’dayız. Van sadece ülkemizin yükselen yıldızı değil dünyada gıpta ile takip edilen bir şehir oldu. Peki nasıl oldu? Van eskiden de buradaydı, böylesine bir cazibe merkezi haline gelememişti. Her şeyden önce Van’ı terör örgütünün tasallutundan kurtardık. Hem bu şehirde yaşayan insanların hem de buraya gelen ziyaretçilerin güven içerisinde, huzur içerisinde hayatını sürdürebileceği bir iklim tesis ettik. Terör örgütünün başını sadece burada değil, sınırlarımızın dışındaki inlerinde de ezdik. Devletinize güvenin, bize güvenin. Huzurunuza ve hatta namusunuza göz diken terör örgütü bir daha sizin kılınıza ilişemeyecek” dedi.
“BİZ VAN’IN
SUSUZLUĞUNU GİDERDİK”
2011 yılında meydana gelen Van depremlerini hatırlatan Erdoğan, “Van depremini hatırlıyorsunuz. O zaman belediye başkanı kimdi? Malum HDP’li. Van’ı susuzluğa mahkum etti mi? Van depremiyle ilgili bir adım atmadı. Ben o zaman anında DSİ’yi görevlendirdim ve su olayı büyükşehir belediye başkanının sorunudur, yapmadı. Ne dedi? ‘Gelsin devlet yapsın’ dedi. Biz onun bu ifadelerine katılmadık. Van Büyükşehirde bu yaptıkları karşılığında biz Van’ın susuzluğunu giderdik. Edremit’i Edremit biz yaptık. Erciş’i Erciş biz yaptık. Adeta Van Gölü demiyorum, Van Denizi’nin kıyısını adeta yalılarla donattık. Tuşba’yı biz yaptık. Nerede belediye? Belediye başkanı niye görevini yapmadı? Hani bunlar benim Kürt kardeşlerimi seviyordu. Bunlara inanıyor musunuz? Türkü'yle, Kürdü'yle biz yaratılanı yaratandan ötürü sevdik. Bizim dinimizde Türk, Kürt, Arap ayrımı yok. Biz sadece Allah için seviyoruz. Kürt kardeşlerimizi de aynı anlayışla seviyoruz” ifadelerini kullandı.
“BUNDAN SONRA
GABAR TERÖRLE ANILMAYACAK”
Gabar ile ilgili
açılan pankarta dikkat çeken Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Çok güzel bir ifade
yakaladım. Ne diyor, ‘Oh olsun artık Gabar terörle değil petrol rezerviyle
anılacak.’ Bunu kim yaptı? Yine biz yaptık. Bundan sonra Gabar terörle
anılmayacak. Bundan sonra Gabar, o bölgede ayrı bir petrol zenginliğiyle
anılacak. Yıllarca bu petrol kuyularını betonladılar. Bunu biz açtık, tıpkı
Karadeniz’deki doğalgaz gibi açtık. Doğalgazı şuan ücretsiz alıyor musunuz?
Yılsonuna kadar da 25 metreküp ücretsiz olarak ödeyecek misiniz? Bunları
yaparsa AK Parti yapar. Bu yolda bizi yalnız bırakmayacaksınız değil mi? 14
Mayıs akşamı inşallah hep birlikte bir başka güleceğiz. Her ne kadar siyasi
uzantılar hala o eski kara günlerin, kanlı günlerin hayaliyle yaşıyorsa da
artık o iş bitti. Yıllarca sizin ve evlatlarınızın canı ve geleceğini
karartarak istismar siyaseti yapanların dönüp dolaşıp kimin arkasına
takıldığını gördünüz değil mi? Diyarbakır annelerinin acısını biliyorsunuz
değil mi? Bunları Kandil’e kimler kaçırdı. 10-15 yaşındaki kızlarımızı,
çocuklarımızı Kandil’e kimler kaçırdı? Bunlar ne diyorlar, ‘Biz Kürdüz. Benim
Kürt kardeşlerime leke sürmeyin. Bunların Kürtlükle alakası yok. Bunlar sadece
vahşet kusuyor. İnşallah 14 Mayıs’ta bunların hesabını sormaya var mıyız? Ben
sizlere inanıyorum. Gidip Van’dakiler dahil Kürt kardeşlerimize her türlü zulmü
yapan, her türlü insanlık suçu işleyen CHP’ye şimdi ne oldu. Payande oldular.
CHP gelip burada miting yapabilir miydi? Kimle yaptılar? Şimdi bu hesabı sormak
lazım. CHP’ye desteklerini hem de utanmadan sıkılmadan ahlaksızca ne dediler?
‘Dişe diş kana kan’ diyerek ifade edenlerin derdi Van olabilir mi? Vanlının
huzuru, refahı olabilir mi? Bu ülkenin başına bir CHP’li getirmek için sizin
karşınıza geldiklerinde onlara bunun hesabını sormayacak mısınız? Ülkemizdeki herkes gibi Kürt kardeşlerimin de
hakkını, hukukunu, özgürlüğünü en geniş manada kullanabileceği demokrasi
zeminini biz kurduk mu? Aynı şekilde tüm şehirlerimiz gibi Van’ın da kalkınma
eksikliklerini yine biz tamamladık mı? Hatırlarsanız 2011 depreminin ardından Van’ı
adeta yeni baştan inşa ettik mi? Bugüne kadar TOKİ kanalıyla 24 bin konutu
bitirip sahiplerine verdik mi? Şimdi de 3200 yeni konut, 250 yeni iş yeri ve 27
bine kadar alt yapılı arsa vererek Van’ı daha da güzelleştirecek bir hazırlığın
içindeyiz. Bay Bay Kemal ne söz verdi? Bu CHP’ye ve HDP’ye sormak lazım, Van’a
ne kazandırdınız bir de onu söyleyin. Okulunu, hastanesini, sosyal
yardımlarını, millet bahçelerini, bölünmüş yollarını, barajları,
havalimanımızı, sulama tesislerini, organize sanayi bölgesini, doğalgazı
saymıyorum bile. Çevre yolu inşaatı da devam ediyor, onu da seneye bitireceğiz.
Karadeniz limanlarını İran, Asya’ya, Ortadoğu’ya Van üzerinden bağlayan alt
yapı çalışmalarını süratle tamamlamakta kararlıyız” ifadelerini kullandı.
Van’a 21 yılda 96 milyar liralık kamu yatırımını yaptıklarını belirten Erdoğan, “Şimdi bunu katlayarak arttıracağız. Tüm bu hizmet ve eserlerin devam etmesi için hazır mısınız? Van 14 Mayıs’ta tercihimizi doğrudan yana yapıyor muyuz? Sandıkları patlatıyor muyuz? Biz Van’ı Allah için sevdiğimiz, Vanlılara gönülden aşık olduğumuz için önümüze çıkartılan hiçbir engele itibar etmedik. Sadece işimize baktık” dedi.
“AİLE YAPIMIZI
GÜÇLENDİRMENİN SİYASETİNİ YAPIYORUZ”
Her fırsatta Van’a
geldiklerini ve eli boş gelmediklerini dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
“Eserlerimizle,
hizmetlerimizle, yüreğimizdeki muhabbetlerle heybemizdeki projelerle geldik. Ya
bir de onlara sorun. Siz ne getirdiğiniz diye CHP’sine HDP’sine sorun. Hiçbir
şey getirdikleri yok. Hiçbir zaman da getirecekleri yok, bunu bilin. Biz
birileri gibi köken ve mezhep ayrımcılığı değil, eser ve hizmet siyaseti
yapıyoruz. Çünkü biz birileri gibi evlatlarımızı PKK, FETÖ terör örgütlerine,
LGBT denilen sapkınlara teslim etmenin hesabını değil, aile yapımızı
güçlendirmenin siyasetini yapıyoruz. CHP, İYİ Parti ve HDP, LGBT’ci mi? O
yanlarında da yavrucuklar var. Onlar biz LGBT’ci değiliz diyorlar mı? Fakat AK
Parti’nin kitabında, MHP’de ve Cumhur İttifakı'nda asla böyle bir şey yok.
Çünkü biz ailenin kutsiyetine inanıyoruz. Ailelerimize leke sürülmesine asla
kabul etmiyoruz. Biz bunların mücadelesini verirken, bölücü örgütün güdümündeki
partinin mensupları da onların Cumhurbaşkanı yapmak için uğraştıkları kişi de
ne yapıyordu biliyor musunuz? Attığımız her işi engellemeye çalışıyordu.
Başladığımız her projeyi durdurmak için çırpınıyorlardı” dedi.
“BİZ İKTİDARDA
OLDUĞUMUZ SÜRECE ADALET YERİNİ BULACAKTIR”
“İsterseniz şimdi
karşımızda kurulan 6-7-9-11’li masanın gerçek yüzünü izleyelim” diyerek video
izleten Erdoğan, bu esnada ‘İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’de işçileri kapıya
koydular. Yalan üstüne yalan. Selo benim 51 Kürt kardeşimin ölümüne neden oldu.
Şimdi ne diyor Bay Bay Kemal, ‘gelince onu çıkartacağız’ diyor. Bu iş Türk-Kürt
meselesi değil, Alevi-Sünni meselesi değil, insanlık meselesidir. Biz iktidarda
olduğumuz sürece adalet yerini bulacaktır. Biz iktidarda olduğumuz sürece 51
Kürt kardeşimin canına kıyanlara biz cezaevinden çık demeyiz. Hepsi hesabını
ödeyecek. İşte masa bu, masanın etrafındakilerin çapı, söylemi bu. Gerçi bu
masa siyasetin en meşru hakkı olan işbirliği masası, müzakere masası olmaktan
çoktan çıktı. Bu Bay Bay Kemal, az önce izlediniz, Savaş Ay sağ olsa da onun bu
yaptıklarını, SSK başında olduğu zamanı anlatı. Şimdi hastanelerimiz nasıl,
görüyorsunuz pırıl pırıl. Şehir hastanelerimiz öyle, şimdi buraya bir hastane
daha geliyor” diye konuştu.
“ŞİMDİ BU MASA
YÜRÜMEYE YENİ BAŞLAYAN ÇOCUKLARIN KULLANDIĞI ÖRÜMCEK VAR YA ONA BENZİYOR”
6’lı masayı
çocukların örümcek arabasına benzeten Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Şimdi bu masa
yürümeye yeni başlayan çocukların kullandığı örümcek var ya ona benziyor.
Rotası ve menzili olmadığı için, ne tarafa iterseniz oraya gider. Direksiyonda
Kılıçdaroğlu gözüküyor ama öyle değil. Onun görevi sadece mutfakta video
çekmek, sahnede kalp yapmak, sağa sola gülücük dağıtmak. Masanın
etrafındakilerin hangisi sabah erken kalkıp ayaklanırsa örümcek o tarafa doğru
yöneliyor. Sonra masanın bir başka ortağı sesini yükseltiyor. Bu defa istikamet
oraya dönüyor. Ardından bir başka ortak gürlüyor, hop bu defa da ayaklar o
tarafa doğru çekiyor hani ‘Baş belirsiz, meydan ıssız’ sözü var ya tam da öyle
bir durum var. İpin ucu başkalarının elinde olunca bunlar kendilerine tanınan
hareket alanında sürekli bir tarafa savruluyor. Aynen dediğin gibi ‘6 artı 1,
reis etmiyor.’ Elbette masada ne yaptığını bilenlerde yok değil. Bölücü örgütün
elebaşları ve siyasi uzantılar hatırlayınız, çözüm sürecinde her türlü riski
alarak ülkemizin 40 yıllık terör sorunun bitirmek istediğimizde uzattığımız eli
ısıran bunlar değil miydi? Suriye’deki iç karışıklıklar sırasında
provokasyonlarla sokaklarda benim Kürt kardeşimin kanlarını oluk oluk akıtan
bunlar değil mi? Bugün de ülkemizi Suriye’leştirmek için can atan bunlar değil
mi? Tüm bu ihanetlerin neresinde benim Kürt kardeşlerim var. Tüm bu
istismarların neresinde ülkenin ve milletin menfaati var. Bu ülkenin 85 milyon
vatandaşının her biri tarihinin en güvenli, huzurlu ve müreffeh dönemini
yaşarken, Türkiye’yi yeniden eski karanlık günlerine geri döndürmenin kime ne
faydası var? Türkiye’yi her alanda gelişmiş ve müreffeh bir ülke haline
getirmek için attığımız adımlara çelme takmanın kime ne faydası var? Size bir
faydası yok? Milletimize bir faydası yok? Ülkemize bir faydası yok. Ama
birileri kandan, kavgadan kaostan, cehalet ve sefaletten beslendiği için
onların bu tabloya çok ihtiyaçları var. Daha geçen gün Çanakkale’de kahvehane
basıp adam döverek yurt dışında oy kullanmaya giden vatandaşlarımıza saldırarak
asıl niyetlerini hemen gösterdiler. Masanın bir diğer bilinçle ve ortada pek
gözükmeyen ortağı FETÖ de ne yaptığını çok iyi biliyor. Ötekilerinin durumu ise
tam bir trajedi. Geçmişlerini ve kendilerini inkar pahasına düşmüşler
Kılıçdaroğlu’nun peşine, nereye gittiklerini bile bilmiyorlar. 14 Mayıs’ta işte
bu iki tablodan hangisini istediğinize karar vereceksiniz. Tercihinizi
Türkiye’nin huzur, güven refah içinde güçlü bir şekilde yoluna devam etmesini
isteyen bizimle, yeniden koalisyon, kavga, baskı zulüm peşinde koşanlar
arasında yapacaksınız. Van’ın tercihinin Türkiye Yüzyılı’ndan yana olacağından
hiçbir şüphem yok.”
Yaşanan olayların hiçbirinin tesadüf olmadığını belirten Erdoğan, “Son Devletimiz Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yılları pek çok siyasi, ekonomik ve sosyal çalkantı ile geçti. Bugün dönüp baktığımızda bu istikrarsızlıkların hiçbirinin de tesadüf olmadığını, kendi kendine yaşanmadığını görüyoruz. Ülkemizi iç mücadelelerle oyalayıp, kendi güvenlik ve refahları için tüm dünyanın kaynaklarını sömürdüler. Ne zaman ki biz demokrasi ve kalkınma atılımlarıyla aradaki farkı kapattık, o zaman bunları bir telaş sardı. Gezi ile sokakları, çukur eylemleri ile mahalleleri, terör saldırıları ile güvenliğimizi, darbe girişimleri ile milli iradeyi, finansal tuzaklarla ekonomimizi hedef aldılar. Allah'ın yardımı ve milletimizi desteğiyle tüm bu saldırıları göğüsledik ve akamete uğrattık. Bununla da yetinmedik, sınır ötesi hareketlerle, yeni ekonomik programlarla, savunma sanayinde ve enerji yatırımlarıyla Türkiye Yüzyılı’na hazırlık yaptık” dedi.
“GABAR’DAKİ
PETROLÜ DE İNŞALLAH VATANDAŞIMIZDA EN UYGUN ŞARTLARDA VERECEĞİZ”
Mitinge 50 bin
kişinin katıldığını ifade eden Erdoğan, “Bu alanda resmi olarak aldığım rakam
50.000 Vanlı kardeşim alanda, yol boyunca gelenler hariç. Bu bir şeyi
gösteriyor, demek ki 9 gün sonra sandıkları benim Vanlı kardeşlerim patlatacak.
İşte bu başarılar birilerinin kabusu oldu. Okul yaparız, üniversite açarız
‘eğitimi ayağa düşürdünüz’ derler, hastane yaparız sağlık hizmeti veririz covid
salgını gibi bir krizin üstesinden geliriz ‘milleti hasta ettiniz’ derler. Yol
yaparız, köprü, tünel, havalimanı, hızlı tren hattı yaparız, ‘millet bunları mı
yiyecek’ derler. Ya köprü yenir mi? Havalimanı yenir mi? Ama biz onları Bay Bay
Kemal'e bırakıyoruz, afiyet olsun. Karadeniz'de gaz, Gabar’da petrol buluruz,
‘milleti kandırıyorsunuz’ derler. Buyur işte bak doğalgazı vatandaşımıza bir ay
ücretsiz, ondan sonra da yıl boyu 25 metreküp faturalarından düşürüyoruz ama
bitmedi, Gabar’daki petrolü de inşallah vatandaşımızda en uygun şartlarda
vereceğiz. Ülkemizin ilk milli ve yerli otomobilini yaparız gözlerinin önündeki
ürüne ‘hani nerededir’ derler. Bay Bay Kemal, Gemlik'te fabrika, hadi git, niye
gitmiyorsun? Meral Hanım sen niye gitmiyorsun? Gidemezler, gittikleri anda
maskeleri düşecek. Çünkü bunların bu ülkede dikili bir taşı yok. Uçak yaparız,
helikopter yaparız, yüksek teknoloji ürünü nice projeyi gerçekleştiririz, ‘ne
gerek vardı’ derler. Konut yaparız, baraj yaparız, sulama tesisi yaparız, her
birine takmadıkları kulp bırakmazlar. İstihdamda, üretimde, ihracatta rekorlar
kırarız, sevinecekleri yerde karalamaya çalışırlar. Sosyal yardımlarla
devletimizi kimsesizlerin kimsesi haline getiririz, yardım alan insanları
‘makarnacı, kömürcü’ diye aşağılarlar. Dış politikada onurlu bir duruşla
ülkemize güç, milletimize gurur kazandırırız, girip bizi yabancılara şikayet
ederler. Şayet 14 Mayıs'ta Türkiye Yüzyılı hayalimize sahip çıkmazsak, işte bu
zihniyet ülkenin tepesine bir kara bulut gibi çökecek. Sanmayın ki afaki bir
tablodan söz ediyorum. Türkiye'miz bizden önceki 70 yıl boyunca bunların
hepsini de bu CHP ile yaşadı. Tabii geçmişleri bu olduğu halde bugün başka
şeyler söylüyorlar. Her seçim dönemi olduğu gibi 14 Mayıs öncesi de değer
istismarcıları, vaat bohçacıları, kifayetsiz muhterisler tozlu dumana katıyor.
Atıyorlar, tutuyorlar, kapatıyorlar, tehdit ediyorlar, dillerinin ucuna ne
geliyorsa söylüyorlar. Mazilerindeki tabloları gerçek ama seçim döneminde
verdikleri vaatlerinin hepsi yalan” dedi.
‘Denizlerde TGC
Anadolu, yeryüzünde Togg, gökyüzünde Kaan, sandıkta Erdoğan’ pankartını da
okuyan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
“Gurur tablomuz Kızıl
Elma, Togg, TGC Anadolu, Karadeniz doğalgazımız, Şehit Aybük Yalçın-1 petrol
sahamız, maşallah. Son yerel seçimlerde ekmekten süte, sudan ulaşıma,
internetten traktöre her şeyi bedava yapacakları üzerine namus sözü
vermişlerdi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı buraya geldi mi? Burada da
atıp tuttu mu? İstanbul'a uğradığı yok, o bol bol nereye gidiyor biliyor
musunuz? Bodrum'a İstanbul'u sel alıyor, nerede diye sorulduğunda Bodrum’da.
Tam tersine bunlar milletimizi canında bezdirdiler. Ben İstanbul Büyükşehir
Belediye Başkanlığını CHP'den almıştım. İstanbul susuzdu, çöp, çukur, çamur,
İstanbul böyleydi ve İstanbul'u İstanbul yapan bu kardeşinizdir. Şimdi her şeyi
bedava yapmayı bırakın, yeni projeler başlatmayı, teslim aldıkları yarım kalan
işleri bile sürdüremediler. Çünkü her şey gibi bu ülkeye, bu millette hizmet
etmek de bir nasip meselesidir. Bunlar nasipsizdir. Bunlar tembel, inanın
bunların önüne 5 keçi katsanız, akşama hepsini kaybedecek kadar beceriksiz.
Şöyle bir mazilerine bakın, hepsinde ortak özelliği başarısızlıktır,
batırmaktır. Allah göstermesin, ülkenin başına gelseler, yarın öbür gün işçi,
memur, emekli ay sonunda maaşını alıp almayacağını bilemeyecek. Geçmişte
memurlar maaş almadı, sanayici, tüccar, esnaf önünü göremeyecek, elindekinden
olacaktı. Yeni bir şey yapamayacakları gibi bizim yaptıklarımıza da sahip
çıkamayacaklar. Zaten bunlara verilen görev de budur. Karadeniz gazının
manasını kapatmak, Gabar petrolünün üzerine beton dökmek, Togg’u rafa
kaldırmak. Çıkmış utanmadan sıkılmadan ne diyor biliyor musunuz? Hani S-400
vardı ya Amerika'nın ‘kaldırın bunu’ dediği. Şimdi ne diyor, S-400’ü biz depoya
kaldıracağız diye. Şimdi Bay Bay Kemal’in en güçlü savunma silahını depolara
kaldırılmasına asla bu millet müsaade etmeyecektir. Köprüleri, tünelleri, hızlı
tren hatlarını, otoyolları işlemez hale getirecek, teknolojik projelerimizin
kapısına kilit vuracaklarmış. İHA’yı, SİHA’yı, Kızıl Elma'yı, Akıncı'yı onların
da önünü keseceklermiş. Ülkemizi yeniden 3-5 dolar için birilerine ele açar duruma
getirecekler. Bunların yapacağı sadece budur, arada bir çıkıp somut proje
söylüyorlar, altını kazıyorsanız hepsi çalıntı çıkıyor. Bizim yıllar boyunca
hazırlığını yaptığımız, son aşamasına getirdiğimiz işleri bir yerlerden duyup
proje diye millete yutturmaya kalkıyorlar. Mesela en son çıkıp Adana'da petrol
kimya özel ekonomi bölgesi kuracağından bahsediyor, biz orayı yıllar öncesinde
enerji iktisat bölgesi ilan ettik. Bay Bay Kemal kurduğumuz boru hatlarıyla
Ceyhan'ı dünyanın önde gelen enerji hatlarından biri haline getirdik.
Yumurtalık'ta 12 milyar dolarlık bir petrol kimya yatırımıyla ilgili süreç
tamamlanmak üzere, ayrıca her biri milyar dolarla ifade edilen başka yatırımlar
da var. Biz bunlar gibi ülkemizin değerlerini yabancılara peşkeş çekmenin değil,
kendi insanımıza kazanca dönüştürmenin sözünü veriyoruz. Biz de Atatürk
Havalimanı'nı Teknofest'te, millet bahçesi ile teknoloji geliştirme merkezleri
ile ülkemizin gururu haline getireceğiz. Karanlık ilişkili şirketlere peşkeş
çekeceklermiş. Bunlarda yalan bitmez. Takdirden öte bir şey olmaz, herkes
gönlündekini ister. Sonunda takdir neyse o olur, biz Rabbimizin takdirine,
milletimizin ferasetine ve desteğine güveniyoruz. Yeni dönemde elbette mevcut
kazanımlarımızın üzerine oturup kalmayacağız, Türkiye Yüzyılı için
hazırladığımız seçim beyannamizde yüzlerce binlerce yeni proje var” şeklinde
konuştu.
Erdoğan,
konuşmasının ardından Erzurum’a gitmek üzere Van’dan ayrıldı.