Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan İsrail’e tepki
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Sizin Hitler'den ne farkınız var? Bunlar bize Hitler'i de aratacak. Bu Netanyahu'nun yaptıklarının Hitler'den geri kalır yanı var mı? Yok” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Sizin Hitler'den ne farkınız var? Bunlar bize Hitler'i de aratacak. Bu Netanyahu'nun yaptıklarının Hitler'den geri kalır yanı var mı? Yok” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 100. Yıl TÜBİTAK ve TÜBA
Bilim Ödülleri Töreni'nde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti;
Bizim kültürümüzde marifet iltifata tabidir. İyi olanı,
başarılı olanı ülkemizin önünde yeni yollar açanı ödüllendirmek, insanlığın
ortak ilim hazinesine katkı yapanı takdir etmek görevimizdir. Başarılar
desteklendikçe büyür, sahip çıkıldıkça gelişir, toplum tarafından kıymeti
bilindikçe serpilir. Taltif ve takdir edilen her başarı yeni çalışmaların ilham
veren yeni hikayelerin önünü açar. Takdim edeceğimiz TÜBA ve TÜBİTAK ödülleri
ile işte bunu yapmanın gayretindeyiz. İlmi çalışmaları ve çığır açıcı eserleri
ile bilim dünyasına değerli katkılar sunan ülkemizin müreffeh yarınları adına
gece gündüz çalışan tüm bilim insanlarımızı şahsım ve milletim adına tebrik
ediyorum.
Bu sene 77 bilim insanımız TÜBA ve TÜBİTAK ödüllerine layık
görüldü. Uluslararası TÜBA akademi ödüllerini bu yıl sağlık ve yaşam bilimleri
ile fen ve mühendislik bilimleri kategorisinde 3 bilim insanımıza veriyoruz. Bu
3 ödülle TÜBA Akademi ödüllü bilim insanı sayımız 28'e yükseliyor. Üstün
başarılı genç araştırmacılara verilen TÜBA GEBİP ödüllerini ise 24 farklı
üniversiteden 34 genç bilim insanımıza takdim edeceğiz. Böylece TÜBA GEBİP
ödülü kazanan bilim insanı sayımız 644'e ulaşıyor. Bilimsel telif eseri
ödüllerinde 13 Türkçe bilimsel telif eserimiz ödül almaya hak kazandı. Bu
kategoride vereceğimiz 3 özel ödül ile merhum Halil İnancık, Kemal Karpat ve
Mehmet Genç hocalarımızın hatıralarını da yaşatıyoruz. Bu ödüllerle birlikte
ödül alan eser sayısı 239'a çıkacak. 100'üncü Yıl TÜBİTAK Ödülleri kapsamında
ise 21 farklı üniversite ve araştırma kurumumuzdan bilim insanımıza 7 bilim
ödülü, 1 özel ödül, 1 hizmet ödülü ve 18 teşvik ödülü vereceğiz. Toplamda 77
bilim insanımıza ilim ve kültür müktesebatımıza yaptıkları katkılar için
teşekkürlerimizi ifade etmiş olacağız.
"TÜRKİYE
CUMHURİYETİ GELECEĞİNE HİÇ OLMADIĞI KADAR GÜVENLE BAKMAKTADIR"
Ödüllerimizin Türkiye'de bilimsel faaliyet yürüten herkes
için birer teşvik unsuru olacağına inanıyorum. Türkiye Yüzyılı'nın inşası için
bilim alanında emek veren fikir ve yürek teri döken tüm akademisyenlerimize,
hocalarımıza, araştırmacılarımıza en kalbi şükranlarımı sunuyorum. 4 gün sonra
2023 yılını tamamlayacak, inşallah yeni umutlar, yeni heyecanlar ve yeni
beklentilerle 2024 senesini karşılayacağız. Geride bırakmakta olduğumuz 2023
senesi cumhuriyetimizin 100'üncü yılı olmasından dolayı bizim için özel
anlamlar ihtiva ediyordu. Tam 6 asır boyunca dünyaya nizam veren, insanlığa
adalet ve refah dağıtan bir cihan imparatorluğunun bakiyesi üzerine kurduğumuz
Türkiye Cumhuriyeti 100'üncü yaşını tamamlayıp yeni bir asra yelken açarken
Allah'a hamdolsun geleceğine hiç olmadığı kadar güvenle bakmaktadır.
"ÜLKEMİZ KÜRESEL
BİR AKTÖR HALİNE GELMEKTEDİR"
Türkiye Yüzyılı'nın aydınlığı 85 milyon vatandaşımızla
birlikte Filistin'den Türkistan'a, Afrika'dan Balkanlar'a dünyanın dört bir
yanındaki mahsun ve mazlum yürekleri de ısıtmaktadır. Sadece yakın çevresinde
değil bölgesinden başlayarak çok geniş coğrafyada nüfusu artan, sözü, duruşu,
politikaları ilgi ile takip edilen bir Türkiye gerçeğinden bahsediyoruz.
Ekonomisi ile, ticareti ile, teknolojisi ile, savunma sanayii ile, askeri gücü
ile, eğitimden sağlığa her alanda elde ettiği başarılarıyla ülkemiz bölgesel
bir oyuncu olmaktan çıkıp küresel bir aktör haline gelmektedir. Kimsesizlerin
kimsesi olan bir Türkiye hayali hamdolsun yüzyılın sonunda artık ete kemiğe
bürünmüştür. İçinde bulunduğumuz asrın Allah'ın izniyle milletimizin ve
devletimizin asrı olacağından zerre kadar şüphe duymuyorum.
"36 SAATTE 54
TERÖRİST YOK EDİLDİ"
Türkiye'nin şahlanışına set çekmeyi amaçlayan menfur terim
saldırılarının kutlu yürüyüşümüzü asla durduramayacağının bilinmesini
istiyorum. 12 evladımız şehit oldu. Allah rahmet etsin. Tüm ailelerine ve
milletimize baş sağlığı diliyorum. Ama bakın 36 saatte 54 terörist yok edildi.
Çünkü bizim bu şehitlerimizin asla kanları yerde kalmayacak. Biz biliyoruz ki,
şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda, canı cananı bütün varlığımı alsın da
hüda etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda. Elbette her başarı gibi
Türkiye'nin başarıları da tesadüf değildir. Elde ettiğimiz kazanımların
gerisinde yoğun bir tefekkür, istişare, planlama ve uygulama süreci vardır.
Ülkemizin yıldızının küresel ölçekte yükselmesinde en büyük payın bilim ve teknoloji
alanında yakaladığımız ivme olduğuna inanıyorum.
"GÜNÜ
KURTARMANIN DEĞİL, İSTİKBALİ ŞEKİLLENDİRMENİN DERDİNDEYİZ"
Burada bir kere şu hususun altını öncelikle çizmek isterim;
Biz hiçbir zaman kısa vadeli hedefler peşinde koşmadık, koşmuyoruz. Günü
kurtarmanın değil istikbali şekillendirmenin derdindeyiz. Büyük ve güçlü
Türkiye hedefini gerçeğe dönüştürmenin çabasındayız. Bu anlayışla 2002'den
itibaren ülkemiz satında bilim, sanayi, teknoloji ve yenilikçilik ekosisteminin
geliştirilmesine özel önem verdik. Evvel emirde insan kaynağı ve alt yapı
eksiklerimizi gidermek için çalıştık. Bilimsel çalışmaların merkezleri olan üniversitelerimizin
sayısını burası çok önemli 76'dan 208'e yükselttik. Ne dediler? 76 tane
üniversite neyine nereden çıktı bu 208 üniversite? Dikkat et 76 üniversite ile
ülkemin bir bölümünde vardı. Ama 208 üniversite ile 81 vilayetin 81'inde
üniversitelerimiz var. Şu anda üniversitemizin olmadığı il yok. Şırnak'taki
nereye gelecekti İstanbul'a. Ama şimdi benim hocaların Şırnak'taki üniversiteye
gidiyor orada oranın evlatlarına eğitim öğretim veriyor. Oralardan da
birinciler çıkıyor. Mesele bu ufku yakalayabilmektir.
"TEKNOFEST BU
ÜLKENİN GENÇLERİNE ÖZGÜVEN AŞILADI"
Bakınız, profesör, doçent ve doktora öğretim üyesi sayımızı
buna göre artırdık. Sadece belli şehirlerde değil tüm coğrafi bölgelerimizde
güçlü, dinamik, üretken bir araştırma geliştirme ve girişimcilik ekosistemi
inşa ettik. Sıfırdan aldığımız araştırma geliştirme merkezi sayımızı bin 295'e,
yine sıfır olan tasarım merkezi sayımızı 329'a çıkardık. TEKNOPARK sayımız ise
2'den 101'e, teknolojiye yönelik farkındalığı artırmak için 81 ilimizde 125
dene yap teknoloji atölyesi kurduk. Uzmanlaşmayı teşvik etmek amacıyla 12 bin
öğrencimizi lisansüstü eğitim görmeleri için burslu olarak yurt dışına
gönderdik. Düzenlediğimiz araştırma projesi yarışmaları ulusal ve uluslararası
bilim olimpiyatları ile çocuklarımızı geleceğe hazırladı. Dünyanın en büyük
uzay havacılık ve teknoloji festivali TEKNOFEST bu alanda ülkemiz genelinde bir
uyanışa vesile oldu. TEKNOFEST bir teknoloji festivalinden öte bu ülkenin
gençlerine özgüven aşılamış, hayallerinin önüne kimsenin geçemeyeceğini
göstermiştir. Bu yıl TEKNOFEST kapsamında düzenlediğimiz yarışmalarda
seçtiğimiz 3 öğrencimizi Antarktika bilim seferine dahil ettik.
"TÜRKİYE'Yİ
BİLİMSEL ARAŞTIRMALARDA ÇOK FARKLI BİR NOKTAYA TAŞIDIK"
Tam 60 yıldır bilim ve teknolojinin mihmandarlığını yapan
milli araştırma kurumumuz TÜBİTAK'ı her alanda destekleyerek daha da
güçlendirdik. TÜBİTAK Akademik Araştırma Geliştirme Destek programları
kapsamında toplam 31 bin projeye destek sağladık. Bunlar için 68 milyar liranın
üzerinde kaynak kullandık. Bilim insanı destekleri programı ile 270 bin bilim
insanına toplam 17,8 milyar lira tutarında destek verdik. Bilim kültürünün
toplumda yalgınlaştırılması amacıyla 2007'den bu yana 47 bin projeye toplam 4
milyar lira destek sağladık. Bilim ve kültür mirasımızın serpilmesine yönelik
çalışmalarını yakından ve takdirle takip ettiğimiz TÜBA'ya sahip çıktık. Farklı
alanlarda attığımız bu kritik adımlarla hamdolsun Türkiye'yi bilimsel
araştırmalarda 21 yıl öncesine göre çok farklı bir noktaya taşıdık.
"BİLİM
İNSANLARIMIZA SAHİP ÇIKACAĞIZ"
İnanmak başarmanın yarısı olarak tarif edilir. İnancın
olmadığı bir yerde başarıdan söz edilemez. Bugün ödül takdim edeceğimiz bilim
insanlarımızın başarılarını inancın ve azmin bir zaferi olarak gördüğümüz
özellikle belirtmek isterim. Her biriniz inandınız, ter döktünüz, fedakarlıkta
bulundunuz, çalıştınız ve sonuçta kendi alanınızda çığır açan bilimsel
çalışmalara imza attınız. Biz de devlet olarak bu zorlu süreçte sizleri
desteklemeye gayret ettik. Bundan sonra da sizlere katkı sunmayı, imkanlarımızı
sizler için seferber etmeyi sürdüreceğiz. Sizler Türkiye için, Türkiye Yüzyılı
için, tüm insanlık için çalıştıkça hiç endişeniz olmasın biz de sizin gibi
bilim insanlarımıza sahip çıkacağız. Sizlerin gayreti, birikimi, kabiliyeti ve
ortaya koyacağı ürünlerle inşallah hedeflerimize daha emin adımlarla
yürüyeceğiz.
Burada bir noktaya dikkatlerinizi çekmek istiyorum; Fikri ve
ilmi boyutu eksik her mücadele yarım kalmaya mahkumdur. Şayet siyasi, ekonomik,
diplomatik, askeri olarak tam bağımsız bir Türkiye hedefliyorsak bilimde,
teknolojide, inovasyonda, bilimsel araştırmalarda da zirveyi hedeflemek
mecburiyetindeyiz. Bunun için herkesin yurt içinde ve yurt dışında bulunan tüm
yetişmiş insan kaynağımızın desteğine, katkısına ihtiyacımız vardık. Akademik
ve bilimsel çalışmalarının bir kısmını yurt dışında yapmış, orada bilgi ve
tecrübe kazanmış bilim insanlarımızın ülkemize dönerek Türkiye'nin kalkınma mücadelesine
destek vermeleri çok ama çok önemlidir.
Devletimiz mensubu olduğu milletine şükran borcunu ödemeyi
isteyen tüm bilim insanlarının yanındadır. Her zaman da yanında olacaktır. Bu
amaçla başlattığımız Uluslararası Lider ve Genç Araştırmacılar programı bu
misyonu hakkıyla yerine getiriyor. Program kapsamında şimdiye kadar 199 lider
bilim insanı ülkemize geldi. Lider araştırmacılarımızın projelerinde 408'i
doktora öğrencisi olmak üzere toplamda bin 256 öğrenci ve araştırmacı görev
aldı. Ulusal Lider Araştırmacılar Programı ve Ulusal Genç Liderler Programı ile
de 81 araştırmacıyı destekliyoruz. Bu projelerde doktora öğrencileri ağırlıklı
olmak üzere 446 bursiyer görev alıyor. Sayıları giderek artan öncül Ar-Ge
laboratuvarlarımızda tersine beyin göçü konusunda önemli rol oynuyor.
"DEMOKRASİ
HAVARİLİĞİ YAPAN NE KADAR KURUM, KURULUŞ VARSA HEPSİ SINIFTA KALDI"
Hayallerini gerçekleştirme gayesi ile hareket eden tüm bilim
insanlarına ülkemizin eşsiz fırsatlar sunduğunu görüyoruz. Türkiye'nin küresel
rolü güçlendikçe inşallah ilmi birikimini ve tecrübesini ülkemizde
değerlendirmek isteyenlerin sayısı da artacaktır. Özellikle Gazze krizi
sonrasında Batı'nın prestijli üniversitelerinde yaşanan utanç, özellikle bunu
söylüyorum utanç verici sahnelerin bir süreci daha da hızlandıracağına
inanıyorum. Gazze'de 7 Ekim'den beri çoğu çocuk ve kadın 21 binden fazla masum
Filistinlinin hayatına mal olan İsrail vahşeti bir nevi turnusol işlevi
görüyor. Kimin gerçekten insan hak ve onurunu savunduğu kimin de bunların sadece
istismarını yaptığı ayan beyan ortaya çıktı. Birleşmiş Milletler Güvenlik
Konseyi'nden uluslararası basın kuruluşlarına, Avrupa Birliği'nden gazeteci
örgütlerine ortada demokrasi havariliği yapan ne kadar kurum, kuruluş ve yapı
varsa bu krizde hepsi sınıfta kaldı.
"NETANYAHU'NUN
YAPTIKLARININ HİTLER'DEN GERİ KALIR YANI VAR MI?"
Büyük laflar eden, büyük bütçeler harcayan kurumların söz
konusu İsrail ve İsrail'in zulümleri olunca işlerinin tamamen boş olduğunu
anladık. Bakınız, saldırılar başlayalı bugün itibarıyla tam 80 gün oldu.
Gözlerimizin önünde 80 gün boyunca insanlığa ait tüm değerler kurşuna dizildi.
Stadyumlarda İsrail'in nazi kamplarını izledik. Bu nasıl bir iştir? Hani
Hitler'den garip garip bahsederlerdi, sizin Hitler'den ne farkınız var? Bunlar
bize Hitler'i de aratacak. Bu Netanyahu'nun yaptıklarının Hitler'den geri kalır
yanı var mı? Şu an itibarıyla Hitler bunun kadar zengin değildi. Bu Hitler'e
göre daha zengin. Batı'dan alıyor destekleri. Amerika'dan her türlü destek
geliyor. Bütün bu desteklerle 20 bini aşkın Gazzeliyi bunlar öldürdüler. İşte
mazlumların yanında olan ses Müslüman Türk'ün sesidir.
"TÜRKİYE,
DEVLETİ VE MİLLETİ İLE BU İNSANLIK İMTİHANINI VERMENİN GAYRETİNDEDİR"
Savaşta bile dokunulmaması gereken hastaneler, okullar,
ibadethaneler, üniversiteler bombalandı. Gazzeli bilim insanları aileleri ile
birlikte şehit edildi. Gazze'deki barbarlığı dünyaya duyurmaya çalışan 100'e
yakın gazeteci katledildi. Yalnızca 360 kilometrekare büyüklüğündeki dar bir
alana hapsedilmiş 2,5 milyon insanın kıyıma uğramasını içimiz kan ağlayarak
takip ediyoruz. Türkiye gibi vicdan sahibi ülkelerin diplomatik alanda
gösterdiği onca çabaya rağmen her gün yüzlerce Gazzelinin öldürülmesine
maalesef engel olamadık. Yaptığımız yardımlara, verdiğimiz mücadeleye,
yürüttüğümüz temaslara rağmen bir Müslüman olarak hepsinden önemlisi bir insan
olarak kendi iç dünyamızda bu zulmü engelleyemenin mahcubiyetini yaşıyoruz.
Milletimizin ve vicdan pusulası bozulmamış yüz milyonların Gazze halkı ile
sergilediği dayanışma ise tarihe düşülmüş not olarak görüyoruz. Türkiye,
devleti ve milleti ile bu insanlık imtihanını vermenin gayretindedir. Bunda da
tüm samimiyetini, tüm hüsnü niyeti ile ortaya koyan bir Türkiye.
"İSRAİL'İ
ELEŞTİREN HERKESE YÖNELİK BİR CADI AVI BAŞLATILMIŞTIR"
Sadece uluslararası örgütler değil Batı'daki kelli felli
üniversiteler de Gazze sınıfında maalesef iflas etmiştir. Gazze'deki
üniversitelerin yerle yeksan edilmesi karşısında hiçbir tepki göstermediler.
Uluslararası alanda ödül almış Filistinli bilim adamları ve akademisyenlerin
hedef alınması karşısında seslerini yükseltemediler. Çok daha vahimi
uluslararası üne sahip pek çok eğitim kurumunda öğrenciler dahil İsrail'i
eleştiren herkese yönelik bir cadı avı başlatılmıştır. Tıpkı 80 yıl önce Nazi
Almanyasında olduğu gibi bugün de Gazze'deki zulme zulüm diyebilme cesareti gösteren
namuslu bilim insanları baskıya, şantaja ve tehdide maruz bırakılmaktadır.
Bugün Almanya hala Hitler'in bedelini ödemeye devam ediyor. Onun için
Almanya'nın sesi çıkmıyor, başı önüne eğik. Ama bizim kimseye borcumuz yok.
Batı'nın borcu var, borcu olduğu için ses çıkaramıyor.
"ÖZGÜRLÜKLERİN
BEŞİĞİ DENİLEN YERLERDE FAŞİZMİN, BASKININ VE KORKU İMPARATORLUĞUNUN ADETA
KİTABI YAZILIYOR"
Bölücü terör örgütü PKK'nın ve Suriye'deki uzantılarının
paçavralarına düşünce özgürlüğü bahanesiyle şehrin en merkezi meydanlarına
açanlar Filistin halkının sesi olmaya çalışanlara kan kusturmaktadır.
Düşünebiliyor musunuz, sırf çocukların, kadınların ve sivillerin haklarını
savundukları için üniversite rektörleri sorgulanıyor, kongreye hesap vermek
zorunda bırakılıyor. En küçük bir eleştiri hukuk ve demokrasi sınırları içinde
bile olsa en düşük bir eylem antisemitizm yaftası vurularak engelleniyor hatta
suç sayılıyor. Avrupa'sından Amerika'sına kadar özgürlüklerin beşiği denilen
yerlerde faşizmin, baskının ve korku imparatorluğunun adeta kitabı yazılıyor.
Gerçekten insanlık adına, demokrasi adına, fikir ve düşüncü
hürriyeti adına daha sonra utançla hatırlanacak günler yaşıyoruz. Buradan sırf
fikrini ifade ettiği, insanlık onurunu savunduğu için baskıya maruz kalan tüm bilim
insanlarına çağrı yapıyorum. Türk üniversitelerinin kapıları sizlere sonuna
kadar açıktır. Bilimsel çalışmalarınızı sürdürmeniz noktasında sizlere gereken
desteği vermeye hazırız. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız, TÜBİTAK, TÜBA ve
diğer kurumlarımız sizlere yardımcı olmaktan çekinmeyecektir. Rabbim Gazzeli
kardeşlerimizin yar ve yardımcısı olsun diyorum. Vahşete, zulme ve çocuk
ölümlerine karşı sesini yükselten tüm yürekli bilim insanlarını buradan bir kez
daha saygıyla selamlıyorum.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Antalya’da AK Parti Kepez İlçe 6. Olağan Kongresi’nde konuştu. Tunç, “Siyasi ömürleri hakaretle geçti. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a kötü söz söylemekle geçti. Ama bir türlü akıllanmadılar ve siyasi partilerdeki genel başkanlıkları bitti” dedi.
AK Parti Antalya Milletvekili Tuba Vural Çokal, Plan ve Bütçe Komisyonu’nda CHP'li Manavgat Belediyesi’ni sert sözlerle eleştirdi. Çokal, 15 yıldır halkın sağlığını hiçe sayan bir yönetim anlayışının hüküm sürdüğünü ifade ederek, belediyenin sağlık yatırımları için hiçbir girişimde bulunmadığını söyledi.
AK Parti Antalya'da 8. Olağan İlçe kongreleri tüm hızıyla sürerken son olarak Kepez ve Demre’nin ilçe başkan adayları belli oldu.
AK Parti Elmalı 8. Olağan İlçe Kongresi’nde mevcut başkan Yunus Emre Coşkun yeniden başkan seçildi.
AK Parti Antalya Milletvekili Kemal Çelik, Serik’te hal esnaflarını ziyaret ederek, taleplerini dinledi.
CHP'li Konyaaltı Belediyesi’nde maaşları yarıya düşürülen işçiler, geçim sıkıntısını protesto etmek amacıyla "yarım maaş, yarım simit" eylemi gerçekleştirdi. Belediye Başkanı Cem Kotan ise işçilere dayanışma mesajları vererek, "Her zaman emekçimizin yanındayız, bu süreci dayanışmayla atlatacağız" dedi. Ancak, bu açıklamalar, somut bir çözüm sunmayan retorikten öteye gitmedi.
Korkuteli Belediyesi'nde dikkat çeken iddialar gündeme bomba gibi düştü. Eski Belediye Başkanı Ömer Niyazi İşlek, mevcut yönetimi "çakma belediye başkanı" olarak nitelendirerek, halkın seçmediği bir kişinin belediye başkanlığı görevini yürüttüğünü savundu. İşlek, belediyede çalışan hamile bir personelin ücretsiz izne çıkarılmasının ardından yerine akrabalarının işe alındığını öne sürdü.
KKTC'nin 41'inci kuruluş yıl dönümü nedeniyle Cumhuriyet Meydanı'nda bulunan Ulusal Yükseliş Anıtı'nda çelenk sunma töreni düzenlendi.
MHP Antalya Milletvekili Hilmi Durgun, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın 2024-2025 bütçe görüşmeleri sırasında Türkiye’nin istihdam ve sosyal güvenlik politikalarına dair bazı önemli konulara dikkat çekti. Durgun, toplumun her kesimine insana yaraşır iş olanakları sunmanın ve sosyal güvenlik sistemindeki hakları geliştirmenin toplumun refahı açısından önem taşıdığını vurguladı.
Küresel havacılık sektörü Antalya'da bir araya geldi. Uuslararası “AI in the Sky: A Unified Approach with ICAO” etkinliği 12-14 Kasım tarihleri arasında Antalya'da gerçekleşiyor.
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz