Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM Genel Kurulu’na 14’üncü kez hitap edecek
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kuruluna 24 Eylül Salı günü 14’üncü kez hitap edecek. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasının ana gündem maddesi İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları olacak.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, başbakanlık görevinde
bulunduğu 2005'te ilk kez BM 60. Genel Kurulu görüşmelerine katıldı.
Erdoğan, Genel Kuruldaki hitabında, "Her şeyden önce
kendini yenileyen, daha demokratik ve şeffaf, tüm üyelerin ortak iradesini
temsil kabiliyetine sahip, uluslararası ihtilafların çözüm zemini olan, dünya
barışının teminatı olarak görülen, saygınlığı, tüm üyeleri tarafından
yüceltilen, daha aktif ve daha dirayetli bir BM teşkilatı, insanlığın ortak
yararınadır." mesajını verdi.
Erdoğan'ın katıldığı sonraki BM Genel Kurulu ise 2007'deki
62. Genel Kurul görüşmeleri oldu.
Konuşmasında terörle mücadele konusuna vurgu yapan Erdoğan,
"Dünyanın herhangi bir köşesinde yaşanan terör eylemi hepimizi hedef alan
bir insanlık suçudur. Sınır tanımayan terörü lanetliyor, terörün acı
tecrübesini bizzat yaşamış bir ülkenin başbakanı olarak tüm insanlığa yönelik
bu tehditle mücadelede dayanışma ve daha etkin işbirliği çağrısını buradan yineliyorum."
ifadelerini kullandı.
"REFORM
GİRİŞİMLERİNE TAM DESTEK VERİYORUZ"
Erdoğan, 2009'da katıldığı BM 64. Genel Kurulunda ise BM'nin
yapısının reforme edilmesi gerektiğine dikkati çekti.
Adil ve katılımcı bir küresel düzenin kurulması için
Birleşmiş Milletlerin etkinliğinin artması gerektiğini dile getiren Erdoğan,
şunları söyledi:
"Temsil kabiliyeti güçlendirilmiş, demokratik, şeffaf,
adil ve etkin bir Birleşmiş Milletlerin, küresel barış ve istikrara daha fazla
katkı yapacağına inanıyoruz. Birleşmiş Milletler, iklim değişikliği, sürdürülebilir
kalkınma, yoksullukla mücadele, kadın-erkek eşitliği, insan hakları ve insan
onurunun korunması konularında, daha etkin bir kurum haline gelmelidir. Bu
amaca matuf reform girişimlerine tam destek veriyoruz. Fakat Birleşmiş
Milletler sistemindeki reformun, Güvenlik Konseyi de reforma tabi tutulmadığı
müddetçe başarılmış sayılamayacağı muhakkaktır."
2011'deki BM 66. Genel Kurulunda bölgesel konuları
değerlendiren Erdoğan, Suriye, Libya, Somali, Filistin'e ilişkin mesajlar
verdi, Azerbaycan topraklarının yıllardır süren haksız işgalinin sona ermesi
gerektiğini kaydetti.
Erdoğan, "Karabağ sorununun bu şekilde çözümsüz kalması
asla kabul edilemez, uluslararası sorunlara, kangren haline gelmeden çözümler
bulunması, hepimizin siyasi ve ahlaki sorumluluğudur." diye konuştu.
"DÜNYA BEŞTEN
BÜYÜKTÜR"
Erdoğan, cumhurbaşkanı sıfatıyla ilk kez 2014 yılındaki BM
69. Genel Kuruluna hitap etti.
BM'nin reform ihtiyacını "Dünya beşten büyüktür"
ifadesiyle dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Daha fazla gecikmeden, daha fazla mazlum insan, masum
insan hayatını kaybetmeden, küresel vicdan daha fazla yaralanmadan, Birleşmiş
Milletler sorunlara ağırlığını koymalıdır. Altını çizerek ifade etmek isterim
ki, dünya beşten büyüktür. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi daimi üyesi 5
ülkenin dünya gerçekleri ile bağdaşmayacak şekilde Birleşmiş Milletleri etkisiz
hale getirmesi, küresel vicdanın kabul edebileceği bir durum değildir. Tüm
alınan kararlar, bakıyorsunuz bir ülkenin iki dudağı arasındadır. Eğer 'hayır'
derse hayır, 'evet' derse o zaman icraata geçilebiliyor. Filistin'de sadece
birkaç ay içinde 2 binden fazla masum insan katledilirken, Birleşmiş Milletler
beklenen çözümü üretememiştir. Suriye'de 4 yıldır 200 binden fazla kişi
katledilirken, 9 milyona yakın insan yer değiştirirken, Birleşmiş Milletler
yine etkili çözümler sunamamıştır."
FETÖ'YE KARŞI UYARI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe
girişiminden yaklaşık 2 ay sonra BM 71. Genel Kuruluna katıldı.
Burada dost ülkeleri FETÖ'ye karşı önlem almaya çağıran ve
terörle mücadele konusunda önemli mesajlar veren Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bu darbe girişimi, milletimizin demokrasisine,
hükümetine, özgürlüklerine, geleceğine ve anayasal düzenine kahramanca sahip
çıkmasıyla bertaraf edildi. Bu bakımdan milletimle iftihar ediyorum.
Demokrasisine sahip çıktığı için iftihar ediyorum. 29 gün, gece sabahlara kadar
demokrasi nöbetleri tuttukları için iftihar ediyorum. Hain darbe teşebbüsünü
canını hiçe sayarak bedenini tankların önüne siper ederek engelleyen milletimle
iftihar ediyorum. Şayet bugün karşınızda bulunuyorsam, milletimizin işte bu
cesur ve asil duruşu sayesindedir. Unutulmasın ki Türkiye’deki darbe girişimi,
aynı zamanda dünya demokrasisine de yapıldı. Milletimiz o gece darbe
heveslilerine tarihi bir ders verirken, demokrasiye inanan tüm halklar için de
ilham kaynağı oldu. Bu yeni nesil terör örgütü, sadece Türkiye’nin değil,
varlık gösterdiği 170 ülkenin tamamı için bir milli güvenlik tehdididir. Diğer
bir deyişle, bugün bu Genel Kurulda temsil edilen ülkelerin büyük bölümü bu
yapılanmanın tehdidi altındadır. Bu örgüt Türkiye’nin ötesinde tüm dünyayı
boyunduruğu altına almak gibi derin bir zihni sapkınlık içindedir."
"DEAŞ'A KARŞI
ELDE EDİLEN EN BÜYÜK BAŞARI"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 2017'de yapılan BM 72. Genel
Kurulu'ndaki konuşmasında ise Suriye ve terörle mücadele mesajları öne çıktı.
"Türkiye, Suriye ve Irak'taki istikrarsızlıktan
beslenen DEAŞ ve PKK gibi bölgenin en eli kanlı terör örgütleriyle kıyasıya bir
mücadele içindedir. Bunun yanında ülkemizin meşru, demokratik rejimini kanlı
bir darbeyle değiştirmeye teşebbüs eden FETÖ terör örgütüyle mücadelemiz de
devam ediyor." diyen Erdoğan, Suriye'nin kuzeyinde başlatılan Fırat
Kalkanı Operasyonu'nun, bölgenin işgalinden bu yana DEAŞ'a karşı elde edilen en
büyük başarı olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2018'deki BM 73. Genel Kurulunda, BM'ye
yönelik eleştirilerde bulundu, Filistin meselesini gündeme getirdi.
"Birleşmiş Milletlerin insanlığın barış ve refah
beklentilerini karşılamaktan uzaklaştığı da bir gerçektir" ifadesini
kullanan Erdoğan BM Güvenlik Konseyinin sadece veto hakkına sahip 5 üyenin
çıkarlarına hizmet eden, dünyanın diğer bölgelerine, yaşanan zulümlere seyirci
kalan bir yapıya büründüğünü belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
"Geçmişte Bosna'da, Ruanda'da, Somali'de, yakın tarihte
Myanmar'da, halen Filistin'de yapılan katliamlar hep Birleşmiş Milletler
Güvenlik Konseyinin gözü önünde gerçekleşmiştir. Filistinlilere uygulanan zulme
ses çıkarmayanların, onlara yapılan yardımları kısma konusundaki gayretleri
sadece zalimlerin cesaretini artırmaktadır. Tüm dünya arkasını dönse bile,
Türkiye olarak biz mazlum Filistinlilerin yanında yer almaya, ilk kıblemiz
Kudüs'ün tarihi ve hukuki statüsüne sahip çıkmaya devam edeceğiz."
AYLAN BEBEĞİN
FOTOĞRAFIYLA SESLENDİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2019'daki BM 74. Genel Kurulu'nda ise
düzensiz göç sorununu "Aylan bebek" örneğiyle anlattı.
Muğla'nın Bodrum ilçesinde, sahile vuran minik bedeniyle
düzensiz göç meselesinin sembolü haline gelen Aylan bebeğin fotoğrafını
gösteren Erdoğan, "Dünya, canlarını kurtarmak için çıktıkları yolculukları
ya Akdeniz’in karanlık sularında, ya da sınırlara gerilen tel örgülerin
önlerinde sonlanan milyonlarca mazlumu maalesef çok çabuk unuttu. Özellikle
işte gördüğünüz gibi Aylan bebeği dünya çok çabuk unuttu. Unutmayın ki, bir gün
ola ki aynı durum sizlerin de başına gelebilir. Çünkü Aylan bebekler bir değil
binler, milyonlar, bütün bunlara karşı tedbirimizi almak durumundayız."
şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1947'den bu yana Filistin
haritasındaki değişimi anlatan görselle Filistin sorununa dikkati çekerek, şu
değerlendirmelerde bulundu:
"Ben merak ediyorum, bu İsrail neresidir? Acaba bu
İsrail'in toprakları nereleri kapsıyor? 1947'de İsrail neresiydi, bunun
ardından acaba 1949, 1967'de İsrail neresiydi ve şu anda İsrail neresi? Bakınız
sene 1947, neredeyse burada İsrail yok gibi, tamamı Filistin. Sene 1947,
paylaşım planı var ve Filistin küçülüyor, İsrail büyüyor. Geliyorum 1967'ye
1949'la birlikte, İsrail büyüyor, Filistin küçülüyor. Ve geliyorum bugüne,
güncel durum şu: Artık adeta Filistin yok, neredeyse tamamına yakını İsrail...
İsrail doyuyor mu? Hayır, doymuyor. İsrail şimdi de kalanını almanın gayreti
içerisinde. Peki, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin, Birleşmiş
Milletlerin İsrail'le ilgili almış olduğu bunca kararlar var, bu kararlar
uygulamaya geçiyor mu? Hayır, geçmiyor. Peki, o zaman Birleşmiş Milletler ne
işe yarıyor? O zaman bu çatının altında bizler aldığımız kararla tesirli
olamıyorsak, adalet nerede temerküz edecek? İşte sıkıntımız burada."
SALGIN NEDENİYLE
VİDEO KONFERANS
BM 75. Genel Kurulu, 2020 yılında tüm dünyayı etkileyen
COVID-19 salgını nedeniyle video konferans aracılığıyla düzenlendi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM Genel Kuruluna 10'uncu hitabını
video konferans yöntemiyle gerçekleştirdi.
BM'nin yapısına yönelik eleştirilerini yineleyen Erdoğan,
konuşmasında şunları dile getirdi:
"Birleşmiş Milletler başta olmak üzere çok taraflı
örgütlerin reform ihtiyacı bulunuyor. Mevcut küresel mekanizmaların bu krizde
ne kadar etkisiz kaldığını gördük. Öyle ki Birleşmiş Milletlerin en temel karar
alma organı olan Güvenlik Konseyinin salgını gündemine alması haftalar, hatta
aylar sürdü. Salgının başlarında ülkelerin kendi hallerine terk edildiği bir
manzara ortaya çıktı. Böylece yıllardan beri bu kürsüden ısrarla dile
getirdiğim, 'Dünya beşten büyüktür' tezinin haklılığını bir kez daha görmüş
olduk. İnsanlığın kaderi sınırlı sayıdaki ülkenin keyfine bırakılamaz.
Uluslararası örgütlerdeki itibar kaybının önüne geçmek için öncelikle
zihniyetimizi, kurumlarımızı ve kurallarımızı gözden geçirmeliyiz."
SICAKLIK ARTIŞININ
NEDEN OLDUĞU AFETLERE DİKKATİ ÇEKTİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2021'de BM 76. Genel Kurulu
konuşmasında dünyanın farklı bölgelerindeki sıcaklık artışının neden olduğu
afetlere dikkati çekti. Asya ve Avrupa'da seller, Amerika'da kasırgalar,
Afrika'da kuraklık, Akdeniz ülkelerinde yangınlar, Grönland'ın zirvesinde
yağmur, çöllerde kar görülmesi gibi alışık olunmayan hadiseler yaşandığına işaret
eden Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bu afetler çevreye ve ekosisteme verdiği zararlar
yanında, insanların can ve mal güvenliğini de tehdit ediyor. Pek çok yerde
insanlar, toplu olarak başka yerlere gitmeye, göç etmeye hazırlanıyor. Halbuki
dünya henüz Suriye ve Afganistan gibi çatışma kaynaklı kriz bölgelerinin yol
açtığı mülteci meselesine çözüm bulamadı. Böyle bir dönemde kuraklık, gıda
sıkıntısı, hava olayları gibi bu tür sebeplere dayalı yüzlerce milyonluk
göçlerle nasıl baş edileceği meçhuldür."
RUSYA-UKRAYNA SAVAŞI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM 77. Genel Kurulu'nda Rusya-Ukrayna
Savaşı ile ilgili gelişmelere değinerek, Karadeniz Tahıl Koridoru ve taraflar
arasındaki müzakerelere ilişkin Türkiye'nin çalışmalarını anlattı.
Anlaşma kapsamında tahıl taşıyan bir geminin İstanbul
Boğazı'ndaki fotoğrafını gösteren Erdoğan, "Sayın Genel Sekreter ile
yürüttüğümüz yoğun çabalar neticesinde, Ukrayna tahılının Karadeniz üzerinden
dünyaya ulaşmasını temin ettik. Bu gelişmeyi sağlayan İstanbul Mutabakatı'nın
ikinci ayı dolarken, sevkiyatın her geçen gün ivme kazanmasını memnuniyetle
izliyoruz. Tahıl arzının sürdürülmesinin sağlanmasında kritik öneme sahip bu mutabakat
Birleşmiş Milletlerin son yıllarda imza attığı en büyük başarılardan biridir.
Dünyanın dört bir yanında uluslararası camiadan medet umanların Birleşmiş
Milletlere besledikleri güven, bu başarıyla yeniden tazelenmiştir. İstanbul
Mutabakatı, taraflar açısından hayati önem arz eden meselelerde müzakerelerin
sonuç verdiğini de ispatlamıştır." dedi.
"ULUSLARARASI
TOPLUMU KKTC'NİN BAĞIMSIZLIĞINI TANIMAYA DAVET EDİYORUZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen yıl düzenlenen BM 78. Genel
Kurulu'nda da BM'ye yönelik eleştirilerini sürdürdü. Terörle mücadele, İslam
düşmanlığı ve ırkçılık gibi konularda mesajlarını paylaşan Erdoğan,
Rusya-Ukrayna Savaşı, Filistin meselesi, Doğu Akdeniz'deki gelişmelere de
değindi.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'yle ilgili de mesajlar veren
Erdoğan, "Uluslararası toplumu, KKTC'nin bağımsızlığını tanımaya, bu
ülkeyle diplomatik, siyasi ve ekonomik bağlar kurmaya davet ediyoruz."
ifadeleriyle dünya devletlerini KKTC'yi tanımaya çağırdı. Erdoğan, ayrıca
"Ada'daki BM Barış Gücü'nden tarafsızlığa riayet bekliyoruz. İtibarı
zedelenen bu gücün, Kıbrıs'ta yeni itibar kaybıyla karşı karşıya kalmasını
istemeyiz." ifadeleriyle net mesajlar verdi.
Karabağ'ın Azerbaycan toprağı olduğunu ifade eden Erdoğan,
"Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki görüşme sürecini başından beri
destekledik. Ancak Ermenistan'ın, bu tarihi fırsatı yeterince
değerlendiremediğini görüyoruz. Ermenistan'ın başta Zengezur Koridoru'nun
açılması olmak üzere verdiği sözleri yerine getirmesini bekliyoruz. Artık
herkesin kabul ettiği gibi Karabağ, Azerbaycan toprağıdır. Bunun dışında bir
statünün dayatılması asla kabul edilmeyecektir." dedi.
14'ÜNCÜ KEZ HİTAP
EDECEK
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 24 Eylül'de BM 79. Genel Kurulu'na
14'üncü kez hitap edecek, konuşmanın ana gündem maddesi İsrail'in Gazze'ye
yönelik saldırıları olacak.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, uluslararası toplumu İsrail'in
saldırılarına karşı durmaya çağıracak. Erdoğan, zirve kapsamında devlet ve
hükümet başkanlarıyla da görüşmeler gerçekleştirecek.
Her yıl dünya liderlerini ABD'nin New York kentinde bir
araya getiren BM Genel Kurul görüşmelerinin 79'uncusu 22 Eylül'de "Geleceğin
Zirvesi" ile açılacak.
Yüksek düzeyli hafta olarak bilinen ve liderlerin
konuşmalarına ev sahipliği yapılan oturum ise 24 Eylül'de başlayacak. BM 79.
Genel Kurulunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ilk gün, üçüncü sırada
söz alması öngörülüyor.
Genel Kurula 190 ülkeden üst düzey katılım sağlanması
bekleniyor.
AA