‘ÇÖP’ ORMANLAR FELAKET HABERCİSİ

Geçtiğimiz yaz aylarında Türkiye’nin en büyük orman yangınlarından biriyle mücadele eden Antalya’da ormanlık alanlarda yangın riski taşıyan “Çöp Ormanlar” oluşmaya başladı.

Türkiye’nin en büyük orman yangınlarından biri olarak tarihe geçen Manavgat yangınında günlerce mücadele eden ve büyük oranda ormanlık alanını kaybeden Antalya’da merkezi bölgelerde oluşan çöpten ormanlar her geçen gün yeni bir felaket ihtimali doğuruyor. Döşemealtı İlçesindeki Aşağıoba Mahallesi ve Kepez İlçesindeki Aktoprak Mahallesindeki ormanlık alanlarda son dönemde büyük oranda bir kirlilik gözlemleniyor. Kimliği belirsiz kişilerce kirletildiği iddia edilen ormanlık alanlarda klozetten, giysiye, moloz yığınlarından devasa çam parçalarına ve plastik atıklara kadar çok sayıda atık bulunuyor. Kentin birçok noktasında benzer durumlar gözlemlenirken,  yeni bir yangın ihtimaline kapı açan bu kirlilik her geçen gün daha da artıyor. Bölgeye çeşitli atıklar bırakan kimliği belirsiz kişiler kimi zaman da bölgede atıkları ateşe veriyor. Çevresinde bir doğa ve yerleşim yeri barındıran bölge sakinleri ise bir an önce yeni bir felaket doğmadan bölgenin temizlenmesini istiyor.

“BU GÖRÜNTÜYÜ GÖRDÜKÇE İÇİM ACIYOR”

Konuya İlişkin Lider Medya’ya açıklamalarda bulunan ve bölgede arıcılık yapan bir vatandaş insanların ormanlık alana çok sayıda atık bırakmasından duyduğu rahatsızlığı dile getirdi. Geçtiğimiz aylarda Manavgat İlçesinde meydana gelen yangını hatırlatan mahalle sakini, “Bu orman bizim, ormanımız. Memleket bizim memleketimiz. Bizler kendi topraklarımıza, bu muameleyi yapmamalıyız. İklim değişikliği her geçen gün artıyor, hava ve doğa kirliliği tüm canlıları hastalandırıyor.  Hastalıklar artıyor hayvanlar, insanlar yaşayamıyoruz. Çevrimizi doğamızı korusak, temiz bıraksak her şey daha güzel olacak. Temizlik imandır, medeniyettir. Benim bu görüntüyü gördükçe içim acıyor. Buraya molozlar, plastik atıklar, çöpler dökülüyor. Bu durumda burada ne insan ne de hayvan yaşayabilir. Burada besicilik, çiftçilik yapılıyor. İnsanlar buradan faydalanıyor. Ama böyle giderse burada yapılacak hiçbir şey kalmayacak” diye konuştu.

Mahalle sakini bölgenin yaklaşık 1.5 yılda bu hale geldiğini ifade ederek, bölgede kimi zaman kimliği belirsiz kişilerin atıkları yaktığını belirterek, yetkililerden yardım istediklerini bildirdi.

“EL BİRLİĞİ İLE MÜCADELE EDEBİLİRİZ”

Tarım Orman İş Sendikası Genel Sekreteri Orman Mühendisi Mehmet Ali Başaran ise konuya ilişkin Lider Medya’ya yaptığı açıklamada, geçtiğimiz yıl Antalya’da orman yangınları nedeniyle yaşanan büyük kayıpları hatırlattı. Orman alanlarını korumanın öneminin her geçen gün arttığını belirten Başaran, “Orman yangınları önlem alınmadığı takdirde önü alınamayan büyük kayıplara neden olur. Bu bölgede görülen kirlilik yaz aylarında yeniden büyük yangınlar çıkmasına neden olabilir. Bu ormanları korumak her bir vatandaşın görevidir. Bizlere yerelde sık sık vatandaşlarımıza duyarlı olmaları konusunda uyarılarda bulunuyoruz. Bu ormanları el birliği ile koruyabiliriz. Bu korumayı da yerelden mücadele ile sağlayabiliriz. Tüm kurumlarla iş birliğinde içinde olmalı, tespit edilen bölgelerde acil önlem almalı ve bu konudaki duyarlılığı arttırmalıyız” diye konuştu.

“FELAKETİN ÖNÜNE GEÇİLMELİ”

Çevre koruma çalışmalarına ilişkin yaptığı projelerle tanınan A Platformu Sözcüsü Hediye Gündüz ise, ormanlık alanlara yapılan bu muamelenin insan hayatını doğrudan etkilediğini vurguladı. Gündüz, ormanlık alanlarda yapıyı bozacak atıkların olmaması gerektiğine dikkati çekerek, şöyle konuştu:

“Ormanlık alanlara bu atıkları neden döküyorlar, neden zarar veriyorlar anlamakta güçlük çekiyoruz. Bu görüntüler vicdanımızı, kalbimizi sızlatıyor. Ormanlarda yapılan bu eylemler suçtur. Ormanlarımızı korumak her geçen gün daha da önemli hale geliyor. Ormanlar, ağaçlar ve doğa yaşamın sürdürülebilmesinde çok önemli rol oynuyor. Bu noktadaki durum ormanları yangına elverişli hale getiriyor. Bu nedenle Orman Bölge Müdürlüğü’nü ve ilgili kurumları acilen göreve davet ediyoruz. Bu bölgelerde tedbir alınmalı ve olası felaketlerin önüne geçilmelidir”