ÇÖP EVDEKİ DRAM

Ülkenin herhangi bir yerinde meydana gelen olay dönüp dolaşıp Antalya’yı da buluyor. Bursa’da teyzesinin çöp eve dönüştürdüğü evdeki bir odada bitkin halde bulunan 9 yaşındaki çocuğun hikayesi Antalya ile alakalı çıktı.

Parçalanmış bir ailenin evladı olarak hayata başlayan küçük Cem’in annesi ile babası boşanınca velayeti anneye verilmiş. Anne Bursa’dan çalışmak için Antalya’ya gelince çocuk anneannenin yanında kalmış. Anneanne de 2020’de vefat edince çocuk teyzesiyle kalmaya başlamış.

İşsiz teyze de kiraladığı evi çöplüğe çevirip bir odasına da Cem’i kapatmış.

Çocuğu odaya hapseden teyze kiraladığı evin kirasını da hiç ödememiş.

Bunu üzerine ev sahibi hukuki süreç başlatmış.

Ama Türkiye’de yargı süreci uzun sürdüğü için evin tahliyesi için karar 2 yılda çıkmış.

Ama kadının buna rağmen çıkmaya niyeti yok.  Nitekim “eve giren olursa haneye tecavüzden şikayetçi olurum” diye kapıya bir yazı da asmış. 

Allah’tan geç de olsa çıkan o tahliye kararıyla eve girilip o küçük Cem  tesadüfen bulunup kurtarılmış.

Yani Cem tesadüfen yaşıyor aslında.  

Şayet, o mahkeme kararı biraz daha gecikseydi, o çocuk muhtemelen o çöplerin içinde son nefesini verecekti belki de.

***

Antalya’daki anneye bakıyoruz. O’nun durumu da içler acısı.

Kiraladığı giriş kattaki, dairede hayvanlarla yaşadığı iddia edilen Antalya’daki annenin yanında kalması sakıncalı bulunan Cem’in devlet koruması altına alınmasına karar veriliyor.

Gelişiminde bozukluk tespit edilen küçük Cem şu anda Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’nde tedavi altında.

Bu yazdıklarım herkesin bildiği şeyler aslında. Ama bu çocuğun hikayesi aslında Türkiye’de yaşananların bir özeti.

Bu nedenle küçük Cem’in dramından herkesin ders çıkarması gerekir.  

Özellikle de devleti idare eden siyasetçilerin. Onlar sanki başka bir Türkiye’de yaşıyor. Onların söylediklerine bakarsanız Türkiye şahlanmış uçuyor. Dünya bizi kıskanıyor.

Keşke öyle olsa…

***

Bakın bu ülkede şiddetli geçimsizlik gerekesiyle yuvalar yıkılıyor.

Her üç evlilikten biri boşanma ile sonuçlanıyor. Kutsal kabul ettiğimiz aileler dağlıyor.

Niye? 

Çünkü insanlar geçinemiyorlar.

Hayatlarını idame ettirecek kadar para kazanamıyorlar.

Şiddetli geçimsizlik nedeninin altında ise ekonomik sorunlar yatıyor.

Bu durum başta çocuklar olmak üzere toplumun tüm kesimlerini olumsuz etkiliyor.

Ev kirasını ödemeyenler ev sahipleriyle davalık oluyor.

***

Öte yandan ev sahiplerine bakıyoruz.

Onlar da durumdan memnun değiller. Çünkü geçimini ev kirasından elde ettiği gelirle sağlayanlar kira artışları yüzde 25’le sınırlandırıldığı için geçinemez oldular.

Çünkü enflasyon kira artış oranının kat kat üzerine çıktı.

Bu nedenle onlar da hallerinden hiç memnun değiller.   

***

Hayat televizyonlarda yayınlanan dizilerdeki gibi tozpembe değil.

İnsanlar mutlu olmasa bile mutluymuş gibi yaşamaya çalışıyor.

Bundan birkaç yıl önce sahilde erkek arkadaşına poz verip fotoğraf çektiren bir kızın konuşmalarına kulak misafiri olmuştum.

O kız, erkek arkadaşına şöyle demişti; “Çok mutluymuşum gibi çek” oysaki o çocuk mutlu değildi.