COP bu yıl Azerbaycan’da düzenlenecek
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Taraflar Konferansı'nın (“Conference of the Parties”) 29. oturumu (COP29) bu yıl “Yeşil Dünya Dayanışma Yılı”nda Azerbaycan Cumhuriyeti'nde düzenlenecek. Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in ilgili Kararnamesi ile 2024 yılı
Bakü M.A.Topçubaşov Bilimsel Cerrahi Merkezi Bölüm Başkanı Günel Memmedova COP dolayısıyla yaptığı açıklamada sağlık hizmetlerinin iklim değişikliğine katkıda bulunduğunu belirtti. Sağlık hizmetleri atıklarının büyük kısmının enerji maliyetlerinden geldiğini belirten Memmdova’nın verdiği bilgiye göre uzmanlar genel tıbbi atığı doğrudan tıbbi kurumlardan çıkan atıklar, ısıtma/soğutma sistemlerinde elektriğin alımından kaynaklanan dolaylı atıklar olarak iki grupta toplanıyor. Bu atıkların çoğu sağlık hizmeti tedarik zinciriyle, yani tıbbi ürün/hizmetlerin üretimi, nakliyesi, kullanımı ve imhasıyla ilişkilidir.
Memmedova’nın açıklaması şöyle:
“İklim değişikliği ile insan sağlığındaki düşüş arasındaki
bağlantının birçok bileşeni var. Fosil yakıtların kullanımı atmosferdeki CO2
miktarını (aynı zamanda CH4, N2O) artırır. Bu da sıcaklıkların ve deniz
seviyelerinin yükselmesine, dolayısıyla sellere ve kuraklıklara yol açıyor.
İçme suyu kaynaklarında artan tuzluluk, yaygın orman
yangınları, ozon tabakasının zarar görmesi, içme suyu kıtlığı, hava kirliliği,
tarım ve çiftçilikte verimliliğin azalması, iklim değişikliği nedeniyle küresel
toplumun karşı karşıya olduğu başlıca zorluklardır. Bunlardan insan sağlığına
zarar veren ve hastalıklara yol açan birçok sonuç bulunmaktadır. Bu hastalıklar
savunmasız insan gruplarını (çocuklar, yaşlılar, hamile kadınlar ve önceden
mevcut rahatsızlıkları olan kişiler) orantısız bir şekilde etkilemektedir.
2015'te Kabul görülen yeni iklim anlaşması, küresel ortalama sıcaklıklardaki artışı sanayi öncesi seviyelere göre 2°C'nin çok altında tutmayı ve artışı 1,5°C ile sınırlamayı amaçlıyor. Çünkü insanların refahı ve ülkelerin, sağlık sistemlerinin ve hükümetlerin istikrarı, değişen küresel iklimle etkileşimlerine bağlıdır."
LANCET'İN MÜCADELESİ
İklim Anlaşması tarafından kurulan uluslararası çok disiplinli işbirliği olan Lancet (The Lancet Countdown), iklim değişikliğinin bir sonucu olarak değişen sağlık profillerini izlemeyi ve dünya çapındaki hükümetlerin taahhütlerinin uygulanmasına ilişkin bağımsız bir değerlendirme sağlamayı amaçlıyor. Lancet'e göre iklim değişikliği 21. yüzyılın en büyük küresel sağlık tehdididir. 2021 ve 2022'de aşırı iklim olayları her kıtayı kasıp kavurdu ve COVİD-19 salgınının etkileriyle başa çıkmada sağlık hizmetlerini daha da zorladı. Böylece Avustralya, Brezilya, Çin, Batı Avrupa, Malezya, Pakistan, Güney Afrika ve Güney Sudan'da sel baskınları, Kanada, ABD, Yunanistan, Cezayir, İtalya, İspanya ve Türkiye, Avustralya, Kanada, Hindistan, İtalya, Umman'da orman yangınları, Türkiye, Pakistan ve İngiltere dahil birçok ülkede rekor yüksek sıcaklıklar, yıkıma, can kaybına ve milyarlarca dolarlık ekonomik kayba neden oldu. İklim değişikliği aynı zamanda bulaşıcı hastalıkların yayılmasını da etkileyerek toplumları yeni hastalıkların ve bununla bağlantılı salgınların riskine maruz bırakıyor.
Lancet'in periyodik yayınlarından da görülebileceği gibi, küresel topluluğun karşı karşıya olduğu diğer ilgili krizler, iklim değişikliğinin sağlık ve insan sağlığı üzerindeki kötüleşen etkileriyle daha da kötüleşiyor. Dünya nüfusu, ilk savunma hattı olarak sağlık sistemlerine ve tıbbi hizmetlere giderek daha fazla güveniyor.
Dünya Sağlık Örgütü'nün sağlık hizmetlerinde karbondan
arınma ve çevrenin korunmasına yönelik yol haritasına göre, uluslararası
düzeyde iklim anlaşmasına daha iyi uyum sağlamak ve fikir üretmelidir.
Son yıllarda yapılan gözlemler, COVİD-19 salgınının sağlık
yatırımlarına hız verdiğini gösteriyor. Bu perspektiften bakıldığında sağlık
ortamlarında istihdam fırsatları, yeşil ilkelerin teşviki ve uygulanmasına
odaklanılarak yaratılmaktadır. Aynı zamanda, sağlık hizmetlerinin tüm
yelpazesinde giderek daha fazla yeşil ve sürdürülebilirlik unsurlarının
yaratıldığını ve geliştirildiğini görüyoruz.Azerbaycan'da düzenlenecek COP29 ve
yeşil sağlık hizmetlerinde küresel trendler. “Yeşil” terimi, yenilenebilir kaynakların
kullanımı, çevrenin korunması ve insan haklarına ilişkin uygulamaları
geliştirmek için kullanılmaktadır. “Azerbaycan 2030: Sosyo-ekonomik kalkınma
için ulusal öncelikler”, çevre dostu teknolojilerin kullanımı, atık geri
dönüşümünün teşvik edilmesi ve kirlenmiş alanların restorasyonu ve “yeşil”
teknolojilerin kullanımının yaygınlaştırılmasıyla ilgili spesifik görevleri
içermektedir.
Azerbaycan, yenilenebilir enerji kaynakları potansiyeli
yüksek olan ülkelerden biridir. Onun gelecek yıllara yönelik hedefi ise sera
gazı miktarını 1990 yılına kıyasla 2030 yılına kadar % 35, 2050 yılına kadar
ise % 40 oranında azaltmaktır. Azerbaycan'ın kurtarılmış topraklarında
"yeşil enerji" bölgesinin oluşturulması, Cumhurbaşkanı İlham
Aliyev'in 2024 yılını “Yeşil Dünya İçin Dayanışma Yılı” ilan etmesi ve diğer
başarılar BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Taraflar Konferansının 29. oturumunun
Azerbaycan'da düzenlenmesinin mantıksal temelidir”.