COĞRAFİ İŞARETTE 2020 REKORU
Yöresel Ürünler ve Coğrafi İşaretler Türkiye Araştırma Ağı (YÜCİTA) Başkanı Prof. Dr. Yavuz Tekelioğlu, 2020 yılında 162 yöresel ürün için alınan coğrafi işaret tesciliyle 2017'deki 117 tescil rekorunun geçildiğini söyledi.
Prof. Dr. Yavuz Tekelioğlu, gönüllü bir araştırma ağı olarak Antalya'da 2012 yılında kurulan YÜCİTA'nın, Türkiye'de ideal bir coğrafi işaret sistemi oluşturulması misyonuyla çaba gösterdiğini söyledi. Prof. Dr. Tekelioğlu, her yıl uluslararası iki çalıştay yaptıklarını, şu ana kadar 3'ü Fransızca, birer de İngilizce ve Türkçe, toplam 5 kitap yayımladıklarını açıkladı.
2020'DE TESCİL REKORU
Türkiye'de coğrafi işaret tescili açısından 2020'nin çok verimli geçtiğini belirten Prof. Dr. Tekelioğlu, 31 Aralık 2020 tarihi itibarıyla tescil edilen 631, başvuruda 695 ürün bulunduğunu belirterek, "695 başvurunun 448'i 2020'de yapıldı. 2020'de 162 ürünün coğrafi işaret tescili gerçekleşti. 2017'deki 117 tescil sayısı rekoru geçilmiş oldu. Ama maalesef tescillerde üreticilerimizin payı fazla değil. 2017'de 117 tescilden biri, 2020'de 162 tescilden 5'i üretici birliklerine ait" dedi.
TESCİLLERİN YÜZDE 80'İNİ KURUMLAR OLUŞTURUYOR
Sistemin üreticiler için geliştirildiğini, yasada üreticilere öncelik tanındığı halde, üreticilerin örgütlü olmadığı için sistemde yer almadıklarını vurgulayan Prof. Dr. Tekelioğlu, "Tescillerin yüzde 80'ini oda, borsa, belediye, kaymakamlık ve özel idareler alıyor. Bunlar üretici kurumlar değiller, ama bu çabalarını destekliyoruz. En azından ulusal değerlerimize sahip çıkmak açısından. Çünkü ürün, tescil edilerek, haksız rekabete karşı korunuyor. Ama sonraki aşamalarda maalesef Türkiye sınıfta kaldı" diye konuştu.
TESCİLLER KATMA DEĞER YARATMIYOR
Türkiye'de tescillerin katma değer yaratmadığını açıklayan Prof. Dr. Tekelioğlu, coğrafi işaretlerde yönetişimin tanınmadığını, alınan tescillerin büyük oranda duvarlara asılı kaldığını anlattı. Prof. Dr. Tekelioğlu, "Örneğin Malatya kayısısı 7 Temmuz 2017'de AB tescili aldı. Ama aynı yıl fiyatı yüzde 35 düştü. Yani ortada katma değer yok. Çünkü yönetişim bilinmiyor, yönetişim ve denetim coğrafi işaretlerde çok önemli. Coğrafi işaretler bir sac ayağına benzer. Tescil, yönetişim ve denetimden oluşur" diye konuştu.
YÖNETİŞİM VE DENETİM AŞAMALARI
Coğrafi işaretlerde ilk etap olan tescilin en basit ve sistemin en fazla yüzde 10'unu kapsadığını belirten Prof. Dr. Tekelioğlu, esas payın yönetişim ve denetimde olduğunu vurguladı. Tekelioğlu, "Denetimsiz bir coğrafi işaret sistemi düşünülemez. Denetim coğrafi işaretlerin meşruiyetidir. 2019'da çok olumlu bir gelişme oldu ve Tarım Orman Şurası sonuçlarında 38'inci maddede, coğrafi işaretlerde yönetişim ve denetim konusunda gerekli yasal düzenlemelerin yapılacağı bahsediliyordu. Bir seneden fazla zaman geçti herhangi bir gelişme yok. Dolayısıyla sistemi oturtamadık" dedi.
'COĞRAFİ İŞARETLERDE TÜRKİYE SINIFTA KALDI'
1995'ten beri bütün çabalara rağmen sistemde başarılı olunamadığını dile getiren Prof. Dr. Tekelioğlu, "Onun için coğrafi işaretlerde Türkiye maalesef sınıfta kaldı diyorum. Bu yıl çok şey bekliyoruz. En azından yönetişim ve denetimde gerekli adımların atılması lazım. Aksi takdirde sistem yürümez. Yapılması gereken çok önemli bir konuda üreticileri sisteme entegre etmek durumundayız. 10 Ocak 2018'de coğrafi işaretlerde amblem kullanma zorunluluğu getirildi. Tüketicilerimiz halen coğrafi işaretleri ve amblemleri tanımıyor" diye konuştu.
AB TESCİLİNE RAĞMEN FİYATI DÜŞTÜ
Bu konuda hiçbir kamu spotu olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Tekelioğlu, "Böyle giderse zaten coğrafi işaretler doğmadan ölmüş olacak. Tüketiciler coğrafi işaretlere güvenini yitirecek ve korkunç bir itibarsızlaştırma olacak. Bu uluslararası düzeyde de olacak. Malatya kayısısının fiyatının hem de AB tescilinden sonra yüzde 35 düşmesi, bir anlamda AB logosunun da itibarsızlaştırılması demek. O yüzden yönetişimi mutlaka gündeme almak lazım. Yasada tescil sahibinin tescilden doğan hakları belirtildiği halde sorumlulukları hiçbir hükümde yer almıyor. Bir madde halinde yasaya ilave edilmeli" dedi.
BU POTANSİYEL HİÇBİR ÜLKEDE YOK
Denetimde de nihai sonuca ulaşılamadığına dikkat çeken Prof. Dr. Tekelioğlu, yönetişimden sonraki adım olan denetimin AB normlarına göre tamamen bağımsız, tarafsız ve donanımlı özel sertifikasyon kuruluşlarınca yapılması gerektiğini anlattı. Organik tarımda bunun gayet iyi yürüdüğünü de belirten Prof. Dr. Tekelioğlu, şunları söyledi:
"Ona benzer bir şey mutlaka yaşama geçirilmelidir. 2021 için bunlar yapılırsa Türkiye için büyük açılımlar olacaktır. Çünkü coğrafi işaretler Türkiye'de çok olağanüstü bir alan. Türkiye'nin coğrafi işaret potansiyeli dünyanın hiçbir ülkesinde yok. Türkiye'nin bu alandaki zenginliği iyi bir coğrafi işaret sistemiyle taçlandırılmalı. İyi işleyen ideal bir coğrafi işaretler sisteminin yaşama geçirilmesi, Türkiye'ye sosyo ekonomik, kültürel açılımlar sağlayacaktır. Türkiye petrol aramasın, petrol burada, ama bunları değerlendirmemiz lazım. Pandemi tarımın önemini bir kez daha gösterdi. Önümüzdeki dönemde coğrafi işaretler çok daha önem kazanacak. Tarımla birlikte özel politikalar gerekir. Umarım bu düzenlemeler yapılır ve bu potansiyel harekete geçirilir."
DHA