ÇOĞALIRKEN AZALMAK (2)

Önceki yazımızda belirttiğimiz gibi İkarus’un daha yükseklere erişme, güneşe ulaşma tutkusu, onun yok olmasına neden olmuştur. Bu hikâyesi ile İkarus, yükselme tutkusuna sahip olanların “en” lerin peşinden koşanların ikonu olmuştur.

***

En başarılı olmak, en beğenilen olmak… “En”lerin içinde yok olmak… Aslında “en” diye bir şey yoktur hayatta, “ben” diye bir şey vardır! “En”lerin peşinden koşarken kaybolan “ben”ler vardır… Belki de ihtiyacımız olan tek şey “ben” olarak kalmayı başarabilmek, başkasının “en”lerine ihtiyaç duymadan…

***

Sahip olduğumuz her şey bir parça daha alırken benliklerimizden, belki de ihtiyaç duyduğumuz asıl şey, ihtiyaç duyduğumuz kadarına sahip olarak, kendimiz olarak kalabilmeyi başarabilmek. Daha fazlasına ihtiyaç duymadan, daha azın içinde, benliklerimizi çoğaltabilmek…

***

Asıl ihtiyacımız olan daha çok yükselmek, daha çok şeye sahip olmak, daha başarılı olmak, daha çok beğeni almak, daha çok “en” olmaktan öte, yeniden fotoğraflarımızı sadece kendimizin beğeneceği albüm sayfalarında saklamak, özlediğimizde dokunarak bakabileceğimiz...

***

Belki de ihtiyacımız olan, içine hatıralarımızı sakladığımız, sararmış yaprakların kokusunu içimize çekerek dostlarımıza gösterdiğimiz, geçen zamanın izlerini taşıyan, içinde solmuş siyah beyaz fotoğraflarında yer aldığı albümlerimiz.

***

Belki de ihtiyacımız olan kendimizde olanın, kendimizde kalması. İhtiyacımız olan, içinde mütevazı tebessümlerin saklandığı, samimiyetle ısıtılmış cümleler…

***

Daha yükseğe çıkmaya, daha çok şeye sahip olmaya, daha çok biriktirmeye, daha çoğuna, daha fazla “daha”lara ihtiyacımız yok!

SON SÖZ

En başarılı olmaya, en beğenilen olmaya, en sevilen olmamaya, en fazla “en” olmaya ihtiyacımız yok! Aslında daha çoğuna sahip olmaya çalıştıkça kendimiz azalıyoruz, oysa ki “az”, aslında “çok”tur! Çoğalırken azalmamanız dileğiyle…