“Çocuklar üzüldü veya korktu diye kekeme olmaz”
Kekemeliğin bireylerin iletişim becerilerinde, sosyal etkileşimlerde olumsuz deneyimler yaşamasına sebep olabilen, yaşam kalitesine etki eden bir akıcılık bozukluğu olduğunu belirten Dil ve Konuşma Terapist Yaren Çomak “Genellikle konuşma sırasında tekrarlar, bloklar ve uzatmalarla kendini gösteren bu durum, bireylerin kendilerini ifade etme biçimlerinde akıcısızlıklara sebep olabilir” dedi
Kekemeliğin kesin nedenleri üzerine yapılan araştırmalar hala devam etmekle genel ve çevresel faktörlerin rol oynayabileceği öne sürülmektedir. Dil ve Konuşma Terapist Yaren Çomak, “Kekemelik, genetik bir yatkınlık ile başlayabilir, ancak çevresel etmenlerinde göz ardı etmemek gerekir. Bu durumdan yola çıkarak çocukların üzüldü veya korktu diye kekeme olmadığı sonucuna ulaşabiliriz. Genel yatkınlıkların olabileceği ile duygusal durumlar tetikleyici mekanizma olabilir” açıklaması yaptı. Önemli olan, kekemeliğin duygusal durumlarla doğrudan ilişkili olmadığıdır; ancak stres ve kaygı gibi durumlar, mevcut durumu tetikleyebilir veya şiddetlendirebilir.
Kekemelik, bir hastalık değil, bir akıcılık bozukluğu olarak
tanımlanıyor. Bu nedenle, kekemeliği olan bireylerin değerlendirilmesi ve terapi
sürecinin alanında uzman dil ve konuşma terapistleri tarafından yürütülmesi
büyük önem taşıyor. Dil ve Konuşma Terapist Yaren Çomak, terapi sürecinin
bireylerin iletişim becerilerini güçlendirmeyi, kendine güvenlerini araştırmayı
ve sosyal yaşamda daha etkin bir şekilde yer alabilmelerini sağlamayı
amaçladığını belirtti.
“SAKİN OL”, “NEFES
AL” YA DA “HEYECANLANMA” GİBİ İFADELER KULLANMAYIN
Kekemelikle ilgili toplumda var olan yaygın yanlış
anlamalar, kekemeliğe sahip bireylerin sosyal hayata daha fazla zorlanmasına
neden olabiliyor. Örneğin, kekemelik zeka ile ilişkili değildir, bulaşıcı
değildir ve taklit edilerek öğrenilmez. Terapist Yaren Çomak, kekemeliğe sahip
bireylere destek verirken “sakin ol”, “nefes al” ya da “heyecanlanma” gibi
ifadeler yerine, onları dikkatlice dinlemenin, göz temasını sürdürmenin ve
cümlelerini tamamlamamanın daha etkili bir yaklaşım olduğunu vurguladı.
“PROFESYONEL VE DOĞRU
KİŞİDEN HİZMET ALMAK, BU SÜREÇTE ÖNEMLİ BİR ADIMDIR”
Yaren Çomak, kekemelikle ilgili değerlendirme ve terapi
hizmetleri almak isteyen kişilerin bir dil ve konuşma terapist ne
başvurmalarını öneriyor. “Profesyonel ve doğru kişiden hizmet almak, bu süreçte
önemli bir adımdır ve unutulmamalıdır ki yalnız değilsiniz” dedi.
Yaren Çomak son olarak şu öneride bulundu:
“Kekemelik konusunda toplumsal bilinci araştırmak için herkesin üzerine düşen görevler vardır. Eğitim kurumları, iş yerleri ve sosyal çevreler, kekemelikle ilgili bilinçlenmeyi teşvik eden programlar düzenleyerek kekemeliğe sahip bireylerin daha destekleyici ve refah düzeyini arttırıcı bir ortamda yaşamalarını sağlayabilir.”
İHA