CİKLET

Daha önceki yazılarımda; ülkemdeki en küçük bir ilçenin  AK Partili meclis üyesi eş cinsel olsa, taciz, tecavüz, yolsuzluk veya rüşvet olaylarına karışsa, muhalefet bu olayı ciklet yapar, aylarca yıllarca ağzından düşürmez demiştim.

Elbette uyuşturucu kullanan birisini savunacak değilim.

Ammaaaa… Uyuşturucu kullanan kişi milletvekili değil, belediye başkanı değil, belediye başkan yardımcı değil, il, ilçe, belde başkanı ve ya yardımcısı değil, hatta siyasetin en küçük alanlarından olan belediye meclis üyesi bile değil. Sadece ve sadece AK Parti’de çalışan bir işçi…

Buna rağmen eş cinsel olduğu iddia edilen CHP’li vekili; “Kendi özel hayatıdır, Özel hayat gizlidir” diye savunan, yolsuzluk yapan, rüşvet alan belediye başkanlarına sahip çıkan, sahip çıkmakla kalmayıp yavuz hırsız misali bunlar iktidarın kumpasıdır diyerek iktidarı karalama çabası içerisine giren; aynı şekilde tacizci yöneticilerine de sahip çıkıp, “Bunlar partimizin iç meselesidir” diyerek olayı örtbas etmeye çalışan şahsiyetlerdir.

Sonra da güya kadına değer veriyormuş gibi; İstanbul sözleşmesinden çıkmamızı eleştirme tezatına düşen CHP yönetimi; AK Parti’de işçi olarak çalışan ve uyuşturucu kullandığı iddia edilen bir kişi üzerinden başta Erdoğan, olmak üzere yaklaşık 12 milyon üyesi olan AK Partilileri uyuşturucu müptelası gibi gösterme acziyeti içerisine girdiler. Ve eminim bu acziyetlerini uzun zaman devam ettirecekler.

CHP mantığı ile düşünürsek, tüm CHP’liler eşcinselmiş gibi bir durum ortaya çıkar. CHP mantığı ile düşünmeye devam edersek tüm CHP’liler tacizcidir, tecavüzcüdür gibi bir durum ortaya çıkar. Yine bu mantığa göre; CHP’li Yalova, Menemen, Ceyhan belediye başkanları gibi tüm CHP’lilerin yolsuzluk yaptığını, rüşvet aldığını düşünmemize sebep olur.

Hatta; Kılıçdaroğlu başta olmak üzere, CHP parti sözcüleri yaptıkları açıklamalarda uyuşturucu kullanan bu şahsın, ellerinde hiçbir bilgi ve belge olmadan rüşvet ve yolsuzluk yaparak çok zengin olduğunu, partide çalışan bir kişi bu kadar zenginse; Partinin üst yöneticilerinin daha çok yolsuzluk ve rüşvet alarak kim bilir daha ne kadar zengindirler iddiasında bulundular.

Bu iddia karşısında yine CHP mantığı ile düşünürsek; 180 bin nüfuslu CHP’li Menemen Belediye Başkanı 50 milyonluk yolsuzluk yaptıysa, 5-10 milyonluk büyükşehirleri yöneten CHP’li belediye başkanları milyarlık yolsuzluklar yapıyordur gibi anlam çıkar. Ha keza; AK Parti’nin yönetimi bahsi geçen şahsın işine son verilip, partiden kapı dışarı ettiklerini açıkladılar. CHP gibi ‘’Özel hayattır, partimizin iç meselesidir’’ demediler.

CHP’li vekilin, belediye başkanlarının, başkan yardımcılarının, il, ilçe başkanlarının, il, ilçe başkan yardımcılarının sapkınlıkları, yolsuzlukları, taciz ve tecavüzleri; “Özel hayat, kumpas veya parti içi mesele” olacak ama siyasetçi olmayan AK Parti’de işçi olarak çalışan birisinin yaptığı memleket meselesi olacak öyle mi?