CİĞERİNİZİ SÖKERLER!

Dokuma, Vakıf Zeytinliği, Narenciye bahçesi gibi şehre hayat,  yaşayanlara huzur veren bu şehrin akciğerleri konumunda olan değeri para ile ölçülemeyecek araziler var.

Bu arazilerden Vakıf Zeytinliği Ali Çandır Başkanlığındaki Ticaret Borsası tarafından aslına uygun hale getirilip üretim alanına dönüştürüldü.

Şimdilerde de o alanın ürünleri meyve vermeye ve ortaya da mükemmel ürünler çıkmaya başladı.

Dokuma ise adeta aslanın midesinden çıkarılıp alındı.

Birileri tarafından üç kuruşa peşkeş çekilen devasa alan Gazeteci İbrahim Akkaya’nın çadır kurmasıyla başlayan ve sivil toplum kuruluşları, siyasi partiler ve Antalya Kamuoyu’nun ortak mücadelesi ile peşkeşten kurtarıldı.

Hakan Tütüncü’nün Kepez Belediye Başkanı olmasının ardından da o devasa alanın hem tapusu Kepez’e kazandırıldı hem de bu alan şehir için yeni bir cazibe merkezine dönüştürüldü.

Kütüphaneler, müzeler, TÜBİTAK ile ortak yapılan bilim merkezi ve laboratuarlar, kafeler, dinlenme alanları ve yürüyüş yolları ile öyle bir cazibe merkezi oldu ki…

Hakan Başkan bu projesi ile hem “Dokuma betonlaşacak”, “TOKİ’ye verilecek”, “yeniden birilerine peşkeş çekilecek” diyenleri utandırdı, hem de akciğerlerimizden birisini bir daha tartışmaya açmamak üzere tapusuyla birlikte şehre kazandırdı.

Her iki başkana, ekiplerine ve bu alanların bu şekilde kalmasını sağlayanlara gelecek nesillerimiz adına teşekkür etmek hepimizin boynunun borcudur diye düşünüyorum.

Gelelim bir diğer akciğerimize;

Narenciye Bahçesi…

Şehrin kalbinde 203 bin m2’lik Antalya’ya özgü, tropikal meyveler dahil olmak üzere çok çeşitli meyvelerin yetiştirildiği bir alan.

Şimdilerde bu alandaki portakal ağaçlarının kesildiği, yerine yürüyüş yolları, halı saha ve kafe gibi tesis yapılacağı dedikoduları aldı başını gidiyor.

Hatta Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından kiraya verilen 60 bin m2’lik alanda özellikle portakal ağaçlarının bilerek kurutulduğu ve bu alanda bahse konu projenin yapılacağı iddiaları ayyuka çıktı.

Tüm bu iddialar gündeme gelince İktidar Partisi dahil olmak üzere siyasiler ve sivil toplum kuruluşlarından çok sert tepkiler geldi haklı olarak.

 

Siyasilerin de dahil olmasından sonra Vakıflar Bölge Müdürü uydu fotoğraflarını yayınlayarak konunun takipçisi olduklarını ifade etmeye çalıştı.

Elbette kent adına, kentli adına bu tür olaylarda birlik olabilmek, şehrin sadece dünü değil aynı zamanda geleceği olan bu alanları korumak hepimizin zorunlu görevi düşünüyorum.

Bu tür konularda da siyaset yapmadan, ucuz polemiklere girmeden, rant devşirmeye çalışmadan hareket etmek hem övgüyü hem de alkışı hak ediyor.

Bu arada; üç kuruş fazla para kazanma hevesiyle adeta şehrin akciğeri olan bu tür alanları yok etmeye çalışanlara, hele hele vakıf arazisi üzerinde bunu yapmaya çalışanlara diyeceğim tek şey  “Ciğerinizi sökerler ” haberiniz olsun.

Benden hatırlatması…