CHP OLUNCA İYİ, AK PARTİ OLUNCA MI KÖTÜ OLUYOR?
Oldum olası şu milletvekili transferi başta olmak üzere siyasetteki her türlü parti değiştirme işine karşı olmuşumdur. Bu benim fikrim. Herkesin fikrine saygı duyarım amma bana göre etik değil!
Evet siyaset, değişken ve dinamik bir yapıya sahip bir kurum. Türkiye’de milletvekillerinin seçildikleri partiden istifa ederek başka bir partiye katılması sıkça rastlanan bir olay. Bu durum, kimi zaman ideolojik farklılıklar, kimi zaman siyasi hesaplar, kimi zaman da kişisel çıkarlar nedeniyle gerçekleşiyor.
Ancak milletvekillerinin seçmen iradesi ile geldikleri partiden ayrılarak başka bir partiye geçmeleri etik açıdan sürekli tartışma konusudur. Lakin Cumhuriyet tarihinde seçildiği partiden istifa ederek başka bir partiye geçen ilk milletvekili CHP İstanbul Milletvekili iken, Terakkiperver Fırkası’na geçen Rauf Orbay’dır!
Bunu, 1950‘de CHP Kars milletvekili seçilen üç isim, partide şeflik döneminin halen devam ettiği ve insanların fişlendiği iddiasıyla istifa ederek DP’ye geçen Abbas Çetin, Veyis Koçulu, Latif Aküzüm takip etmiş.
1965 seçimlerinde Samsun’dan CHP milletvekili seçilen Mehmet Selahattin Kılıç Adalet Partisine geçecek, uzun yıllar milletvekilliği ve bakanlık yapmış bir isim olmuştur. 1977’de CHP Gaziantep Milletvekili seçilen Ahmet Karahan, daha sonra Adalet Partisi’ne geçerek Devlet Bakanlığı yapmıştır.
Bülent Ecevit AP'den istifa eden 12 vekille, CHP'li İstanbul Belediye Başkanı Aytekin Kotil'in organizasyonuyla belediyeye ait Florya'daki Güneş Motel’deki pazarlık ayrı bir fecaattir. Yakın tarihimizde yani 1995’de ise Afyon Milletvekili seçilen Kubilay Uygun, tabiri caizse seksen kapıya doksan değnek vurarak, ‘FIRILDAK KUBİ’ lakabını kazanmayı başarmış isimdir.
Geldik hafta sonu AK Parti’ye katılan milletvekillerine. Özellikle Antalya’da CHP listesinden seçilip Gelecek Partisi’ne dönen Serap Yazıcı Özbudun olayına. Bu katılıma (transfere) Gelecek Partisi’nden çok CHP’liler tepki gösterdi. Neymiş, “Bu doğru değilmiş. Haklarımızı helal etmiyoruz. Yazıklar olsun, falan filan…”
Yahu kardeşim bu kadıncağız zaten Gelecek Partisi kontenjanından CHP listesine girmedi mi? Seçildikten sonra partisine dönmedi mi? O zaman CHP’ye ne oluyor? Madem bu kadar üzülecektiniz niye aday gösterildiğinde şimdiki kadar feveran etmediniz?
Peki bunu geçtik. Bir milletvekilinin CHP’den seçilip AK Parti’ye geçmesi mübah değil öyle mi? O zaman başka bir partiden seçilip CHP’ye geçenlere ne diyeceğiz? Şimdi, bunun benzeri bir transfer Antalya’da yaşanmıştı. İYİ Parti seçmeninin oyları ile seçilen Manavgatlı Aykut Kaya CHP’ye geçmişti. Bana göre en CHP’li vekillerden bile daha fazla performans gösteriyor muhterem.
Eğer bir başkasına kötü ise size de kötü olmalı. Bir başkasına iyi ise size de iyi olmalı. Ama nalıncı keseri gibi hep size olmamalı. Doğru bir tanedir ama yanlış milyonlarcadır. Başkası için istemediğinizi kendiniz için de istemeyin o zaman.
Velhasıl velkelam, halktan vekâleti alan vekillerin, ideolojik, parti programı ya da parti yönetiminden kaynaklanan bir sorun yaşamaksızın parti değiştirmeleri ahlaken doğru değil.
Yoksa isteyen istediği partiye geçer. Geçtiği yerde vereceği hizmete, çalışmalara bakmak lazım. Benim bildiğim biri seçildikten sonra partinin hiç önemi kalmamalı. Aslolan devlete ve millete olan hizmet olmalı. Yoksa Serap Yazıcı Özbudun olayı ne ilk ne de son olacaktır. Bilmem anlatabildim mi?
-----------------
NE OLACAK BURANIN HALİ?
Antalya’da sahipsiz kalmış veya hissedarları tarafından kaderine terk edilmiş onlarca bina var. Bunlardan biri de Cender Oteli’nin hemen 50 metre ilerisinde falezlerin üzerindeki bu yapı. Yani Urcan Balık Evi’nin bitişiği.
Yanılmıyorsam buranın hemen altındaki kayalıklarda 2 ay kadar önce bir kişinin cansız bedeni bulunmuştu. Şimdilerde burası bimekân denilen şahısların mekânı olmuş.
Geceleri ateş yakılan bu binanın çatısı çökmüş vaziyette. Çevre sakinleri, buraya Antalya Valiliği ve Muratpaşa Belediyesi’nin el atmasını istiyor. Hani elçiye zeval olmazmış.
----------------------
İFLAH OLMAYAN KARAVANCILAR
Pandemi ile birlikte sayıları artan, tabiri caizse çekirge sürüsü gibi çoğalan KARAVANCILAR ne kural tanıyorlar, ne de yapılan uyarıları.
Konyaaltılılar, Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı KARAVAN PARK sayesinde kurtulmuştu. Soluğu Lara’daki Falez-1 ve Falez-2 Parkı’nın kenarında alan KARAVANCILAR ne laf ne de söz dinlememeye başladı.
Zabıta ve polis ekiplerinin bölgeden uzaklaştırdığı İFLAH OLMAYAN KARAVANCILAR tekrar Falez-1 ve Falez-2 Parkı’nı istila etmiş durumda. Bu görüntüye bakınca tıpkı Konyaaltı’ndaki gibi kalıcı bir çözüm getirmek kaçınılmaz...
Sanırım ilgili kurumlar gereğini yapacak ve bölge halkı bu dertten kurtarılacak.