Cevdet Yılmaz’dan emekli maaşına zam açıklaması
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 12 bin 500 lira olan en düşük emekli aylığıyla ilgili, “Bu tutarla ilgili mutlaka bir değerlendirme yapılacaktır. Genel artışlarla birlikte asgari aylık alan emeklimizle ilgili de mutlaka bir çalışma yapılacaktır diye düşünüyorum ama burada bir kanuni düzenleme gerekiyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, NTV canlı yayınında soruları yanıtladı, gündemi değerlendirdi.
"Konum gönderenden bedel alınacak, harita vergisi gibi
yansıyan haberler oldu. Bu konuda durum nedir?" sorusunu Yılmaz, "Bu,
tamamıyla gerçek dışı. Böyle bir şey söz konusu değil. Bir düzenleme var
biliyorsunuz. Coğrafi bilgi matrisinden veri alarak bunları gelir amaçlı,
ticari amaçlı kullananlarla ilgili bir düzenleme. Esnafla veya işte konum
bilgisi paylaşan vatandaşla hiçbir bağlantısı olmayan bir düzenleme. Eminim
detayları ilgili kurum açıklayacaktır. Tamamen gerçek dışı, tamamen temeli
olmayan bir iddia olduğunu ifade etmek isterim" şeklinde yanıtladı.
"Suriye'de, bölgede yaşanan gelişmeleri nasıl
değerlendirirsiniz? Yeniden şekillenen haritayla siyasi çözüm fırsatı ötelendi
mi yoksa bu kriz Esad rejimini yeni dinamiklerle masaya yönlendirir mi?"
sorusuna karşılık Yılmaz, Suriye'de yaklaşık 13 yıldır süren bir
istikrarsızlığın olduğunu hatırlatarak, şöyle devam etti:
"Bizim buradaki duruşumuz açık ve net. Biz, Suriye'nin
toprak bütünlüğünden yana bir ülkeyiz. Suriye'nin istikrarını, huzurunu isteyen
bir ülkeyiz. Şu anda gördüğümüz hadise, Suriye'deki rejimle muhalifler arasında
yaşanan bir çatışma durumu ve Türkiye olarak bizim buradaki hassasiyetlerimiz
şunlar, birincisi biz Suriye'de uzun zamandır istikrar ve huzur istiyoruz.
Bunun için Birleşmiş Milletler süreçleri, Astana süreçleri gibi birçok
platformda Türkiye, çok yapıcı bir şekilde burada bir konum almış durumda. Yine
aylardır biliyorsunuz Sayın Cumhurbaşkanı'mız Suriye rejimine çağrılar yapıyor,
'Gelin konuşalım, siyasi bir çözüm üretelim, bu istikrarsızlık bitsin.' diye
ama maalesef bu karşılık görmedi. Bunu da hepimiz biliyoruz. Bugün geldiğimiz
noktada da yine Türkiye'nin hassasiyetleri değişmiş değil. Biz Suriye'de tüm
unsurları kapsayan, kapsayıcı bir siyasi çözümden yanayız. Bütün mezheplerden,
etnik gruplardan, siyasi görüşlerden insanların bir ortak şemsiye altında bir
araya geldiği ve huzuru, güveni, birlikte yaşama koşullarını sağladığı bir
Suriye istiyoruz."
Yılmaz, bölgedeki istikrarsızlıktan faydalanan terör
yapılarına karşı Türkiye'nin hiçbir şekilde müsamaha göstermesinin mümkün
olmadığını belirterek, terörle mücadeleyi öncelikli mesele olarak gördüklerini
ifade etti.
Bu 13 yıllık süreçte Türkiye'ye yönelik göç konusunda
yaşananlara işaret eden Yılmaz, "Bizim tabii arzumuz bir siyasi çözümün
oluşması, Suriye'ye huzurun, güvenin gelmesi, Türkiye'ye yönelik tehditlerin
ortadan kalkması, bir taraftan da uzun süredir Türkiye'de bulunan Suriyeli
kardeşlerimizin gönüllü, güvenli, onurlu bir şekilde ülkelerine, topraklarına
geri dönmeleri." ifadelerini kullandı.
Yılmaz, Tel Rıfat'ın terör unsurlarından temizlenme
sürecinin önemli olduğunu ve bunu memnuniyetle karşıladıklarını dile getirerek,
Tel Rıfat'ın bölgedeki insanların güven ve huzur içinde yaşaması, Türkiye’ye
yönelik saldırıların, risklerin düşmesi bakımından çok önemli ve stratejik bir
bölge olduğunu vurguladı.
"BU, BÖYLE
RASTGELE BİR HADİSE DEĞİL GERÇEKTEN GELİŞMELERLE BAĞLANTILI"
"MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'nin, kısaca
özetlersek Öcalan çıkışı diye başlayan süreç çok önemli bir gündem oluşturdu.
Hem o açıklamalar hem de o açıklamalardan bugüne geldiğimiz süreci, yaşananları
nasıl değerlendirirsiniz ve bu süreç nereye evrilecek bundan sonraki
dönemde?" sorusu üzerine Yılmaz, şu yanıtı verdi:
"Sayın Bahçeli, çok önemli bir siyaset ve devlet adamı,
gerçekten ve bölgemizde yaşanan gelişmeleri, tarihi gelişmeleri analiz ederek,
bakarak ülkemizin, milletimizin geleceği açısından bir tutum geliştiriyor. Bunu
iyi anlamamız lazım gerçekten. Bu, böyle rastgele bir hadise değil gerçekten
gelişmelerle bağlantılı. Bir taraftan bölgemiz üzerinde emperyalist birtakım
oyunların, tehditlerin geliştiğini görüyoruz. Aslında 100 yıl öncesine
gittiğimizde de nitelik olarak benzer tabloların bugün de yaşandığını
görüyoruz. Yine İsrail'in bölgede oluşturduğu tehditleri, bölgemizin genelinde
yaşanan çatışmaları, jeopolitik gerilimleri hep birlikte görüyoruz. Sayın
Bahçeli, bu ortam içinde şöyle bir tutum sergiliyor bence, hep söyler bunu
doğrusu, 'Önce ülkem, milletim, sonra partim ve ben.' der. Bu tutumun bir
yansıması olarak görüyorum. Burada detaylara takılmadan büyük resmi görmek
gerektiğine inanıyorum ben. Büyük resim de terörsüz Türkiye'dir, Türkiye
Yüzyılı'nda terörsüz bir Türkiye. Milletimizin bekasının güçlendirilmesi,
ülkemize yönelik tehditlerin ortadan kaldırılması. Burada şunun da altını
çizmemiz lazım. Bu, kesinlikle terörle mücadele anlamında farklı
yorumlanmamalıdır. Kararlı, güçlü bir şekilde terörle mücadele elbette devam
edecektir ama bir taraftan da terörsüz bir Türkiye oluşturma hedefiyle mutlaka
çaba sarf edilecektir."
"SİVİL SİYASET
VE TERÖR AYNI ANDA BİR ARAYA GELEBİLECEK KAVRAMLAR DEĞİL"
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, bazı belediyelere yapılan
görevlendirmelere ilişkin, temel ilkelerle bakılmasının gerektiğini söyledi.
"Demokrasi ve terör, sivil siyaset ve terör aynı anda
bir araya gelebilecek kavramlar değil." diyen Yılmaz, şunları ifade etti:
"Bu, Türkiye'ye özgü bir mesele de değil. Hiçbir
demokraside sivil siyasetle terörün, demokratik kurumlarla terör
yapılanmalarının iç içe geçmesi söz konusu olamaz. Burada kayyumlarla ilgili
yapılan geçici bir tedbirdir. Nihai karar yargıdan çıktığı zaman elbette
kişisel bazda yargılarda bulunmak mümkündür. Nihai karar çıkıncaya kadar burada
geçici bir tedbir uygulanmaktadır. İşin özü şudur: Terörün olmadığı bir ortamda
böyle bir sorun zaten kendiliğinden ortadan kalkacaktır. Terörün gölgesi demokrasiden
çekildiği zaman, terörün sivil siyaset üzerindeki gölgesi kalktığı zaman böyle
bir tartışmanın zaten zemini kalmayacaktır. Böyle bir ihtiyaç kalmayacaktır.
Dolayısıyla esas olan terörün sivil siyaset üzerindeki gölgesinin kalkması,
demokrasinin, sivil siyasetin kendi kuralları içinde işlemesidir. Türkiye, bunu
başarmak durumundadır."
"DEĞİŞİM SÜRECİ,
İHTİYAÇ OLAN HER ALANI KAPSAYACAKTIR"
"Bir kabine revizyonu bekleniyor mu?" sorusu
üzerine Yılmaz, "Değişim süreci, ihtiyaç olan her alanı kapsayacaktır diye
düşünüyorum. Halkımızdaki beklenti, talep neyse AK Parti her zaman buna
duyarlılık gösteren bir parti olmuştur. Cumhurbaşkanı'mızın bütün siyasi hayatı
en temel aldığı hadise, milletin beklentileridir. Dolayısıyla bu neyi
gerektiriyorsa yapılacaktır." yanıtını verdi.
"TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu görüşmeleri bitti. Zaman
zaman gerginlikler de yaşandı. Sizin açınızdan nasıl geçti?" sorusu
üzerine Yılmaz, komisyon görüşmelerine çok önem verdiğini, buradaki
tartışmaları çok değerli bulduğunu söyledi.
Usulü uygun ve üslubu doğru olduğu sürece her türlü fikrin
tartışılmasının gerektiğine işaret eden Yılmaz, "Birçok milletvekili çok
değerli katkılarda bulunuyor ama maalesef Gazi Meclisimize yakışmayan hadiseler
de gördük. Özellikle İçişleri Bakanı'mıza yönelik hadiseyi tasvip etmek
kesinlikle mümkün değil. Antidemokratik bir tavır. Kaba kuvvetle engelleme
çalışması, Meclise hiçbir şekilde uygun olmayan bir yaklaşım." dedi.
"TÜRKİYE,
EKSİLERDE DEĞİL BÜYÜME SÜRECİNİ DEVAM ETTİRİYOR"
"Kasım ayı enflasyon verisi açıklandı. Bu çerçevede yıl
sonu tahmininiz nasıl? İşler, enflasyonla mücadelede arzu edilen seviyede mi
gidiyor?" sorusu üzerine Yılmaz, rakamlara bakıldığında Türkiye'nin doğru
bir yolda, istikamette ilerlediğinin görüldüğünü söyledi.
Gelecek dönemde de dezenflasyon sürecinin devam edeceğini
belirten Yılmaz, "Türkiye, belli bir vade içinde yeniden tek haneli
rakamlara ulaşacaktır. Bu tek haneli rakamlara ulaşıncaya kadar kararlı,
koordineli bir şekilde ve çok boyutlu politikalarla mücadelemizi sürdüreceğiz.
Sadece para politikası değil maliye politikasıyla, kamuda ve özel sektörde
verimliliği, rekabet gücünü artırıcı politikalarla, dönüşümlerle bu
programımızı hayata geçirmeye devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.
Yılmaz, "Özellikle üçüncü çeyrek büyüme verisinin
açıklanmasının ardından 'Türkiye, bir teknik resesyona girdi.' yorumları
yapanlar var. Bu görüşe katılmayanlar da var. Bu konuda siz ne
söylersiniz?" sorusuna karşılık, "Üçüncü çeyrek verilerinde yüzde 2,1
büyüme sağlandı. 17 çeyrektir kesintisiz büyümemiz devam ediyor. Ana tablomuz
budur bizim. Türkiye, eksilerde değil aksine büyüme sürecini devam ettiriyor.
İkinci çeyrekte biraz beklentilerin altında oldu ama dördüncü çeyrekle ilgili
gördüğümüz öncü göstergelere baktığımızda bir miktar daha toparlanma
görüyoruz." cevabını verdi.
Ekonominin büyüme sürecinin dördüncü çeyrekte de devam
etmesini beklediklerini anlatan Yılmaz, dünyadaki gelişmelere rağmen
Türkiye'nin bu yılın 9 ayında yüzde 3,2 büyüdüğünü, dinamizmini koruduğunu
kaydetti.
Geriye dönük yıllıklandırılmış 12 aylık büyümenin ise yüzde
3,6 olduğunu belirten Yılmaz, "Bizim yıl sonu tahminimiz OVP'de yüzde 3,5.
Bir miktar aşağı yönlü riskler oluşturdu bu üçüncü çeyrek verisi ama dördüncü
çeyrekle bunun belli bir oranda telafi edileceğine inanıyoruz." dedi.
"ASGARİ AYLIK
ALAN EMEKLİMİZLE İLGİLİ DE MUTLAKA BİR ÇALIŞMA YAPILACAKTIR DİYE
DÜŞÜNÜYORUM"
"Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına
başlayacak. Çok değişik görüşler var. Nasıl bir zam politikası olacak?"
sorusu üzerine Yılmaz, "10 Aralık'ta ilk toplantı yapılacak, en geç aralık
sonuna kadar da bu konu netleştirilmiş olacak. Asgari ücret, minimum ücrettir.
'Bundan daha aşağısı olmaz.' denen bir ücrettir. Bundan daha fazla ücret
verenlerin elini kimse tutmuyor. Keşke özel sektörde, başka alanlarda imkanı
olan herkes daha fazla verse." ifadelerini kullandı.
Asgari ücrete 2023'te yüzde 100'den fazla, 2024'te ise yüzde
50'ye yakın artış yapıldığını, tarihi bir kararla asgari ücretin vergi dışı
tutulduğunu anımsatan Yılmaz, "Sadece asgari ücreti vergi dışı tuttuğumuz
için bu yıl yaptığımız vergi harcaması 677 milyar Türk lirası. Gelecek yıl 850
milyar liradan bahsediyoruz. Kişi başına bunun ne anlam ifade ettiğine
baktığımızda vazgeçilen gelir vergisi 35 bin 505 lira, damga vergisi 1822 lira.
Bu, sadece asgari ücretli değil asgari ücrete kadar tüm gelirlerden kamunun
vazgeçtiği vergiler." dedi.
Yılmaz, asgari ücretle ilgili çalışanların ve özel sektörün
talepleri doğrultusunda bir rakamın şekilleneceğini söyledi.
"Yılbaşı memur ve emekli için de zam dönemi. En düşük
maaşı alan 3,8 milyon emekli için ilave bir düzenleme olacak mı?" sorusu
üzerine Yılmaz, AK Parti'nin asgari emekli ücreti düzenlemesini getirdiğini, şu
anda bunun 12 bin 500 lira seviyesinde olduğunu hatırlattı.
En temel kurallarının vatandaşları enflasyona ezdirmemek
olduğunu dile getiren Yılmaz, "O kurallar mutlaka çalışacaktır. Bu 12 bin
500 lira asgari tutarla ilgili mutlaka bir değerlendirme yapılacaktır. Genel
artışlarla birlikte asgari aylık alan emeklimizle ilgili de mutlaka bir çalışma
yapılacaktır diye düşünüyorum ama burada bir kanuni düzenleme gerekiyor."
şeklinde konuştu.
"DEZENFLASYON
SÜRECİNİ DESTEKLEYİCİ BİR YAKLAŞIM"
"Yeniden değerleme oranı yüzde 43,93 olarak Resmi
Gazete'de yayımlandı. Özellikle motorlu taşıtlar vergisi konusunda Sayın
Cumhurbaşkanı'ndan indirim konusunda bir beklenti var. Bu yönde bir adım atılır
mı?" sorusuna karşılık Yılmaz, "Cumhurbaşkanlığının bir indirim
yetkisi var. İki denge içinde buna bakılacaktır. Bir taraftan kamunun gelir
ihtiyacı var, diğer taraftan da dezenflasyon politikasına maliye politikasıyla
destek ve sosyal talepleri karşılama boyutu var. Bunların arasında bir
değerlendirme yapılacaktır. Belli kararlar alınacaktır. Dezenflasyon sürecini
destekleyici bir yaklaşım sergileneceğini düşünüyorum." yanıtını verdi.
"ABD'de ikinci Donald Trump dönemi başlayacak. Bu
döneme ilişkin beklentiler nasıl şekilleniyor?" sorusu üzerine Yılmaz,
"Çeşitli analizler yapılıyor kabineye alınanların söylemleri, geçmiş
birtakım değerlendirmeleri üzerinden. Biz de güzel bir söz var: 'Taç giyen baş
akıllanır.' diye. Sorumluluk üstlendikten sonra bu yönetimin somut
icraatlarını, politikalarını görmek lazım." dedi.
Yılmaz, ABD ile ilişkilerde Türkiye'nin olumlu bir dönem,
pozitif bir gündem istediğini dile getirdi.
AA