Çandır: Antalya ekonomisi yüzde 6.3 büyümüştür
Antalya Ticaret Borsası (ATB) Aralık Ayı Olağan Meclis Toplantısı gerçekleştirildi. 2025 yılı için beklentilerini paylaşan ATB Başkanı Ali Çandır, “Temennimiz 2025 yılının ülke olarak refah düzeyimizin arttığı bir yıl olmasıdır” dedi.
Antalya Ticaret Borsası Başkanı Ali Çandır geçtiğimiz günlerde yaşamını yitiren ATB meclis üyesi Mustafa Cahit Sönmez’i anarak meclis konuşmasına başladı. 2024 yılını değerlendirmesi yapan Çandır 2025 yılı beklentilerini paylaşarak, “Yılbaşında ekonomiyle ilgili dileğimiz; 2023 yılını aratmayacak bir yıl olmasıydı. Ancak yaşadıklarımız, bu dileğimizi karşılayamadı. Şimdi 2025 yılı için benzer bir dilekte bulanacağım. Temennimiz 2025 yılının ülke olarak refah düzeyimizin arttığı bir yıl olmasıdır. 2025 yılından dileğimiz; maliyetler üzerindeki baskının azaldığı, alım gücünün yükseldiği, üretime odaklandığımız, yatırımların hız kazandığı ve dış ticaret gelirlerimizin arttığı bir yıl olmasıdır” dedi.
Hem kamu idarecilerinin planlama tahminleri hem de ekonomik hayatın içinde olan ATB’nin gerçekleşen tahminlerini anlatan Çandır, “Kamu idarecilerinin en önemli ve belirleyici tahminleri OVP (Orta Vadeli Program) kapsamında yaptıkları tahminlerdir. 2024 yılı ile ilgili elimizde 2022-2027 dönemine ait 4 adet OVP bulunmaktadır. Bu 4 programda 2024 yılı için milli gelir (GSYH) büyüme tahmini, yüzde 5.5 ile başladı ve son OVP’de yüzde 3.5 olarak ilan edildi.
Yılsonu gerçekleşmesinin yüzde 3 veya bir miktar altı
olmasını tahmin etmekteyiz. 2024 yılı enflasyon tahminleri yüzde 7.6 ile başladı
ve son OVP’de yüzde 41.5 olarak ilan edildi. Yılsonu gerçekleşmesinin yüzde 47
civarında olmasını tahmin etmekteyiz. 2024 yılı için ABD dolar kuru tahminleri
10.26 TL ile başladı ve son OVP’de 33.22 TL olarak ilan edildi. Yılsonu
gerçekleşmesinin 35 TL civarında olmasını tahmin etmekteyiz. Sözünü ettiğim 4
ayrı OVP’de 2024 yılına ilişkin ihracat ve ithalat tahminlerinde de yüzde 20’ye
ulaşan tahmin değişiklikleri yapılmıştır. Enflasyondaki yüzde 600’lük ve dolar
kurundaki yüzde 300’lük tahmin değişiklikleri dikkate alındığında dış
ticaretteki tahmin değişiklikleri oldukça mütevazı kalmış durumdadır” diye
konuştu.
“YATIRIM İŞTAHI
GERİYE DÜŞMEKTE”
Karar vericilerin tahmin değişiklikleri yükseldikçe, iş
dünyasının özellikle yatırım iştahı geriye düştüğünü ifade eden Çandır “Nitekim
son 3 yılda milli gelir içindeki yatırım ve stok eğilimleri hiç olmadığı kadar
geriye gitmiştir. Bu durum tabii yeni istihdam olanaklarını da
sınırlamaktadır. Kamu adına karar
verenlerin tahmin politikaları ve uygulamaları, Kentimiz ekonomisine ciddi
etkiler yaratmaktadır. Özellikle kur ve enflasyon uygulamaları, bu etkilerin en
yüksek olduğu alanlar olmaktadır. Geçmiş dönem uygulamalarına ve sonuçlarına
baktığımızda enflasyon oranı kadar veya daha yüksek seyreden kur değişimlerinin
yaşandığı yıllarda kentimiz ekonomisi, ülkemiz ortalamasının üzerinde bir
büyüme performansı göstermiştir” diye kaydetti.
ANTALYA EKONOMİSİ 6.3
BÜYÜDÜ
2023 yılı büyüme oranları hakkında konuşan Çandır, “Geçen hafta açıklanan 2023 yılı il milli gelir (GSYH) büyüme rakamları, uzun dönem geçmiş verileriyle yaptığımız bu tespitimizi doğrulamaktadır. TÜİK’in açıklamasına göre 2023 yılında ülkemiz yüzde 5.1 büyürken Antalya ekonomisi yüzde 6.3 büyümüştür. Ana sektörler itibariyle ise tarımda ülkemiz yüzde 0.2büyürken kentimiz tarımı yüzde 2.4 büyümüştür.
Sanayide ülkemiz yüzde 1.7
büyürken kentimiz sanayisi yüzde 3.5 büyümüştür. Hizmetler sektörü ise
ülkemizde yüzde 7.5 büyürken kentimizde yüzde 9 büyümüştür. 2023 yılında
enflasyon yüzde 64, dolar kuru ise yüzde 58 artmıştır. Aradaki fark yüzde 10
civarındadır. Buradaki kur aleyhine düşük farka rağmen kentimiz, ülke
ortalamasının üzerinde büyümeyi başarmıştır” dedi.
ORTALAMANIN ALTINDA
İHRACAT
Kentin ihracat oranlarının ortalamanın altında olduğunu kaydeden Çandır, “Kentimizin 2024 yılı ihracatının yıllık yüzde 1.5 civarında büyüyeceği anlaşılmaktadır. Ülkemiz ihracatının yıllık yüzde 2.6büyümekte olduğu dikkate alınırsa ortalamanın altında bir ihracat büyümesi söz konusudur. 2024 yılında toplam ihracatımızın yüzde 55’ini tarım ürünleri oluşturmuştur. Özellikle yaş meyve sebze ürünleri ihracatımız, toplam tarım ürünleri ihracatımızın çok büyük kısmını oluşturmaktadır. Avrupa Birliği, Rusya ve Irak piyasaları ihracatımızın en büyük pazarlarıdır. Son yıllarda sanayi ürünlerinin ihracatında artış yaşanmaktadır ancak tarım ürünleri ihracatı hala en büyük payı oluşturmaktadır. İhracatımızın nominal değer olarak oldukça düşük olmasına rağmen pazar çeşitliliğimiz oldukça yüksektir.
Diğer taraftan ülkemiz ortalamasının üzerinde
bir fiyat/kg değerine sahibiz. Ürettiğimiz tarım ürünlerinin büyük bölümünün
zaman faydalı olması dolayısıyla nitelikli tarım yapma kapasitemiz artmış
durumdadır. Ancak 2024 yılı boyunca ihracatçılarımızın dış pazarlarda fiyat
oluşturma sorunları had safhaya çıkmıştır. Çünkü kur fiyatı artış hızından çok
yüksek seyreden maliyet artışları, uzun süredir çalışılmakta olan dış pazarlara
bile girişi ciddi boyutta zorlamıştır. 2025 yılında hem tüketim mallarının
ithalatını dengelemek hem de dış pazarlara ihracat gücümüzü koruyabilmek için
mutlaka enflasyon hızıyla uyumlu bir kur fiyatı oluşmasına ihtiyaç vardır” diye
konuştu.
2025 ASGARİ ÜCRETİ
DEĞERLENDİRİLDİ
2025 yılı için asgari ücret artışı konusunu gündeme getiren Başkan Çandır “Önümüzdeki günlerde 2025 yılı asgari ücreti belirlenecek. Her kesim kendine göre bir asgari ücret önermektedir. Her birinin bir ölçüsü bir anlamı bulunmaktadır. Benim üzerinde durmak istediğim konu, rakam ne olursa olsun bu rakamın her kesime getireceği yüklerdir. Örneğin çalışanlar açısından 3 ya da 4’ünvü ayda yüksek vergi dilimine geçilecekse bu rakamın değeri ve anlamı o derece düşecektir.
Diğer taraftan hepimizin bildiği bir konu da asgari
ücret üzerinde maaşlarla çalışanların doğal olarak en az asgari ücret artış
oranında artışlar beklemeleridir. Yani asgari ücret sadece bu maaşla çalışanlar
için değil diğer tüm çalışanları da yakından ilgilendirmektedir. Dolayısıyla
asgari ücret konusunda yapılacak iyileştirme kadar önemli olan konu, vergi
dilimlerinin yeniden değerleme oranıyla uyumlu olarak artırılmasıdır. Böylece
yapılan zamlar çalışanlar için daha faydalı olacaktır. İşverenler bakımından
asgari ücret, ciddi boyutta sigorta ve diğer ilave yükler getirmektedir. Mevcut
indirimler ve muafiyetler dışında işverene yükü net asgari ücretin yaklaşık
yüzde 45’i düzeyindedir. Bu oran, mevcut koşullarda işverenlere ağır yükler
getirmekte, istihdam seviyelerini korumayı zorlaştırmaktadır. Özellikle tarım
kesiminde bir taraftan çalışan eksikliği yaşanırken diğer taraftan da mevcut
işçilik maliyetleri, üreticileri kısır bir döngünün içinde bırakmaktadır” dedi.