CAMDAN EVİN VARSA KOMŞUYA TAŞ ATMA!

Aslında bir Rus atasözü bu, “Camdan evin varsa komşunun camına taş atma” diye başlar. Bir dönem dilimize pelesenk olmuştu. Hayatımızın her alanında kullanır hale geldik.

Sözün kime ait olduğundan çok ne için söylendiğidir. Son dönemlerde hele hele ASRIN FELAKETİ olan Kahramanmaş merkezli çifte ve 10 ili etkileyen DEPREMDE söylenenler bu söze denk düşüyor.

Aslında siyasetçiler ile ağız dalaşına girmeyi çok sevmem. Ancak geçmişte yaptıklarını unutup AHKAM KESENLERLE alenen tartışırım. Hele yaptığı eleştiri HAKSIZ ise!

Dün şöyle yazılıp çizilenlere bir göz atmak istedim. Bir dönem Antalya Belediye ve bir dönemde Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapmış, çok sevdiğim isim Hasan Subaşı’nın açıklamaları dikkatimi çekti.

Şu an kendisi İYİ Parti Antalya Milletvekili. Dikkatimi çeken açıklaması 29 Ocak 2020 tarihli TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı bir konuşmasından. Kendisi öyle paylaşmış.

O tarihte yaptığı konuşmayı gündeme getirerek açıklama yapmış ve “Artık bilime önem vermeliyiz, kader diyerek bunları geçiştiremeyiz. Pek çok imar affı çıkaran, imar ve ihale yasalarını sürekli değiştiren sistemin sorgulanması gerekir” demiş.

“EMASYA protokolünün kullanılmaz olması yapı denetim sisteminin işlevsiz kılınması hala deprem master planı ve fay hatları ve yerleşim alanları planlarının olmaması kamunun büyük kusur ve ihmalleridir” diyor Sayın Subaşı

Hatta, “Elbette suçlu ve sorumlu çoktur. Ama çürük binaları imar affı çıkarmak suretiyle bir nevi devletçe onaylanması iktidarı baş sorumlu haline getirmiştir” diye de eklemiş.

Konuşmasının buraya kadar olan bölümü tamamen imar meseleleriyle ilgili ve hükümeti eleştirisi İYİ Parti Antalya Milletvekili Hasan Subaşı’nın. Geçmişte Antalya’nın imarından sorumlu olan kişilerin başında gelen isim yani!

İyi hoşta geçmişte Antalya’da neler yaptığını herkes biliyor Subaşı’nın. Acaba yaşı ilerledikçe Antalya’nın dünyaca ünlü Falezlerinin üzerine 13-15’er katlı binaların yapımını onayladığını unuttu sanırım!

Sadece bu kadar mı? Konyaaltı sahilinde denize sıfır noktasındaki Lal ve Gizem siteleri ile  Erdoğan Konutları’nın yapımına kim izin verdi. Hem de ALÜVYON ZEMİNE aldırış etmeden!

Bu saydığım binalar içinde sahildeki ilk bina olan Lal ve Gizem sitelerinin sanırım yapım tarihlerine bakıldığı zaman ne kadar riskli olduğunu anlamak için kahin olmaya gerek yoktur.

Falez bandı üzerine onun Belediye Başkanlığı döneminde o kadar yoğunlukta bina yapılmasına bu şehrin ileri gelenleri çok itiraz etmiş amma Subaşı kimseyi dinlememişti.

Zaten onun döneminde yıkılarak yapılar ve bir ucube demir yığını olan DÖNERCİLER ÇARŞISI’na ne demeli? Say say bitmez aslında Hasan Subaşı döneminde yapılan imar hataları.

Antalya’nın ilk 5 yıldızlı oteli olarak bilinen Talya Otel’in kuzey cephesindeki konutları 2.5 metre su basman kotu ve 1.75 inşaat katsayısı ve haritasız imar planları ile takas edilen kamu alanlarını da unutmamak gerek sanırım.

Allah korusun Antalya’da bir DEPREM olsa sanırım “Deprem değil kötü siyaset ve siyasetçi öldürür” diyeceğiz. İYİ Partili Hasan Subaşı bunları yaparken BİLİM hiç aklına gelmemiş!

Vallahi Subaşı’nın yaptıkları ve şehrin kaderi ile nasıl oynadığı ortada. Kendisini eleştirmek aklımın ucundan geçmezdi. Amma söyledikleri beni tetikledi.

Eee neymiş, “CAMDAN EVİN VARSA KOMŞUNUN CAMINA TAŞ ATMAYACAKMIŞSIN” diye başlarmış Rus atasözü.

Veya “BOĞAZ DOKUZ BOĞUMDUR” atasözümüzü unutmayacakmışız!

FELAKETTEN DERS ÇIKARMAK

Kimisi konuşur kimisi icraat yapar. ASRIN FELAKETİ’nde de öyle oldu. Bir çok kişi veya sosyal medyanın klavye kahramanları laf üretirken Antalyalı öğrenciler tam aksini yaptı.

Aksu Uçak Bakım Teknolojisi MTA Lisesi’nin zeki öğrencileri yaşanan acıdan DERS çıkarıp gelecekteki felaketlerde faydası olacak müthiş bir işi imza atmışlar.

Öğrenciler, deprem bölgesinde arama, kurtarma çalışmalarına yardımcı olacak KURTARMA ROBOTU ve onu taşıyacak DRONE üretmişler. Bende okulun müdürü Haldun Çevik’in paylaşımından gördüm.

İnanın öyle mutlu oldum ki. Bizim çocuklarımızın zekası siyasette acılardan oy devşirme yapan SİYASİLERDEN daha iyi çalışıyor. Bunlar öyle X, Y, Z kuşağı değil gerçek TÜRK GENÇLİĞİ!

Yaptıkları cihaz ile yarın öbür gün sahada KURTARMA ROBOTU ile DERTLERE DERMAN olacaklar. İşte bu çocukların aldığı DERS kadar siyasilerde DERS alsa hiçbir sorun kalmayacak.

Ama nerede o zeka onlarda. Varsa yoksa OY hesabı. Hadi vakit geçirmeden su çocuklar sizi örnek almadan SİZ ONLARI ÖRNEK ALIN. Ne dersiniz haksız mıyım?