BÜYÜKŞEHİR ŞAŞIRTIYOR

Aslında bir süre Antalya Büyükşehir Belediyesi ile ilgili yazılarıma ve eleştirilerime ara vermek istiyordum. Amma velakin yaptıkları uygulamalarla beni zorluyorlar. Başkan Muhittin Böcek’in göreve gelmesi ile bir biri ile çelişen uygulamalar beni şaşırtmazken, son yapılan çalışma inanın çok şaşırttı.

Antalya’nın hep bisiklet şehri olması gerektiğini savunan insanlardan biriyim, çünkü 3-4 yaşlarından itibaren bisiklete binmeyi öğrenen biriyim. Dünya şehri olan ve bisiklet yollarının yapımı ile bir süre adından söz ettiren şehrimizde maalesef Başkan Böcek dönemi ile birlikte bu yerle yeksan edildi.

Önce bazı yollar kaldırıldı, bazıları ise taşıt trafiği ile ortak kullanım alanı haline getirildi. Tabii taşıt sürücüleri yol verdiği ölçüde! Kepez Belediyesi ilçeyi dört bir koldan bisiklet yolları ile donatmaya devam ederken Büyükşehir’in mevcut yolları kaldırmasını bir süre önce eleştirmiştim.

Ancak bu eleştirime tek bir cevap bile gelmedi. Ben acaba Büyükşehir bisiklet yolları ile ilgili “yeni bir çalışma mı yapıyor?” diye düşünürken tam aksi bir uygulamanın yapıldığını gördüm. Yolu kaldırılan daha doğrusu mevcut yolları tırpanlanan Antalya’da, Büyükşehir Belediyesi öyle bir çalışmaya imza atmış ki sormayın. Şaşırıp kaldım.

Ücretsiz bisiklet sürme eğitim kursları açılmış. Yahu iyi güzel de yolları kaldırdığınız insanlara sürmeyi öğretip trafiğin içine mi atacaksınız? Bu iş nasıl olacak? İnanın anlamak mümkün değil. Tıpkı bir süre önce hizmete sunduğu Yeşilçam Yürüyüş ve Bisiklet Yolu Projesi gibi.

Burada, Sarısu-Gökdere-Gedeller-Hacısekiler-Akdamlar-Gökçam-Doyran mevkilerinin rota olarak belirlendiği 38 kilometrelik bir güzergah oluşturuldu. Peki, insana sormazlar mı, “İnsanlar oraya bisikleti sırtlarında mı taşıyıp götürecekler?” diye.

Madem böyle işler yapacaksınız bari baştan projelendirin ve sonunda hata yapmayın. Hem de bize yazacak malzeme vermeyin, durup dururken bizi şaşırtmayın.

GAZETE ÜZERİNDEN SİYASET

Resmi Gazete’de yayımlanan genelgeye göre, kamu kurum ve kuruluşlarının basını izleme ile ilgili birimleri ve kütüphane dokümantasyon merkezleri hariç hiçbir şekilde günlük gazete alımı yapılmayacak.

Bu sadece gazete değil birçok emtia içinde geçerli. Ancak ne hikmetse siyasiler evirip çevirip işi yerel gazetelere dayandırdı. Fakat işin aslı öyle değil. Sadece yerel gazeteler değil medyanın birçok alanı bu işten etkilendi.

Benim anlamadığım, yerel gazetelerin tek gelir kaynağı resmi kurumlara abonelik üzerinden satılan gazeteler. Bir kurumun alabileceği gazete sayısı zaten belli değil mi? Üst üste koysanız kaç lira edecek? Bunu yıllardır yerel gazetelerde çalışan biri olarak bir türlü çözemedim.

Bu mesele ne zaman gündeme gelse yerel siyasetçiler hemen mal bulmuş mağribi gibi işin üstüne atlayıp iktidarı eleştiriyor. Şöyle dönüp bir araştırma yaptım ve bu meseleyi eleştiren siyasilerin aldıkları veya abone oldukları yerel gazete sayısı 1-2’yi geçmemiş.

Yahu madem eleştiriyorsunuz, o zaman siz çıkıp 3-5 gazete alıp yara sarmanın yolunu deneseniz olmaz mı? Amaç üzüm yemek değil bağcıyı dövmek olduğu için fırsat bulunca, proje üretemeyenler, politikalar geliştiremeyenler yerel gazeteler üzerinden siyaset yapmanın yolunu tercih ediyorlar.

Ben de buradan diyorum ki, “Yaralı parmağa sargı bezi bile olmuyorsunuz ama en azından bizim üzerimizden prim bari yapmayın.”

MARDAN STADI SATILIYOR

Bir dönem Antalyaspor’un maç yapacak stat bulamadığı Antalya’da kapılarını açan Mardan Stadı’nın satışa çıkarıldığını öğrenince canım sıkıldı. Çünkü birçoğumuzun anısı bu statta yaşıyor. Tıpkı yıkılan Atatürk Stadı gibi.

Azeri işadamı Telman İsmailov’un iflas etmesi ile Mardan Stadı İstanbul Anadolu 3. İcra Dairesi tarafından satılacak. Kundu’daki spor kompleksi ile birlikte lojmanları da aynı akıbeti uğrayacak,

Borçlar nedeniyle 178 milyon 854 bin lira muhammen bedelle satışa çıkarılan tesislerde, beş adet futbol sahası, açık ve kapalı spor salonları ve yüzme havuzları, otoparklar, ofisler ve daha onlarca ünite yer alıyor.

İnanın çok üzülüyorum. Tozlu yollarından geçip gittiğimiz Mardan Stadı’nın böyle bir son yaşamasına.

Umarın yapılacak satış sonunda tesisler emin ellere geçer de böyle hazin bir akıbeti bir daha yaşamaz.