Büyükşehir orayı istiyor..

Büyükşehir orayı istiyor..

Boğaçay köprüsünden Liman’a kadar olan sahil bölgesi Konyaaltı Belediyesi’nin yetki alanında..

Bana ulaşan bir bilgiye göre..

Büyükşehir Belediyesi, bu bölgedeki yetkiyi “kendi üzerine” almak için harekete geçmiş..

Nedeni de;

Menderes Türel’in eseri olan “dünyanın en güzel sahil düzenlemesini gölgede bırakacak bir sahil yapmak”mış..

Türel sayesinde mükemmel hale gelmiş olan Konyaaltı’nda, “daha güzelini yaparız” iddiasında olanın yolunu açmak gerek..

Her iki belediye de CHP’li..

Semih Esen, partisine “prestij” sağlayacak böyle bir proje için hiç direnmemeli bence..

“Daha iyi” yapılacak her hizmeti desteklemek bizim görevimiz..

Ancak..

Bugüne kadar, geçmişte ve bugün Türkiye’de CHP’li belediyeler bırakın “daha iyi işi” neredeyse hiç “iyi iş” yapmamış..

Umarım, CHP’li Büyükşehir yetkilileri, “yetkilerine almak istedikleri” alanda bunu yaparlar..

Ama, bir de size sorayım;

Bu CHP’li yönetim, “daha güzelini” gerçekten yapabilir mi?

Yoksa yine bir “oyalama taktiği” mi uyguluyor?

 

…………………..

 

Tepeden tırnağa sansürcü..

 

Size yakın zamanda gerçekleşen çok basit iki “sansür” olayı aktaracağım..

Siz de, “basına sansüre karşı olan CHP”nin bu konudaki samimiyetine not vereceksiniz..

OLAY 1..

Bir yerel gazete yetkilisi , gazetesine abone yapmak üzere ASAT’a gider..

Aldığı cevap;

“Biz size abone falan olmayız, çünkü siz bizim başkanımızı eleştirirsiniz, böyle bir gazeteyi buraya sokmayız..”

Şaka değil, gerçek bu..

OLAY 2..

Aynı gazete, sahilde stant açarak gazetenin daha çok kişi tarafından okunmasını sağlamaya çalışır..

Birkaç gün sonra Büyükşehir zabıtası gelir ve “pandemi nedeniyle bu standı kaldırmanız gerekiyor” diyerek, kaldırtır..

Amaç, kendilerinden olmadığını düşündükleri bir yayın organını aman fazla kişi okumasın..

Yani..

Pandemi bahane, sansür şahane..

- CHP’lilerin eleştirilmeye tahammülleri yok..

- CHP’lileri eleştirecek bir gazete daha geniş kitleler tarafından okunmamalı..

- Ya CHP’den yana olacaksın, ya da hiç olmayacaksın..

Hatırlayın..

Gürsel Tekin İzmir’de, “iktidara gelirsek en az 8 gazeteyi kapatacağız” demedi mi?

CHP’li vekillerin CNN Türk’te programlara çıkmaları, Genel Merkez tarafından yasaklanmadı mı?

Hep aynılar..

Bunlar “tepeden tırnağa” sansürcü, istisnaları bile yok..

 

……………………….

 GONG

 Yazarlarımızdan Murat Kat diyor ki:

“Bir şekilde Sn. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a ulaşacağım.. Antalya’daki suçluları ve suçları belgeleriyle isim isim anlatacağım.. FETÖ'ye destek veren bu kişilere kimsenin bir şey yapmadığını da anlatacağım..”

Yapar mı, yapar..

Ama, kendisine bir tavsiyem var..

Bütün bunları Erdoğan’a bizzat anlatmalı..

Yoksa… Boşa giden bir teşebbüs olur..

 

……………………….

 Ah şu “açlık edebiyatı”..

 Ülkemizde yapılan “açlık edebiyatı” Erdoğan gidinceye kadar hiç bitmeyecek..

Adam alıyor eline 6-7 bin liralık telefonu veya bilgisayarı, “ülke açlıktan kırılıyor” diyor..

Sağına-soluna bakıp da park edecek yer bırakmayan arabaları görmüyor..

Restoran, bar, tatil ve eğlence yerlerinde boş yer bulunmadığını görmüyor..

Çöp toplayanların, hatta dilencilerin çoğunun altında lüks marka araç olduğunu bilmiyor..

O hayran oldukları batıda hiç aç yok, açlık nedeniyle öldürülen veya intihar eden yok sanıyor..

85 milyon arasından cımbızla çekilerek “provokatörler” tarafından sosyal medyaya servis edilen bir-iki olayı paylaşıyor..

Ve okumayan, araştırmayan beyinsizler de bu açlık edebiyatına inanarak “iktidarı itibarsızlaştırma” yarışına ortak oluyor..

Bunlara ne denir, siz söyleyin..

………………..

 KİM NE DEDİ?

 “Metrekareye düşen vatan haini ve geri zekalı sayısında dünya lideriyiz..

Geçmişte terörü en kanlı biçimde yaşayan İngiltere’de, terörle mücadele edilirken hiçbir parti ya da kişiler, ‘teröristler öldürülüyor’ diye ülkesine sırtını dönmedi..

En zor zamanlarda bile..

Bizde maşallah partilere ve kişilere bakıyorum da..

Ellerinden gelse, sırf inat olsun diye PKK safına geçip bayrak sallayacak soyu belirsizler var..”

 İLBER ORTAYLI / Tarihçi yazar

 

………………

 TRAFİK

 Aracınızı kaderiniz değil, bilginiz yönetsin..