2022 BÜTÇESİ TBMM'DE KABUL EDİLDİ
TBMM Genel Kurulunda, 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi 327 oyla kabul edildi. TBMM Genel Kurulu'nda 2022 bütçesi görüşmelerinin son gününde konuşan Meclis Başkanı Mustafa Şentop, "Görüşmeler sırasında zaman zaman gerilimler yaşanmış, fikir ayrılıkları kimi zaman maalesef hoş olmayan şekilde üsluplara yansımıştır. Milletimizin şahit olduğu nahoş durumlar için üzüntülerimi belirtmek isterim" dedi.
TBMM Genel Kurulu, 2022 yılı bütçesi görüşmelerinin son günü, Meclis Başkanı Mustafa Şentop başkanlığında toplandı. '2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi' ile '2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin oylanacağı bütçe görüşmesinin son günü Genel Kurul'da Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati de hazır bulundu.
'MECLİS TARİHİNDE ŞEREFLE YERİNİ ALDI'
Açılış konuşmasını yapan Mustafa Şentop, Genel Kurul'da 6 Aralık Pazartesi günü başlayan bütçe görüşmelerinin aralıksız 12 gün sürdüğünü söyledi. Şentop, komisyonundaki görüşmeler dahil bugüne kadar 32 günde toplam 374 saat 23 dakika çalışma gerçekleştirildiğini, komisyon aşamasıyla beraber toplam 14 bin 804 sayfa tutanak tutulduğunu kaydetti. Şentop, "Elbette bu sayılar, verilen emeklerin karşılığını tam olarak ifade etmiyor. Bütçe ve kesin hesap kanun tekliflerine ilişkin yasama süreçlerinde görev alan bütün arkadaşlarımın geceli gündüzlü verdikleri emek, gösterdikleri gayret bu yüce Meclis'in tarihinde şerefle yerini almıştır. Ülkemize ve her birimizin bütününü temsil ettiği aziz milletimize hizmet etme onuru ve sorumluluğu göğsümüzde bir nişane olarak duracaktır" dedi.
Devletin bütçesinin iki temel işlevi olduğunu kaydeden Şentop, "Birincisi, insanımızı refaha kavuşturmak; ikincisi de devletimizi ileriye taşımaktır. Son çeyrek yüz yılda küresel politik krizler ve politikaların yeniden şekillenmesi, sorun alanlarına bir de Covid salgınının eklenmesiyle dünyanın zorlu bir süreçten geçtiği hepimizin malumudur. Böylesi bir süreçte, ülkemizin büyüme hedefli bütçesinin oluşmasında emeği geçen bütün siyasi partilerin değerli milletvekilleri çok önemli bir görevi yerine getirmişlerdir" değerlendirmesinde bulundu.
'ÜSLUP, SÖZDEN ÖNEMLİ'
Bütçe görüşmeleri sırasında TBMM Genel Kurulu’nda yaşanan gerginliğe dikkat çeken Şentop, "Görüşmeler sırasında zaman zaman gerilimler yaşanmış, fikir ayrılıkları kimi zaman maalesef hoş olmayan şekilde üsluplara yansımıştır. Milletimizin şahit olduğu nahoş durumlar için üzüntülerimi belirtmek isterim. Üslup, çoğu zaman sözden önemlidir, bir vitrindir. Her bir milletvekilimizin şahsında bütün milletimizin temsil edildiğini düşünürsek bu mukaddes çatı altında bulunan herkesin tavır ve tutumlarının yüce Meclis'imizin vakarına yakışır olmasının öneminin, hak ettiği özenin ve hassasiyetin bir kez daha altını çizmek isterim. Tartışılmayacak konu yoktur, insana saygı sebebiyle kullanılamayacak üslup vardır. Bu vesileyle bugünkü görüşmelerimizin gazi Meclis'imize yakışır üslupla, vakarla tamamlanmasını temenni ediyorum" diye konuştu.
MHP'Lİ KALAYCI: KARANLIK KAMPANYA YÜRÜTÜLMEKTE
MHP grubu adına konuşan Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı da ekonomide yaşanan gelişmeleri değerlendirerek, Türkiye ekonomisinin üzerinde oynanan oyunların açığa çıkacağını ve girişimlerin sonuçsuz kalacağını söyledi. Kalaycı, "Milliyetçi Hareket Partisi olarak halen uygulanmakta olan yatırım, üretim, istihdam ve ihracat odaklı büyüme politikasını ve milli teknoloji hamlesini destekliyoruz. Manipülatif, spekülatif işlem yapanlar kimlerdir ya da hangi sermaye gruplarıdır? Döviz talebini artıranlar, güvensizlik pompalayanlar kimlerdir? Bunlar mutlaka açıklanmalıdır. Devlet Denetleme Kurulu'nca yapılan incelemenin hızla tamamlanarak sonuçlarının açıklanmasını bekliyoruz. Türkiye’yi kur-faiz-enflasyon şeytan üçgeninde boğmaya çalışanlar açığa çıkarılmalı ve hesap sorulmalıdır. Türkiye ekonomisiyle ilgili endişe ve karamsarlık havası yaymak, kriz ve kaos ortamı oluşturmak için var gücüyle uğraşanlar bulunmaktadır. Hep aynı yöntemler, malum ezberler, klişe sözler, şablon ifadeler sürekli devrededir. Bunlara kalsa, Türkiye bugüne kadar defalarca batmış, bitmiş, tükenmiş ve yerle yeksan olmuştu. Ekonomiye yönelik yıkıcı söylemler çok dikkat çekici ve düşündürücüdür. Karanlık bir kampanya yürütülmektedir" dedi.
HDP'Lİ BEŞTAŞ: ERİYEN BÜTÇEYİ GÖRÜŞTÜK
HDP grubu adına konuşan Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, Türkiye'de Kürt sorunu olduğunu ve bu sorunun çözümü için Meclis çatısı altında söylenmedik, konuşulmadık hiçbir söz kalmadığını ileri sürdü. Beştaş, Kürt halkının baskılandığını savunarak, "Kürt sorunu gibi kadim bir meseleyi bir 100 yıl daha çözümsüz bırakacağınızı sanıyorsunuz. Uluslararası kaynaklar, Türkiye'nin Kürt sorununun çözümünde güvenlikçi politikaları tercih etmesi nedeniyle son 40 yılda yaklaşık 4 trilyon dolar kaybettiğini söylüyor" dedi.
Beştaş, 2022 yılı bütçesinde kadının ve çocuğun olmadığını savundu. Bütçenin 2 ay önce Meclis’e sunulduğunu hatırlatan Beştaş, "Dolar ve altın karşısında eriyen bütçeyi görüştük. Tarihte böylesi bir örnek yoktur. Bunu da siz yaşattınız. Çünkü dövizi artıran sizin güven vermeyen sisteminizdir. 'Her şeyi ben bilirim' diyen tek adam sisteminizdir. Bütçe görüşmeleri boyunca iktidarın her sözcüsü bu kürsüye çıkıp projelerden söz etti. AKP- MHP ittifakının iflas ettirdiği bir Türkiye ekonomisi var ortada" ifadelerini kullandı.
CHP'Lİ HAMZAÇEBİ: EK BÜTÇE TEKLİFİ GETİRİLMELİ
CHP grubu adına söz alan CHP İstanbul Milletvekili Akif Hamzaçebi, 2022 yılı için enflasyon hedefinin yüzde 9,8 olduğunu; ancak bu hedefin şu anda çöktüğünü belirterek, "Bu bütçe yasalaşacak, öyle anlaşılıyor; ancak ondan sonra ek bir bütçe teklifinin getirilerek süratle yeni rakamlara göre bu bütçe kanunu cetvellerinin, gelir cetvelinin yeniden düzenlenmesi gerekir. Türkiye ekonomisi 2017 yılından bu yana çift haneli enflasyon yaşamaktadır. Enflasyon artık yüzde 20'lerin üzerine çıkmıştır. TÜİK'in bastırılmış enflasyon rakamları dahi bu gerçeği gizlemeye yetmemektedir. İkincisi, enflasyonun düşeceği yönünde bir beklenti yoktur; tam tersine, beklentiler, enflasyonun artacağı yönündedir. Üçüncüsü; Türkiye ekonomisi sürdürülebilir yüksek büyüme ortamına sahip değildir. Türkiye ekonomisi, potansiyeli olan yüzde 4-4,5'luk büyümeyi bile çok zaman gerçekleştiremeyecek bir ekonomik tablonun içerisindedir. Şu an milli gelirimiz 2008 yılının gerisine gitmiştir" diye konuştu.
'KATILMASAK DA HAYIRLI OLSUN'
Hamzaçebi, Merkez Bankası'nın faiz indirimi yaptığını anımsatarak, "Faiz 19'dan 14'e indi. Tüketici kredisi faizleri 1,5 puan arttı, taşıt kredisi faizleri arttı. Hani faiz inince, bütün faizler inecekti? Yok böyle bir şey. Ticari kredi faizleri indi; ama 2,5 puan kadar. Ne yapıyor vatandaş? Krediyi alıyor, ihtiyaç kredisi bile olsa, tüketici kredisi bile olsa onu alıyor, dolara gidiyor; güvenmiyor size. Şimdi, BDDK açıklama yapmış; 'Biz bunları denetleyeceğiz.' Yasal yetkisi yok. Bankaya vatandaş gitse 'Ben kredi alıyorum' dese banka 'Nerede kullanacaksın' mı diyecek? Yani bir şirket gitti, ticari kredi alacak, alır dolara yatırır. Nitekim, o ticari şirketlerin o dolar mevduatı da artıyor. Merkez Bankası politika faizini düşürünce Hazinenin borçlanma maliyeti arttı. Merkez Bankası faizi yüzde 19 iken mevduat faizi yüzde 17,5'ti; onun altında. Niye? Enflasyonun da altında mevduat faizi. Şimdi Merkez Bankası faizi indirdi. Mevduat faizi kaça indi? Yüzde 14,5'e; bir aylık vadeli mevduatı söylüyorum, diğerlerinde durum daha da feci. Şimdi, bankalar vatandaşın, o milyonlarca vatandaşın, 10 bin lirasının, 20 bin lirasının, 30 bin lirasının faizini düşürüyor, enflasyonun altında bir faiz veriyor onlara ve bankalar yüzde 14,5'la aldığı parayı, mevduatı yüzde 22,70'le Hazineye veriyor. Katılmasak da bu bütçenin hayırlı olmasını diliyorum" ifadelerini kullandı.
CHP'Lİ KESİCİ: BU BÜTÇE MÜZAKERELERİ SON OLACAK, ERKEN SEÇİM OLACAK
CHP İstanbul Milletvekili İlhan Kesici, TBMM Genel Kurulu'nda 2022 yılı bütçesi üzerine konuştu. İlhan Kesici, bütçenin AK Parti iktidarının sadece bugüne ait olarak hazırladığı bir bütçe olmadığını, bunun bir birikimi olduğunu kaydederek, "Yani bir birikimin üstüne gelmiş olan bir bütçe, bu rakamlar. O birikimle ilgili de muhtemelen ben öyle inanıyorum ki bu bütçe müzakereleri bu dönemin son bütçe müzakereleri olacaktır, yani bir erken seçim olacaktır. Bizim şu anda yani 2022 yılı bütçesinde de bundan sonraki gelecek olan bütçelerde de belimizi kıran, iliğimizi, kemiğimizi kemiren, emen, bizi sıkıntılardan sıkıntıya sokacak olan rakamın aslı budur. 1 trilyon dolardan fazla dış ticaret açığı. Bizim başka döviz gelirlerimiz de var. Yani turizm, hizmetler sektöründen gelen dövizlerimiz filan var. Bunları da işin içine kattığımız zaman bizim kazanmadığımız, bizim olmayan ama harcadığımız bir rakam var. 591 milyar dolar, bunun adı cari işlemler açığı, cari açık. 'Cari açık' demek, bizim olmayan bir paranın bizim tarafımızdan harcanması demek. Bir zamanlar 'Cari işlemler açığı finanse edildiği sürece herhangi bir mesele yoktur' diye ahkam kesen allamelerimiz vardı. Bu, hem hükümetin içerisinde, AK Parti hükümetinin içerisinde vardı hem de dışarıda. Belki de bana göre bizi bugünlere getiren sebeplerin başında yer alan şeylerden bir tanesi bu tür allamelerdir. Cari işlem açığı verdik, dış ticaret açığı verdik ama samanı da ithal ettik, pamuğu da ithal ettik. Bunları da nasıl yaptık? Borçla, değil mi? Borç, el kesesinden aldığımız borç. Şimdi, AK Parti iktidara geldiği zaman IMF borcu dahil, aklınıza ne kadar dış borç unsuru geliyorsa hepsini katın. Türk kamu sektörünün 87 milyar dolar borcu vardı. Ne umulur? Bu bizi, bu rakam bizi götürdü. O 2000- 2001 krizine de biraz mecbur eden unsurlardan bir tanesidir. Bunun şimdiki hali 207 milyar dolar, şimdiki halini atlayayım ben. 2002'nin sonundaki 87 milyar dolar, Cumhuriyet'in 80 senede yaptığı borçların tamamının toplamı demek yani 80 senede biz 87 milyar dolarlık dış borç almışız, yapmışız. Türk özel sektörünün de bir dış borcu varmış, 45 milyar dolar, şimdiki rakamı 245 milyar dolar. Türk özel sektörü de Türk sanayi özel sektörü de 200 milyar dolar eklemiş. Bunu söylemekten muradım, Türkiye'nin borçluluğu. Bizi şimdi, dış dünyada, bilmem herhangi bir borç aradığımız zaman, ülke riski olarak meydana getiren unsurların en önemlilerinden bir tanesi de ülkenin dış borçluluk göstergeleri. Sadece kamu sektörünün değil tüm Türkiye'nin dış borçluluk göstergeleri ve bu çok fazla. Buna da dayanılamaz, dayanılamayacaktır" diye konuştu.
'BU BÜTÇEYE RET OYU VERİYORUZ'
Kesici, 2022 yılı bütçesine ret oyu vereceklerini söyleyerek, sözlerine şöyle devam etti:
"Sandıktan kimin çıkacağını bir tek Allah bilir, anketlerle falan sandıktan çıkılmaz, sandıktan siz de çıkarsınız biz de çıkarız. Siz çıkarsanız yitirilmiş olan bütün bu güveni, inançsızlığı, güvensizliği tamir etmiş olursunuz. Önünüzde yeni bir 5 yıl, güçlü, kudretli bir 5 yıl olur. Türkiye için hayırlıdır veya biz çıkarız. Biz kimiz? Biz Cumhuriyet Halk Partisi ve İYİ Parti'nin birlikte oluşturduğu Millet İttifakı'yız bugün itibarıyla. Önümüzdeki günler itibarıyla katılmalarını arzu ettiğimiz, katılacaklarını ümit ettiğimiz diğer partilerle birlikte Millet İttifakı'yız. Yapacağımız birinci iş, adına güçlendirilmiş, iyileştirilmiş parlamenter sistem dediğimiz sistemdir. Ama bu ne yapacak? Yani güçlendirdik, iyileştirdik, bir parlamenter sisteme geçtik. Bu devletin yeniden avdet etmesidir. Türkiye'de devlet yeniden avdet edecek. Bu bütçeye oyumuzun rengi ret, Cumhuriyet Halk Partisi olarak ret oyu veriyoruz. Ama bu bütçenin her ne büyüklükte olursa olsun vatanımıza, devletimize, milletimize, halkımıza hayırlara vesile olmasını diliyorum" dedi.
İYİ PARTİLİ USTA: FİYAT İSTİKRARI KAYBOLDU
İYİ Parti Grup Başkan Vekili Erhan Usta, TBMM Genel Kurulu'ndaki bütçe görüşmelerinde grubu adına açıklamada bulundu. Erhan Usta, ekonomiye ilişkin değerlendirme yaptı. Enflasyonla mücadelenin polise bırakıldığını kaydeden Usta, "Türkiye'de fiyat istikrarı tamamen kayboldu. Yüksek enflasyon hayatımıza geri döndü. Türkiye 1970'li, 1980'li, 1990'lı yılları yaşıyor. Merkez Bankası, enflasyonla mücadeleyi bıraktı. Enflasyonla mücadele polise bırakıldı, denetim elemanlarına bırakıldı ve son olarak da Türkiye İstatistik Kurumu'na (TÜİK) bırakıldı. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde görülmemiş bir kur şoku yaşıyoruz" dedi.
'BORÇLANMA FAİZİ YÜZDE 30'UN ÜZERİNE ÇIKACAK'
Tarihte yaşanan ekonomik krizlere değinerek, 2021 yılında da bir ekonomik kriz yaşandığına dikkat çeken Usta, şöyle konuştu:
"Gelelim bugüne '2021 krizi' diyeceğimiz bu krizde ise bu yılın en düşük kuru 6,88, en yüksek kuru 17,14 olmuştur. Nominal kur artışı yüzde 149'dur. O yüzden diyorum, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en yüksek kur şokudur. Reel artış daha da vahimdir yüzde 106, yani 1994 krizinde yüzde 17,5 olan reel kur artışı, 2001 krizinde yüzde 26 olan reel kur artışı, bu krizde yüzde 106'dır. Bunu mutlak surette görmemiz gerekiyor. Dolayısıyla yüksek faiz ekonominin her yanında, politika faizinin düşürüldüğüne bakmayın, ekonomide cari olan faiz oranları, siz politika faizini düşürdükçe onlar artıyor. Borçlanma faizleri yüzde 23'e gelmiş, önümüzdeki aylarda borçlanma faizlerinin yüzde 30'un üzerine çıkacağını hep beraber yaşayacağız."
AK PARTİ'Lİ KURTULMUŞ: MEMURLARIN DAHA RAHAT NOKTAYA GELECEĞİNİ TASAVVUR EDİYORUZ
AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, TBMM Genel Kurulu'nda partisinin grubu adına 2022 mali yılı bütçesinin tümü üzerinde konuştu. Ekonomiyle ilgili hareketlenme sürecinde hükümetin verdiği sözleri yerine getirdiğini belirten Kurtulmuş, asgari ücreti işaret etti. Kurtulmuş, "Önümüzdeki süreçte de yeni yılla birlikte, geçen sene yapılan toplu görüşmeler sırasında elde ettikleri haklarla, memur kesiminin de inşallah bu yeni durumdan ortaya çıkan farklarının da hakkaniyetli bir şekilde verileceğini biliyoruz, ümit ediyoruz. Böylece çok geniş bir memur kitlesinin de yılbaşından itibaren daha rahat bir noktaya geleceğini tasavvur ediyoruz" dedi.
'SERBEST PAZAR EKONOMİSİ KURALLARINDAN VAZGEÇMEYECEĞİZ'
Numan Kurtulmuş, Türkiye'nin yatırım, üretim, istihdam, ihracat ve büyüme eksenli ekonomi politikasından asla vazgeçmeyeceğini belirterek, "Bunun için de bütün kaynaklarımızı seferber ederek yolumuza devam edeceğiz. Ancak bunu yaparken kimilerinin söylemeye çalıştığı gibi asla serbest pazar ekonomisinin kurallarından vazgeçmeyeceğiz. Türkiye sosyal politika donanımlı, gerçekten etik kurallarla çevrilmiş bir serbest pazar ekonomisi istikametinde yürüyüşünü sürdürecektir. Bunun altını kalın çizgilerle çiziyorum" diye konuştu.
'OHAL HADDİ AŞILMIŞ BİR LAF'
Kurtulmuş, bazı çevrelerce dile getirilen, 'ekonomik buhran' sözlerine katılmadığını söyledi. Ekonomik OHAL'den bahsedenlerin, haddini aştığını kaydeden Kurtulmuş, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Kimilerinin, kıyıda köşede ekonomik OHAL'den bahsetmiş olması Türkiye'de ve Türkiye'yi dışarıdan takip eden çevrelerde önemli birtakım endişeleri ortaya çıkardı. Bir kez daha çok net bir şekilde söylüyoruz. Ekonomik OHAL gibi bir laf haddi aşan bir sözdür, kimsenin aklından geçmesin. Türkiye serbest pazar ekonomisi şartları içerisinde hareket ediyor. Ama şunu gördük, bir laf ortaya atıldı, özellikle sosyal medyada kimler kimler arkasından takıldı gitti. Dolayısıyla bunun altını çizerek ifade etmek istiyorum."
Kurtulmuş, yeni ekonomi politikalarına ilişkin, "Hukukun üstünlüğüyle işleyen bir piyasa düzeni, ekonomi modelimizin vazgeçilmez unsurlarındandır. Ekonomik kalkınma tezlerine baktığınız zaman, bazıları ekonomik kalkınmayla demokrasiyi birbirinin karşıtı gibi ortaya koyarlar. Türkiye'nin ekonomi tarihinin içerisinde ve bugün AK Parti hükümetlerinin geldiği noktada ekonomiyle demokrasi yan yana yürümek zorundadır. Asla İkinci Dünya Savaşı öncesinde gördüğümüz gibi, faşist Almanya'sında gördüğümüz gibi ekonomik gelişmeyi temin etmek için demokrasiden birtakım kısıtlamalara gidilmesi asla ve asla düşünülemez. Bunun için biz hem demokratik standartları yükseltmek hem de ekonomik olarak kalkınmayı sağlamak zorundayız. Bu da bizim ikinci temel çizgilerimizden biridir" değerlendirmesinde bulundu.
DIŞ ÇEVRELERİN MÜDEHALESİ
Dış çevrelerin, Türkiye ekonomisi üzerinde yaptığı yorum ve eleştirilere tepki gösteren Kurtulmuş, "Başta IMF olmak üzere, ekonomik gibi görünen ama siyasi vesayet düzenekleri kuran uluslararası kurumların ne söylediklerine asla itibar etmeyeceğiz. Sürdürülebilir bir kalkınma için mutlaka ve mutlaka Türkiye'de yüksek teknolojili ve katma değeri yüksek alanlardaki üretime önem vereceğiz. Bu yoldaki yürüyüşümüzü sürdüreceğiz çünkü biliyoruz ki yüksek teknolojiler aslında özellikle bizim gibi gelişmekte olan ülkeler, kalkınmakta olan ülkeler için büyük bir nimettir. Yüksek teknolojileri özellikle son on beş yılda çok iyi kullanan bir ülke olarak gelişmiş ülkelerle aradaki teknoloji açığını kapatıyor ve yolumuza devam ediyoruz. Bu çerçevede, hükümetlerimizin bundan sonraki ekonomi yürüyüşünde de temel özelliklerinden birisi mutlaka ve mutlaka yüksek teknoloji ve katma değeri yüksek alanlardaki yürüyüşü sürdürmektir" açıklamasında bulundu.
Kurtulmuş, politik yeni ekonomik adımlardan sürdürülebilir yeşil ekonomiyi ve bu anlamda yeşil ekonomik dönüşümü de merkeze alarak yola devam edeceklerini söyledi.
'HEPİMİZİN PARTİSİ BAŞKA OLSA DA HEPİMİZİN ORTAK PAYDASI TÜRKİYE'DİR'
Kurtulmuş, ekonomik gelişmelere vurgu yaparak, bu süreçte iktidar ve muhalefetin dayanışma içinde bulunması çağrısı yaparak şöyle dedi:
"Toplumda kaybedeceğimiz en önemli şey, toplumsal dayanışma ruhudur. Bu ruhu kaybetmemek için hep beraber çok güçlü bir dayanışma sergilememiz lazım. Birbirimizi eleştirebiliriz, birbirimize karşı sözler söyleyebiliriz. Sizin baktığınız yerden görülen, bizim baktığımız yerden başka görünüyor. Bu anlamda, dayanışmayı ortadan kaldıracak, hele hele husumet ve sokakları karıştırma anlamına gelecek sözlerden herkesin imtina etmesi lazım. Çünkü hepimizin partisi başka olsa da hepimizin ortak paydası Türkiye'dir, hepimizin vatanı Türkiye'dir. Bu süre içerisinde Türkiye'de de çok güçlü dayanışmalar ortaya çıktı. Öncelikle Türkiye'nin kadınlarını, Türkiye'nin öğretmenlerini, Türkiye'nin sağlık çalışanlarını, Türkiye'nin filyasyon ekiplerinde ter döken emektar insanlarını ve Türkiye'nin halka yardım etmek için cansiparane çalışan vefa gruplarının insanlarını; hepsini bu örnek dayanışma dolayısıyla kutluyorum ve her birinin emekleri unutulmaz emeklerdir."
HOPARLÖRDEN MÜZİK AÇAN TİP MİLLETVEKİLİNE KINAMA CEZASI
TBMM Genel Kurulu'nda, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ın konuşması sırasında hoparlörden müzik açan TİP İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil Sütlü'ye kınama cezası verildi.
Meclis Genel Kurulu'nda 2022 yılı bütçe görüşmelerinin son gününde kürsüde Cumhurbaşkanı Fuat Oktay'ın konuşması sırasında bir protesto yaşandı. TİP İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil Sütlü, Fuat Oktay'ın konuşması sırasında cep telefonundan açtığı 'Yalan' ve 'Palavra' şarkılarını mini hoparlör ile Genel Kurul'a yansıttı. Mini hoparlörü eliyle yukarıya kaldıran Kadıgil'e AK Parti milletvekilleri sıralara vurarak tepki gösterdi. Meclis Başkanı Mustafa Şentop, Kadıgil'i müziği kapatması için uyararak "Kimse Meclis'in huzurunu bozamaz" dedi.
Müziği kapatmaması üzerine Meclis Başkanı Mustafa Şentop Kadıgil'e kınama cezası verilmesi için oylama yapılacağını söyledi. Bunun üzerine TİP Genel Başkanı Erkan Baş savunma için kürsüye çıkarak, "Günlerdir partimiz adına konuşma talep ediyoruz. Bizim konuşmamıza izin vermiyorsunuz. Biz hakkımızı alırız ve aldık. Bizim söz talebimizi engelleyemeyeceğinizi bir kez daha göstermiş olduk. Halkın sesi engellenemez" diyerek kürsüden konuşmasını yaptı.
Kadıgil'e ise oylama sonucu Genel Kurul'un işleyişini bozduğu gerekçesiyle kınama cezası verildi.
'HAZİRAN 2023'TE GÖRECEĞİZ'
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay konuşmasına devam etmek için kürsüye çıkarak yaşananları değerlendirdi. Oktay, "Korsan demokrasi olmaz, diktatörlüktür bu. Bu Meclis Genel Kurulu'ndaki milletvekillerine saygısızlıktır. Haziran 2023'te göreceğiz, hakeme gideceğiz. Milletimiz size hakkettiğinizi verecek. Sizleri Genel Kurul'da halkın idaresinin temsil edildiği salonda demokrasiye davet ediyoruz. Bizim sesimizi kesmeyeceksiniz" diye konuştu.
DHA