BÜROKRASİDE REHAVET DEVRİ
Son dönemde peş peşe gelen ekonomik saldırılar ve muhalefetin tehdidine boyun eğen bürokratlar tartışma konusu oluyor. Böyleleri var mı yok mu? Bana göre var.
Bir taraftan hükümet didinip bir şeyler yapmanın telaşında, diğer taraftan muhalefet erken seçim derdinde. Bu yapılırken bürokratlar üzerinde tahakküm kurulma telaşı var.
İşte bu tahakküm meselesi maalesef birçok bürokrata sirayet etmiş. Buna inanan var, inanmayan var ama ben kendi gözlemlerimi yazıyorum o kadar. Bakın bana göre devlet her şeyden önce gelir. Onun dışında siyasetçiler bugün var yarın yoktur.
Bizde devlet, ekmek, aile, yuva ve evlat sıcak, içten, bizdendir. Ama hışmına uğradığınızda affetmez, canınızı yakar. Yani devlet korur, himaye eder, şefkatlidir. Bu minvalde, devlet kurumlarında çalışanlar her an koruyucu, kollayıcı, emanete hıyanet etmeden görevlerini yerine getirmelidir. Ama nerede bu anlayış?
Yukarıda da belirtemeye çalıştım. İktidar kaybedecek zannına kapılan bazı bürokratlar işleri savsaklamaya başladı. Rehavete kapılıp işi ihanete kadar götürmeye başladı.
Bakın bu konuyu şöyle anlatmaya çalışayım. Hükümet bir uzun yıllardır adını unuttuğumuz stokçuluğun hortlaması ile mücadele ederken bu işler uğraşması gereken bürokratlar sanki yer yarıldı yerin altına girdi!
Buna bir örnek verecek olursam, dün Lider Gazete’de çıkan ‘Stok Pazarı’ başlıkla manşet haberine rağmen tek bir işlem yapılmaması. Yüzlerce otomobil stokunu arkadaşlarımız ortaya çıkardı ama bir tek bürokrat bu konuda kılını kıpırdatmadı! Yalan mı?
Peki takınılan bu tavır sizce nedir? Cevabı çok basit, “Zaten hükümet gidecek bizde ona göre aksiyon alalım.” Buna engel olacak iktidarın Antalya temsilcileri de maalesef bu konuda çok ama çok sessiz kalıyor.
Tabi bunlar benim gözlemim. Darılmak gücenmek yok. Çıkan sokağa birçok konuda işleri yavaşlatan adeta vatandaşa zulmeden bürokratları apaçık göreceksiniz. Ben bir örnek verdim gerisini bulmak ortaya çıkarmak onlara düşüyor. Aksi halde hem hükümet hem devlet yıpranır, tamiri imkansız zararlara uğrar, irinler akan yaralar açılır.
Çünkü bürokraside REHAVET DEVRİ başlamış. Bu da hayra alamet değil.
SIRAYA GİRDİLER BİLE
Dün bir sürüden beri kamuoyunu meşgul eden ve merakla beklenen asgari ücret Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklandı. Hem de tarihinde ilk kez yüzde 50’yi aşan artış oranı ile.
Açıklanan rakam net 4 bin 250 lira oldu ama iyi mi oldu kötü mü oldu inanın benim kafam karıştı. Daha açıklama biter bitmez Antalya’da fırıncılar kafalarına göre artırdıkları ve 2.5 lira yaptıkları ekmeğin 3.5 lira olması yönünde karar almış.
Sadece ekmek mi? Hayır. Simitçilerde zam talebinde bulunmuş ve KKTC’de simidin 10 liraya satıldığını gerekçe gösterip Antalya’da rakamın 4 lira olması kararı almış.
Tabi bu rakamlar onaylanır mı onaylanmaz mı bilemem. İçimden “Yuh” diyesim geliyor. Yahu durun bi. İnsanlar bu asgari ücretteki artışın sevincini bir yaşasın. Ama olmaz, illaki bir ordubozan çıkacaktır ya işte bunlarda onlar.
Bunlar benim duyduklarım idi dün. Bugün neler olur bilemem. Umarım bu talepler iyi incelenir öyle karara bağlanır. Yoksa yılda bırakın bir kez asgari ücreti artırmayı 3 kez artırsanız bile fayda etmez.
İşte benim kafamı böyle işler karıştırıyor. Bu yüzden de biz ADAM OLMAYIZ vesselam.
CUMHURBAŞKANI GELİYOR
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan gelecek hafta bugün yani 24 Aralık Cuma günü Antalya’da bazı tesislerin toplu açılışını yapıp halka hitap edecek.
Tören ve miting öncesi Cumhurbaşkanı’nın iki gün şehirde kalması bekleniyor. Bu sırada önemli görüşmelerde yapması beklenen Erdoğan’ın önemli mesajlarda vereceği tahmin ediliyor.
Bu konuda AK Parti Antalya İl Başkanlığı’nda hummalı bir çalışma yürütülüyor. Teşkilatın bütün organları ilçe ilçe, mahalle mahalle çalışıyor. Gövde gösterisi yapılacağa benziyor.
Şimdi Cumhurbaşkanı geldiğinde o rehavete kapılan ve kafalarında seçimi kaybeden bürokratları da göreceğiz nasıl dört döneceklerini! İşte o zaman röntgeni tam çekmiş olacağız.
Demem o ki, Erdoğan’ın tam zamanında Antalya’ya gelecek. Bakalım o zihniyette olanların tavrı ne olacak? İnanın bende çok merak ediyorum onları ve tavırlarını.
Bekleyip göreceğiz, sonra değerlendireceğiz. Gerekirse onları isim isim ifşa edeceğiz.