BURDURLU TERZİ 51 YILDIR TEZGAHINI TERK ETMEDİ
Burdur’un Bucak ilçesinde yaşayan 68 yaşındaki Veli Ulusan, 51 yıldır hazır giyime karşı tek başına direnmeye çalışıyor. Çırağı olmayan ve her sabah iş yerini kendi açan Veli Ulusan "Eskiden terzilik revaçtaydı. Ramazan ayına 1 ay varken başlardı iş, Kurban Bayramı'na kadar iş alamadığım günler olurdu. Nice memura, nice amire hep elbise yaptım. Mesleğimi severek idame ediyorum. Onun gururu onun sevinci hala bende devam ediyor" dedi.
Burdur’un Bucak ilçesinde 51 yıldır mesleğini başarıyla idame ettiren Veli Ulusan, 13 yaşında ilkokulu bitirdikten sonra okumak istedi fakat ailesinin maddi durumu iyi olmadığı için okuyamadı. Okul masraflarını dönemin askerlik şube müdürü karşılamak istedi fakat okul kontenjanı dolu olduğu için kayıt olamadı. Amcasının ‘Ne yapacaksın’ sorusu üzerine terzi olmak istediğini söyleyen Veli Ulusan terzilik mesleğine başladı.
“AMCA BEN TERZİ OLACAĞIM”
13 yaşında özenerek başladığı terzilik mesleğini nasıl seçtiğini anlatan Veli Ulusan, “Bucak’ta bir ortaokul vardı. Oraya kayıt olmak istedim. 100 lira kayıt parası istediler. Rahmetli babam hükümette 125 lira aylıkla bahçıvan olarak çalışıyordu. O yüzden ödemesi mümkün değildi. O zamanın askerlik şube müdürü bir binbaşı vardı. Okula telefon ettiler çocuğu kayıt ettirin diye. Biz oradan okula gidinceye kadar kontenjan doldu dediler. Kayıt olamadım. Okumak nasip olmadı. Amcam bana sordu; ‘emmim ne yapacağız’ dedi. Amca dedim ben terzi olacağım. O yaşlarda gerçekten severek, özenerek başladığım işe 1965 yılında başladım böylelikle. 1969 yılında ben öğrendim bu mesleği. Hatta diğer abim de bir başka ustanın yanında çırak olarak çalışıyordu. O daha pantolon dikmesini yapamazken ben ceket dikmeyi tamamen öğrenip kavramıştım. Babamın dükkan açmaya imkanı yoktu. Onun ustası 'gel bakayım evladım yanıma' dedi. Aletler benden iş yapmak sizden olsun diyerek ortak olduk biz. O vesileyle iş yeri sahibi olduk. Usta öldükten sonra çocukları bu iş yeri kapanmasın diyerek iş yerine 1100 lira paha biçtiler. Ben de satın aldım ve o tarihte başlamış oldum işte” dedi.
Askerde terzilik mesleğinde uzmanlaştığını ifade eden Veli Ulusan, “1972 yılında Manisa’da asker oldum. Askerliğe ilk geldiğim gün bölük başçavuşu bölüğüne terzi arıyormuş. Terzi var mı diye sordular. Ben seslenmedim. Yanımdaki arkadaşım ‘Burada var! Burada var terzi’ dedi beni gösterdi. Üzerindeki pantolonu sen mi diktin dedi. Ben diktim dedim. Böylelikle askerde de terziliği aynen devam ettirdim ve uzmanlaştım” diye konuştu.
“SANAT ALTIN BİR BİLEZİKTİR. FAKAT DEĞERİNİ, KIYMETİNİ BİLENE”
Terzilik mesleğinin eski zamanlarda revaçta olduğunu ifade eden Veli Ulusan, “51 yıllık iş hayatımda iki üç tane çırağım olduğu zamanlar oldu. Çalıştırıp yetiştirdim. Şu anda terzilik yapan yok ama. 1976 yıllarında 3 aylık işim oluyordu. Eskiden terzilik revaçtaydı. Ramazan ayına 1 ay varken başlardı iş, Kurban Bayramı'na kadar iş aramadığım günler olurdu. O zamanlar bitpazarından alırlardı hazır giyimleri. Nice memura, nice amire hep elbise yaptım. Mesleğimi severek idame ediyorum. Onun gururu onun sevinci hala bende devam ediyor. Derler ki sanat altın bir bileziktir. Fakat değerini, kıymetini bilene tabi” diyerek terzilik mesleğinin kıymetinin bilinmesi gerektiğinin altını çizdi.
“30 SENE ÖNCE DİKTİĞİM CEKETİ SON ZAMANLARDA ÜTÜLEDİĞİMİ BİLİYORUM”
Fabrika ürünü olan vitrindeki elbiselerin duruşunu hiçbir terzinin yapamayacağını belirten Veli Ulusan, terzi ile fabrika ürünü arasındaki farkı anlattı. Ulusan, "Vitrinde gördüğümüz elbisenin duruşunu hiçbir terzi yapamaz. Fakat milletimizin bir özelliği var artık. Bir işi yapmadan önce ucuz olsun diye uğraşıyorlar. Masrafını nasıl kısarız diye düşünüyorlar. Firmaların malları var çok güzel, ucuz. Giyiyorsun 2 ay sonra astarı eskiyor. 15 gün sonra fermuarı bozuluyor. 3 ay sonra cepleri falan eskiyor. Onlarla biz terziler arasındaki fark bu. Bizim yaptığımızda sökülme, yırtılma olmaz. 30 sene önce ceket diktiğim insanlar var son zamanlarda hala o ceketleri yıkatıp ütülediğimi biliyorum" dedi.
İHA