BURASI TÜRKİYE

1918 yılında Birinci Dünya Harbi’nde yenik düşen Osmanlı tarih sahnesinden çekildi. Anadolu ve Trakya halkı (Türk milleti) kendi kaderi ile baş başa kaldı. Milli Mücadele 1922’de zaferle sonuçlanınca 1923’te Cumhuriyet kuruldu.

***

1938’de Atatürk’ün ölümü sonrası Cumhurbaşkanının seçimle gelmesi icap ediyordu. İşte tam o sırada hiç beklenmeyen bir şey oldu. Cebinde Kur’an’la, dilinde salavatla gezen, halk arasında Hoca Mareşal diye saygı duyulan Genel Kurmay başkanı Mareşal Fevzi Çakmak tankların namlusunu TBMM’ye çevirdi.

***

‘Cumhurbaşkanı olarak İsmet Paşa’yı seçeceksiniz!’ diye emir verdi. Ayrıca ‘Kim karşı çıkarsa karşısında beni bulur’ diye de ayrıca tehdit etti. Hani Cumhuriyet kurmuştuk, hani Cumhuriyet ile idare ediliyorduk, hani meclisin ve milletin iradesi hakimdi, hani Cumhuriyet faziletti.

***

Bir asırdır da nutuklarımızda bunu işledik. Demek ki sözler başka uygulama başka oluyormuş. Kısacası ilk hatayı Fevzi Çakmak yaptı. Kanun koyucular kanunu uygulamadı. İsmet Paşa ilk iş din hürriyetini sıfırladı. Arapça ezan okuyanlar hapishanelerde perişan edildi. Hani Fevzi Çakmak’ın dindarlığı.

***

14 Mayıs 1950’de halkın iradesi ile Celal Bayar Cumhurbaşkanı, Adnan Menderes Başbakan oldu. Halk iradesi ile seçilen hükümeti 27 Mayıs 1960 darbesi ile yıktılar. 12 Mart 1971 muhtırası ile Demirel hükümeti istifa ettirildi. ‘Şartlar olgunlaşsın ihtilal yapacağım’ diyen evren de 12 Eylül’de emeline ulaştı.

***

Dünyadaki tüm darbelerin arkasında bulunan görünmeyen güçler Türkiye için halkı din üzerinden kendine çekecek bir figürü piyasaya sürdüler. Kendisini kainat imamı diye tanıtan dışı süslü bu figür Fethullah Gülen’di.

***

Zaman Gazetesi’nde ve Sızıntı Dergisi’nde devamlı Kenan Evren övülüyor, Demirel’e methiyeler yazılıyordu. Ecevit’e: ‘Eğer ahirette bana şefaat hakkı verilirse evvela sana şefaat edeceğim’ diye iltifatlar ediyordu.

***

Açtığı okullarda dışarıda misyonerlerden yardım alıyor, içeride de devlet desteği ile hızla büyüyordu. 35 senelik bir zaman diliminde bu milletin zeki çocuklarını öyle bir zehirlemişler ki, savaşta ‘Allah Allah’ diyenlerin üzerine bomba yağdıracak kadar zalimleştirmişler.

***

1980’den itibaren zaman zaman İtalya’daki papayı ziyaret edip elini öpen, ondan aldığı talimatları Türkiye’de uygulayan zatın yaptıkları hep aklıma takılırdı. Dinler arası diyalog diye bir akım başlatıp yıllardır adamlarını devlete yerleştirdiler, olimpiyatlar düzenleyip halka şirin gözüktüler.

***

‘Dinler arası diyalog nedir?’ diye bana ilk oğlum sormuştu. Ben de ona ‘Herkes aklını başına toplasın. Hazreti Allah’ın yürürlükteki dini İslam’dır. Diğer dinlerin hükmü bitmiştir’ demiştim.

***

Böyle yanlış işler yaparsak başımıza daha çok felaketler gelir. Dünyayı yöneten elitler işlerini yapmaya devam edecek, Türk halkı olarak bizler de geçmişimizden ders alarak geleceğe bakacağız. Biz millet olarak birlik olduğumuz sürece hiçbir güç karşımızda duramaz.