BUNUN ADI RESMEN MEYDAN OKUMADIR!

Beni bilen bilir, bilmeyen de çevremde tavaf edip öğrenmeye çalışır. Tavaf işi beyhudedir. Çünkü tanıyan zaten tanıyor. Hem huyumu hem de kişiliğimi çok iyi biliyorlar.

Öyle bilinenlerin aksine eğilip bükülme olayım yoktur. Eğileceğim tek yer rabbime dua ederken secdedir. Başkasını bilmem. Bildiğim bir şey vardır o da, ‘Doğrunun tek’ olmasıdır.

Bu nedenle yanlışın peşine düştüğüm için o işi doğrultuncaya kadar hedefe ilerlerim. Bunlardan biride Lara sahil bandına yapılan Falezlerin altına plaj üstüne kafe yapılması olayı.

Bu kadar lakırdıdan sonra haftaya yine Lara sahil bandı yani Falezlere yapılan kaçak göcek yapılan plajların durumu ile başlayayım. Öncelikli Doğal Koruma Alanı olan bölgede bir MEYDAN OKUMA olayı var!

Geçen haftalarda sürekli gündeme getirdim buradaki bu çarpık işleri. Özellikle de en son Lucky Monkey Hotel’in yaptığı plaj ve kafe meselesi. İzinli denildi ama izni olmayan yer!

Mimarlar Odası Başkanı Hasan Çerçiler, CHP’li Muratpaşa Belediyesi İmar Komisyonu Başkanı Ahmet Öztürk ve İmar Komisyonu Üyesi Hüseyin Öztaş’ın sahibi olduğu otel.

Bu isimler Antalya’da çarpık, kaçak ve izinsiz yapılaşmaya karşı mücadele etmesi gerekenler. Ama tam aksini yapıyorlar.

Muratpaşa Belediyesi’nin mühürlediği plajda imalata devam ediyorlar. Öyle böyle değil. Daha dün çocuklar sınavda iken takur takur sesler çıkartarak çivinin dibine vuruyorlardı!

Ortada ne izin var ne de bir ruhsat. Tamamen illegal. Bu illegal yapının yıkılması gerekir. Peki, bunu yapacak veya yapılmasını sağlayacak olan kurumlar kimler?

Bir çırpıda sayalım; Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü, Antalya Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğü ile Antalya Valiliği, Muratpaşa Belediyesi.

Sonuç? Herkes ÜÇ MAYMUNU oynuyor. Hal böyle olunca yanlışa itiraz etmesi gereken Mimarlar Odası Başkanı Hasan Çerçiler, CHP’li Muratpaşa Belediyesi İmar Komisyonu Başkanı Ahmet Öztürk ve İmar Komisyonu Üyesi Hüseyin Öztaş, kanunlara meydan okuyor.

Dahası da var. Çerçiler, Öztürk ve Öztaş’ın tüm itirazlara rağmen Falezlerin üzerine yaptığı bir kafe var. Ali Atmaca adında vatandaşın başvurusu üzerine burayla ilgili verilen karar var.

Ali Atmaca aynı zamanda o kafenin yapıldığı arazinin hissedarlarından. Kafenin kaldırılması için belediyeye başvuruyor ama ne hikmetse plajla ilgili ‘Mühürledik’ cevabı veriliyor.

Adamcağız sanki bölgenin ‘Tek dişi kalmış canavarı’ gibi yapılan yanlışlığın üzerine gidiyor. Kararları bir türlü uygulatamıyor. Sonra, “Yetki alanımız dışında” diye cevap alıyor.

Tıpkı benim gibi ha bire çarpıklığın üzerine gidip yanlışlığın düzeltilmesini istiyor. Ne hikmetse yanlışı yapanlar MEYDAN OKUYOR buna engel olması gerekenler ise ÜÇ MAYMUNU oynuyor.

İşte bundandır ki “Antalya hiç bu kadar sahipsiz kalmamıştı” diyorum. Bende bu konuda MEYDAN OKUYORUM. Bakalım kimlerden itiraz gelecek çok merak ediyorum.

BİR OLAY İKİ FARKLI HABER

YKS’nin cumartesi günü ilk ayağı olan TYT yapıldı. Antalya’dan bir KÜPE olayı haberlere yansıdı. Aydın Adıyaman adındaki genç KÜPESİ yüzünden sınavı kaçırmış!

Olayı ben anlatayım. Bu gencimiz kurallarda yasak olduğunu bilmesine rağmen kulağında küpe ile sınava girmek için geliyor. Doğal olarak izin verilmiyor ve o KÜPE çıkartılıyor.

Sınava birkaç dakika var. Okula giriyor ama bir türlü sınava gireceği salonu bulamıyor ve yanlış salona geldiğini anlayınca sınava giremiyor.

Şimdi önce kurala uymuyor zaman kaybediyor. Sonra sorumsuzluk örneği sergileyip bir gün önce okula gelip gireceği sınav salonunu bakmadığı için salonu bulamıyor.

Tüm emekler boşa gidiyor. Kendisi şok içinde ailesi ise perişan. Medyaya yansıdığı birinci şekli ile haber böyle. İlerleyen saatlerde şekli şemali değişiyor. Yani haber takla attırılıyor.

Ne oluyor biliyor musunuz? ‘Küpesi nedeniyle sınava alınmadı’ diye bir habere dönüşüyor. Özellikle muhalif medyada. Hiç yorum yapmayacağım. Durum ortada. Bir olay iki haber.

İYİ ŞEYLERDE OLUYOR

Geçen hafta boyunca Akdeniz Üniversitesi’nde mezuniyet törenleri vardı. İlginç görüntülere sahne oldu törenler. Öğrencilerin açtığı pankartların dili vardı resmen.

Bunlardan biri de sanırım Eğitim Fakültesi’nden mezun olan gençlerin pankartı idi. Bu pankartta,

“Necmettin-Aybüke olup Erenler yetiştireceğiz. Bir ölür bin diriliriz” yazıyordu.

Bu cümleler geleceğimizin emin ellerde olduğunu gösterdi bana. Çünkü pankartı genç öğretmen adayı kızlarımızın taşıması bende bu kanıyı artırdı.

Nedeni ise, Atatürk’ün, “Öğretmenler! Yeni nesil sizin eseriniz olacaktır” veciz sözü. Demek ki zaman zaman iyi şeylerde oluyormuş.

PORTFÖY GENİŞLİYOR

Antalya’nın suç ve suçlular portföyü değişiyor, gelişiyor. Sadece Türkler değil, artan turist ve yerleşik yaşayan bancılar sayesinde ülkeler bile değişkenlik göstermeye başladı.

Son dönemlerde Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle bu ülke vatandaşları akın akın gelmeye başladı. Hep Suriyelilerden bahsederken suçlularda şimdi bu tez değişti.

Son olarak portföyümüzün geliştiğini gösteren olay Manavgat’ta yaşandı. Rus uyruklu bir aile Mehmet Kara adlı esnaftan saat çaldığı gerekçesi ile yakalandı. Üzerlerinden 2 saat çıktı.

Sonuç olarak bu ve buna benzer olaylar önümüzdeki günlerde artarak devam edecek ve bu alanda ajandalarımızda isimler farklı faklı ülkelerden olacak gibi geliyor. Öyle değil mi?