BUGÜN VE YARIN ÇİFTE BAYRAM VAR
Bugün sizler bu satırları okurken Antalya’da 500 bine yakın, Türkiye’de ise milyonlarca çocuk tatile “merhaba” diyor olacak. Yani bir eğitim öğretim yılı daha bitiyor bugün. Bugün tatile girmenin heyecan ve biraz da sarhoşluğu mevcut, çocukların üzerinde. Tatil kavramı, çok esnek ve istismara en müsait bir nesne.
Geçenlerde, arkadaşlarla oturup ‘tatil’ kelimesini irdeledik. Çocuklara tatilden ne anladıklarını, onlara neyi çağrıştırdığını sordum. Öyle ilginç cevaplar geldi ki; gülmemek, bunun yanında burulmamak mümkün olmadı. Buruldum, mahzunlaştım, çünkü çocuklarımıza verilmesi gereken çok şey var. Elbette ki bu onurlu ama zor olan görev de yine biz ebeveynlere düşüyor.
Onları sıkmadan, kırmadan, heyecanlarına olanak tanıyarak, çocukluklarının içlerinde yaralı bir çocuk olarak kalmasına müsaade etmeden, yaşam coşkusu içinde verebilmek. Bizim bilinçli, eğitimli nesillere ihtiyacımız var, ama bunun yanında sağlıklı KEŞKELERLE değil, ‘İYİ Kİ’lerle dolu bir hayat geçirmiş nesle daha fazla ihtiyacımız var.
Elbette eğitimin vakit geçirilmeden, yaşında alınması çok güzel. Ama ben inanıyorum ki bir insan çocukluğu sağlıklı geçmiş, kişiliği ve şahsiyeti olgunlaşmışsa eğitiminin büyük bir kısmını tamamlamış demektir.
Günümüzde birçok anne baba çocuğundan su bile istemeye çekinir hale geliyor. Bizim ihtiyacımız olan çocuklarımızla tatilde birlikte bir şeyleri paylaşarak, iş birliği yaparak, birbirleri için özel zaman ayırarak, heyecan ve hobilerine ortak olarak beraber olmak. Yoksa tatilin hiçbir anlamı yok.
Bir ikindi çayını çocuklar için özel ve baş başa içebilmek. Hedeflerini, ideallerini masaya yatırıp enine boyuna bu konuda konuşabilmek, çaba ve gayretlerini değerlendirmek. Birlikte şarkılar söyleyip, birlikte film seyretmek ve kritiğini yapmak. Kitap okumak ve ana fikirlerini anlatmak gibi.
Çocuklara bir şey verirken, bazı konulardaki eksikliklerimizi çekinmeden itiraf edebilmek çok önemli. En önemlilerinden biri de vakti bereketli ve verimli kullanabilmek. Çocuklarımızın beyni ve kalbiyle de bizim olabilmesini sağlamak. Ekilmemiş gönül bahçesine; vatan ve millet sevgisini ekebilmek.
Evet çocuklara iyi tatiller, büyüklere de kolay gelsin diyelim ve günümüzün bir diğer konusuna geçelim.
-------
İNSANLIK KURBAN OLDU
Yarın Kurban Bayramı arifesi, yarın bayram. Bayram geldi demek ya, sevinçler ondan diyecekken GAZZE’DEKİ SOYKIRIM haberlerinin gelmeye devam etmesi yüreklerimizi burkuyor, sevincimizi hüzne dönüştürüyor.
Aslında bu hüzün yerine çocukluğumuzdaki bayramlardan biraz söz edip umutla yarınlara bakmak için mesajlar vermek istemiştim ama olmadı. Bu aşamada “Bayram bizim neyimize ki” demek geçiyor içimden. Tam da GAZZE’DE İNSANLIK KURBAN EDİLMİŞKEN!
Sadece bizler değil, tüm Türkiye ve insanlıktan nasibini almış bazı Avrupalılar bile bayrama buruk bir şekilde giriyor. İnanın bu ortamda sahi “Bayram bizim neyimize ki.”
Kundaktaki çocuğun canına kastedecek kadar canileşen SİYONİST İSRAİL dünyanın dört bir tarafını acıya boğarken. Kana doymayan canilerin yaptıklarının gölgesinde sahi “Bayram bizim neyimize ki.”
Evet sevgili dostlar içimiz kan ağlaya ağlaya bir bayrama daha giriyoruz. Yarından sonrası KURBAN BAYRAMI ama bu aşamada “Bayram bizim neyimize ki.” Artık sabır diye bir şey kalmadı. Ne yapılacaksa yapılmalı. Yoksa GAZZE’DE zaten İNSANLIK KURBAN EDİLMİŞ durumda.
Tüm bunlara rağmen İDRAK edeceğimiz Kurban Bayramı’nın TADINI ÇIKARMAYA bakalım. Bakalım amma öyle eğlencelerle değil. Keseceğimiz kurbanı paylaşarak. Akıtacağımız kanların GAZZE’DE insanlığın kurtuluşu olmasını temenni ederek.
Yoksa “BAYRAM BİZİM NEYİMİZE Kİ?”
Evet, çocuklara bir kez daha iyi tatiller, büyüklerle birlikte HERKESE DE İYİ BAYRAMLAR.