BUGÜN BİZİM İÇİN ÇİFTE BAYRAMDIR

Yayın hayatına geçen yıl başlayan Lider Gazete ailesi giderek büyüyor.

Gazetenin ardından kısa bir süre sonra yayın hayatına başlayan Lider TV, yerelden ulusala uzanacak bir oluşumla hareketine dönüştü.

Bizler yola çıkarken güçlü bir başlangıç yaptık.

Lider ailesi, insanı merkezine alan, suni gündemler yerine kentimizin gerçeklerini ön plana alan, yapıcı yaklaşımıyla hem yerel gazeteciliğe, hem de yerelden ulusala haber kanalıyla farklı bir soluk getirecek.

Daha bir ay öncesine kadar bir apartman dairesinde yayın hayatına başlayan Lider Medya, artık bugün Lider Medya Center ile karşınızda.

Bugün, Dışişleri Bakanı ve AK Parti’nin Antalya takım kaptanı Mevlüt Çavuşoğlu ile yine bu şehrin yetiştirdiği Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un katılımı ile tesislerimizin açılışı yapılacak.

İşte bu nedenle çifte bayramı yaşadığımızı söylemek istiyorum.

Antalya’nın 19 ilçesine ulaşarak bölge halkıyla bütünleşen Lider Gazete’de, yakın bir gelecekte bölge halkının da sesi olacak.

Lider TV ise, web üzerinden sürdürdüğü yayınını kısa bir süre sonra Türksat, D-Smart  ve Digitürk’te de devam edecek.

Yani Antalya’nın sesi tüm dünyadan duyulacak.

Tabi bunlar kolay olmuyor.

Sahil Antalya Yaşam ve Alışveriş Merkezi ile Antalya’nın sosyal hayatına büyük bir katkı koyan Alkoçlar Ailesi, işte bu nokta elini değil, gövdesini taşın altına koydu.

Sadece bir yerel medyayı hayata geçirmediler.

Onlarca meslektaşımıza iş imkanı da sağladılar.

Bu böyle bir dönemde her babayiğidin harca değil.

Onun için kendilerine teşekkür ediyorum.

BİZİMKİSİ ZOR ZAANAT

Gazetecilik çok zor ve stresli bir meslek.

Bu hem çalışan hem de sahibi açısından böyle.

Özellikle yerel gazeteler açısından durum daha da vahim.

Ancak Lider’in ekonomik açıdan bir kaygısı yok.

Çünkü Ender Alkoçlar’ın prensibi gereği ne reklam, ne de Basın İlan Kurumu geliri hiç ama hiç önemli değil.

Zararı bilerek ve göze alarak yola çıkılan bir müessese.

Tek hedefi, Antalya’da doğruları yazmak ve halka bu doğruları ulaştırabilmek.

Maddi beklentisi olmayan bir medya kuruluşunun yazamayacağı hiçbir şey yoktur.

Yaptığımız haberlerden memnun olan mutlaka vardır.

Ancak memnun olmayanların sayısı olanlardan çok daha fazladır.

Biz bülten haberciliği yerine gerçek bir habercilik yapmak için yola çıktık.

Bunu da kısa sürede başardık.

Hal böyle olunca rahatsız olan da memnun olan da çoğaldı.

Elbette ki güzelliklere de yer veriyoruz, hem sayfalarımızda hem de ekranımızda.

Yaptığımız işin ve sonuçlarının birilerini etkileyeceğinin bilincindeyiz.

Sorumluluk anlayışımız toplumun doğru bilgilendirilmesine, eğitilmesine katkıda bulunmayı gerektiriyor.

Ve bizler de bu bilinçle hareket etmeye çalışıyoruz, böyle olmaya da devam edeceğiz.

DOST DEDİĞİN NEDİR?

Bugün Kurban Bayramı’nın üçüncü günü.

Evde otururken aklıma dostluk meselesi takıldı!

Son dönemlerde dost bilip ama sırtımızdan bıçaklayanları görünce bu konuda birkaç kelam etmek istedim.

Dostluk üzerine bir sürü soru geldi ama bir türlü de cevaplarını bulamadım.

Dostluk  acayip bir şey.

Bir kutu olsa açar içine bakarsın ama öyle değil ki!

Metre, kilogram ya da başka bir ölçekle ölçülemez bir olgu.

Büyüteçle ya da dürbünle baksam bile göremezsin.

Satın almaya kalksan bedeli olmaz.

Satan var mıdır?

İşte işin püf noktası burada.

Alınan satılan bir şey değildi amma son denemde dostluk alınan satılan bir emtiaya dönüştü, dönüştürüldü!

Sizce dost, sırlarımızı depolayan bir sır küpü mü, yoksa kendimizde saklayamadığımız sırrımızı taşıyan bir hamal mı?

Yoksa emekle büyüyen bir şey mi?

Bankada para biriktirir gibi bir şey mi?

Bunlar benim anladığım anlamda dostluk değil ve böyle de dostluk olamaz.

Dostluk bana göre hiçbir karşılık beklemeden değer veren, sizi seven, sizin her türlü iyiliğe ulaşmanızı isteyen birisine, hiçbir karşılık beklemeden, değer vermek, sevmek, onun her türlü iyiliğe ulaşmasına yardım etmektir.

Hz. Mevlana; “İyi dostu olanın, aynaya ihtiyacı yoktur” demiş.

Yani dost, dostun aynasıdır.

Dostluk ne muazzam bir kavram, ne mükemmel bir kelime değil mi?

Dost!... Dost!... Dost!... Amma gerçek dost!...

Günümüz insanlığı, sadece aynalarla dost olmanın derdine düşmüş.

Gerçek dostluklar raflarda kalmış!

Yavaş yavaş üstleri toz tutmaya başlamış.

Eski dostlukları bulmanın, aynı güzellikleri yaşamanın tek yolu var.

Haydi dostlar, bir nefes. Kısacık bir üfleme. Bir anda bütün tozu silip, süpürecektir.

Ve gerçek dostluklar ortaya çıkacak, çalışmalar bambaşka olacak, icraatlar bir birini kovalayacaktır.